BÖLÜM-4 🇹🇷⠀ ོ -Güncellendi-

11K 573 17
                                    

Not: bu kitaptakı bazı olaylar 18 yaş üstü ve 13 yaş üstü şiddet içerikli şeyler olabilir . Okuyup okumamak herkesin kendi şahsına ait bir şeydir. Psikolojik yönden kötü etkilenen olursa hiç bir şekilde mesuliyet kabul etmiyorum bilginiz olsun 🇹🇷

Önceki bölümden:

"Dur! Teslim ol!"

Yolu bitirdiğimde kız karşıdaki yamacın patika yolunu tırmanıyordu.
Önüme çıkan kayadan diğerine atlayıp uyarı ateşi açtım tekrar.

"Dur dedim sana!"

Peşinden yamacın tepesine çıktığımda kaçacak yeri kalmadı. Aşağısı yüksek bir uçurumdu ve kız birden bana dönüp yeleğini açtı.

"Yaklaşma asker! Patlatırım!"

"Dur!"

"Ben hain değilim!"

Çığlık çığlığa yankılandı sesi boşlukta.

"Bak çözebilirim!"

Feryat içinde umutsuzca konuştu genç kız.

"Hayır! Çözemezsin!"

Bir adım attım ona doğru aramızda beş altı metrelik bir mesafe vardı.

"Patlatırım gelme asker! Beni dinle!"

"Yapma kızım dur diyorum sana! İmha edebilirim!"

Sertçe koluyla yüzümdeki yaşları tek hareketiyle silip, aceleyle eski püskü yeleğinin cebinden küçük defteri andıran bir şey  çıkardı. Elleri tir tir titriyorken var gücüyle bana doğru atıp ayaklarımın önüne fırlattığında:

"Al bunu Asker!"

"Yapma! Sen masumsun! Kurtarabilirim seni izin ver!"

Küçük bir adım daha attım ona doğru. Son gücüyle bağırdı:

"Gelmeee!"

Bağırışıyla irkilerek durdum.

"Asker bir dakikam kaldı dinle beni!"

"Dinlemiyorum! İzin ver çözeyim!"

Umutsuzca salladı kafasını ve ekledi:

"Yok asker.Çok geç artık..."

Kafasını göğe dikip tekrar bana baktı.

"Beyaz bir gelinliğim olmadı beyaz bir kefenim olsun. Ölümü burada bırakma asker!"

Gözlerini kapatıp elini düğmeye yaklaştırdı. Bu sefer geri geri adımlar atarken konuştum.

"Yapma..."

Ağlayarak son cümlelerini söyledi.

"Affet Allah'ım..."

"Hayıır! Duuuu!"

Şiddetli bir patlamayla geriye savruldum. Gözlerim kapandığında kulağımdaki tek ses tiz bir çınlamaydı.

                                      *

Kendime geldiğimde kulaklarımdan yanağıma bir sıvının aktığını farkettim. Ellerimi yanağımdan akan şeye sürdüm. Kulaklarım kanamıştı. Üstüm toz toprak içindeydi. Beynim zonklarken doğrulmaya çalıştım. Sırtım fena şekilde ezilmişti.

"Ahh!"

Omzumdaki acıyan yere baktığımda kanadığını fark ettim. Derin görünmüyordu. İnleyerek sırt üstü kaldığım yerde oturdum. Olduğum yerden etrafı incelerken geriye ufak ufak parçalanmış bezler ve taşa toprağa bulaşmış kan izleri vardı...
Paramparça olmuştu kız. Birde kana bulanmış siyah defteri vardı ayak uçlarıma yakın yerde.
Aşağıdan Tarık'ın geldiğini farkettim Yanıma gelince durumun tersine oldukça sakin bir sesle:

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin