Önceki bölümden
"Ne diyeceksin Fırat! En iyisi onu teslim etmekmi!"
Son demlerim taştığında sertçe kavradım kollarını. Korkuyla yerinde sıçramıştı bu hareketimle. Aklımdan geçeni öfke anıyla bağırarak savurdu dilim:
"Lan evlen diyecektim kadın!"
O afallamış halde gözlerimin içine içine oklar fırlatırcasına bakarken ben öfkeyle dilimden çıkan sözleri yeni yeni idrak ediyordum. Hâlâ devam eden öfkem kadının karşımda böyle sessiz kalmasıyla artıyordu.
"Se.sen..."
"Bu kadar çok istiyorsun mâdem Ahsen karacadağ! Bende istiyorum o kızı!
"..."
"Râzı olursa gönlün evlenirsin benimle olur biter!"
Bütün tim donmuşcasına bize bakıyordu. Ahsen hanımda aynı şekilde şaşırmış ve korkmuş gözlerle bana bakıyordu. Son sözlerimin peşine bir şey söyleyemeyeceği açıktı.
Bir adım geri durarak kolunu sertçe bıraktım. Geri dönüp araca yürüdüm hızla. Bastığım yola adımlarım sığmıyordu resmen. Sinirle geçtim direksiyona diğerleride toparlanıp araca atladı hemen. Dikiz aynasından hâlâ olduğu yerde donuk halde duran kadına kaydı gözlerim. O sırada cebimdeki telefonum çaldı. Annem arıyordu. Meşgule atıp cebime geri attım telefonu. Yan tarafıma oturan Tarık'ta kısa bir bakış attı bana. Sonra anahtarı çevirip birliğe sürdüm.
Her şeyin aksine çok sinirliyim. Eğer oturup dinlemesini bilse,bu durumu daha farklı bir şekilde ona izah edecektim. Gerçekten sevdiğimi meselâ. Bu çocuğun bizim için bir vesile gibi olduğunu.
Şimdi ise zor kullanır gibi gönülsüzcesine bu teklifi sunmuş gibi döküldü dilimden her şey. Belkide kabul etmeyecektir. Her şey sarpa sardı iyice.Hem benden nefret ediyor. Ne diye kabul etsin.
Sinirle elimle ovuşturdum ensemi sonra yola odaklandım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
3 gün sonra
Saat gece 03.00 bense hâlâ yatağımda bir sağa bir sola beynimdeki düşünceleri savurmaya çalışıyorum. 3 gündür için içimi kemiriyor doluya koyuyorum olmuyor boşa koyuyorum olmuyor. En sonunda kafamı iki elimin arasına alıp yatakta doğruldum.
"Arkadaş kabul etse ayrı dert etmese ayrı dert!"
Bu şekilde olacak bir evliliği aileme de açıklayamam. Onlara sormadan, sormayı geç tanıştırmadan. Nazlı'ya elbet kol kanat gererim. Evlâdım gibi severim. Ya Ahsen? Evlensek bile ben onu seviyor olsam dâhi onun bende gönlü olacakmı?
Kendi kendime gülerek söylendim:
"Hadi canım sende!"
Böyle âsi bir kadın asla sevmezdi beni. Hatta bırak sevmeyi ben niye düşünüyorum kabul etmeyecekki. Gönlü râzı değil bir kere.
Kendimi rahatlatmak adına konuşuyordu iç sesim.
"Hem Nazlı'yı evlatlık verdirtmem kimseye ben onu sürekli ziyaret ederim yalnız bırakmam."
Yorgunca yumdum gözlerimi. Bir müziğin melodisi gibi beynim sürekli konuşuyorken karanlığa daldı gözlerim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Keskin ve sinir bozucu bir şekilde çalan telefona uzandım halsizce. Kafamı yastıktan kaldıramayacak kadar bitkindim. Kurumuş boğazım içimi daraltırken bakmadan açtım telefonu. Gözlerim kapalı, yarısı yastığa gömülmüş ağzımdan zorla iki kelam döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kartal🇹🇷⠀ ོ
Teen FictionSevme kızım beni. 'Ben askerim' toz toprak kokarım. Elini uzatsan silah gibi tutarım. Benim gözlerime bakma sana düşman gibi bakarım. Ben uyku nedir bilmem geceleri nöbet tutarım,gece gelme bana parola ister sorarım.Ben disko,dans bilmem yürüyüş kar...