BÖLÜM 41- 🇹🇷 ⠀ ོ

2.9K 227 154
                                    

Önceki bölümden:

Aynı ortamda bile nefes almayı özlemekte varmış aşkta. Şuan karşımda iştahla yemeğini yerken izlediğim adam bana bunu da öğretmişti...

Fırat'tan

Sabah kahvaltısını timle beraber yaptık.  Yüreğimiz,can parçamız Yiğit yine goy goylarıyla güldürdü bizi. En çok Tarık'a takılıyordu.

' Karizması var ama içinde bir okadar da canavar yatıyor komutanım' dediğinde koca mutfaktaki herkes kahkahaya boğuldu.

Tarık hiç gülmüyordu. Her zamanki gibi. Buda bize normal geliyordu. Aksi tuhaf gelirdi.  Kara gözleri kısılırken aynı zamanda siyah kaşlarıda çatılmıştı.Yiğit'e tehditkâr bir bakış attı ve ekledi:

"Seninle saha güreşi yapacağız. Yenilirsen bir daha ben ve karizmama dokunmayacaksın."

Bu sefer Tarık'ın yüzünde çarpık bir gülüş belirdi.

Yiğit deli cesareti oturduğu yerde doğrularken kabul etti bu teklifi. Ömer geçmiş olsun der gibi Yiğit'in omzuna vururyor bir yandanda önündeki ekmekleri ağzına verip:

'Ye aslanım ye on fırın ekmeğe ulaşmamız şart' diyordu.
Bütün tim ve konuşmalarımıza kulak kesilenler baya güldük. Güzelde bir haberde aldık. Çifte düğün olacaktı. Tabi düğünün birisini sadece ben biliyorum.

Hasan'ın nişanlısı ilk izinde 'beni istemeye gel ailem kabul etti' demiş. Hasan büyük bir heyecanla bize anlattıklarından sonra. Bu güzel haberle Hasan'ı birer birer tebrik ettik. Ama Yiğit :

'bol şans kardeşim. Allah kolaylık versin ayağına yenge değmesin' diye dalga geçince koca bir kahkaha dalgası sardı yine. Hasan ise buna karşılık Ömer gibi Yiğit'e ekmek uzatıp:

'Ye aslanım ye' diye dalga geçiyordu.

Güzel muhabbet sohbetle beraber kahvaltımızı bitirdikten sonra  birliğe geçtik. Çifte düğün demiştim. Diğer düğün ise akşam çıkacağımız gizli operasyondu. Saat sekizi bulmadan celal komutanın yanına geldim. Akşam için hazırlıkları şimdiden konuşuyorduk. Meşakkatli bir münakaşadan sonra iyice yorulduk.

Saat öğleyi bulmuştu. Celal komutan mola için birer bardak çay istedi. Daha time detaylı bilgi sunacaktık.

Komutanım oldukça iyi görünüyordu. Bu Operasyonla sağlam bir darbe alacaklardı. Ve çetin Akmaz denen hainin ölüm fermanı denilebilirdi.

Çayıma keyifle bir şeker atıp karıştırırken Celal komutan konuştu:

"Fırat bu operasyonun sonunda elimize sağlam bilgi geçecek. Öyle hissediyorum."

Çayımı karıştırma işimi bitirince:

"Doğrudur komutanım."

Bir yandan bu haberler iyi görünse de içimde sebebi belirsiz bir sıkıntı vardı. Sabahtan bu yana beni sıkan bu ruh halim de yormuştu beni.

Çayımdan bir yudum alırken kulağıma keskin bir ses geldi. Füze sesiydi bu. Bardağı olduğu gibi bırakıp bağırarak yere yattım.

"Füzeee!"

Kulakları dolduran bir patlama sesinden sonra ayaklanıp celal komutana baktım. Çoktan masayı kendine siper almıştı.

"Komutanım burada kalın!"

Hızla çıktım odadan koşar adım merdivenleri indim. Giriş kapının önüne geldiğimde yoğun bir ateşin içinde buldum kendimi. Mermilerden korunabilmek için kapıyı kendime siper yaptım. Dört araçla üzerinde tam sayısının görmediğim alçaklar bize saldırıyordu.  Bu hiç beklenmedik saldırıya karşı savunmada oldukça iyiydik. Sadece vur kaç gibi bir çatışma olduğunu düşünsemde yolda beliren bir kamyon kafamdaki her şeyi değiştirdi. Hızla bize doğru geliyordu.

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin