...
Oturduğum yerden kalkıp lavaboya geçtim. Soğuk bir suyla abdest alıp huzur içinde eda ettim namazımı. Dolabımdan Kur'an'ı Kerim'i alıp besmele çekip açtım bir sayfayı. Koltuğun sağında duran masamın sandalyesini çektim yavaşça. Kur'an'ı Kerim'i koyduğumda üstte özenle yerleştirdiğim keskin nişancı tüfeğimin yamuk duran namlusunu düzelttim.
"Bizimde simetri takıntımız var biraz"
Sandalyeye oturup açtığım sayfaya baktım.Besmele çekip gözüme çarpan ilk ayeti okudum. Sonra anlamına baktım.
"Ey iman edenler! Sabredin, sabır yarışında (düşmanlarınızı) geçin!"
(Âl-i İmrân sûresi (3), 200)Gerçekten doğruydu. Sabır her kapının anahtarı sanki, tıpkı zaman gibi. Âl-i İmran suresinin birazını okudum. Saat altıya gelmişti. Giyinip lojmandan çıktım. Hava hafif karartılı ve parçalı bulutluydu. Her zamanki gibi Celal komutanın yanına çıkacaktım. Açık araziyi geçip birlik binasına girdim. Komutanımın odasına geldiğimde tıklattım kapıyı.
"Gel Fırat."
Her zamanki gibi yine benim olduğumu farketmişti. Tebessümle odaya girdiğimde komutanın karşısında oturan kadını görünce irkildim. Yasemin öğretmendi bu. O gece kızlarla birlikte kurtardığım...
"Gel Fırat otur."
Komutanım eliyle kadının karşısındaki koltuğu işaret edince ısrar edemedim. Konuşmakta istemiyordum sesimi tanır diye.
Komutanım benden önce çağırdığı hazır olda bekleyen askere bakıp:
"Erdem."
"Emredin komutanım."
"Bize üç çay getir oğlum."
"Emredersiniz komutanım."
Sonra bana dönüp:
"Fırat,bu kızımız Yasemin öğretmen. Hainlerin elinden kurtardığın kızdan aldığın bilgiyi başka bilen birisi varmıydı? Bu kızımızla beraber diğerlerinide birisi kurtarmış. Bende tam detaylı dinleyecekken sen geldin. Siz Operasyona çıkmadan önce beni arayıp bilgilendirmişti. Daha doğrusu ben çağırdım birde yüz yüze dinlemek istedim."
Rahat görünmek adına yavaşça geri yaslandım. Karşımdaki kadınla göz teması kurmamak için uğraşırken sıcak çaylar geldi.
Komutan öğretmene bakıp:
"Anlatın öğretmen hanım."
"Biz kaçırıldık. Kaçırıldıktan sonra ilk bir kampa götürüp bizi bir kaç kişi bölüp dağıttılar. Kurtarıldığımız o gece yola çıkacaktık diğer kampa götürülmek için. Eğer o asker gelmeseydi. "
"O askermi?"
Bu soruyu cevaplamadan devam etti öğretmen.
"Bütün teröristleri tek tek öldürüp. Bizi kurtardı. Bir bordo bereli gibiydi. En son biz kaçarken bir tane terörist kafasına silah dayadı. Bende onu vurdum.Sonra bizi getirip buraya bıraktı."
"Öğretmen hanım kimdi bunu yapan kişi? En ufak bişiy görmedinizmi?"
"Yüzünü görmedim. Kapalıydı. Siyah kamuflajı vardı."
"Bir rütbesi varmıydı?"
Kadın düşünmeye çalışırken kaşlarımı çattım. İçimden söylenmeden edemiyordum. "Allah'tan bilgi verme dedik!"
"Bilmiyorum."
"Başka bir şey hatırlıyormusunuz peki?"
"Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kartal🇹🇷⠀ ོ
Teen FictionSevme kızım beni. 'Ben askerim' toz toprak kokarım. Elini uzatsan silah gibi tutarım. Benim gözlerime bakma sana düşman gibi bakarım. Ben uyku nedir bilmem geceleri nöbet tutarım,gece gelme bana parola ister sorarım.Ben disko,dans bilmem yürüyüş kar...