BÖLÜM-25 🇹🇷 ⠀ ོ-Güncellendi-

3.7K 217 49
                                    

Çenem öfkeyle kasılırken elimdeki günlüğü sertçe çekip aldı.
Yan tarafıma düşen ellerim sinirden seyriyordu.Az önce yediğim tokatın acısıyla yanan yüzümü Ahsen hanım'a döndüm. Aşırı öfkeliydi. Gözlerindeki o yoğunluğu hissedebiliyordum. Son sesiyle bağırdı peşine:

"Sana sormuştum!"

"..."

"Kardeşimden kalan tek parçayı benden sakladın! Ve gelmiş bana burda saçma sapan bir açıklama yapıyorsun!"

Diyecek hiç bir sözüm yoktu şuan ona karşı. Tek yapabildiğim sessiz kalmak...

Dişlerini sıkarak öfkesini kusmaya devam etti.

"Kardeşimin kurşunla vurulduğunu söylediniz!"

Elleriyle omuzlarıma yumruklarını vurduğunda omzumdaki yaranın açılan dikişlerini umursamadım. Şuan açılan yaramdan daha fazla acı çekiyordu karşımdaki kadın.

Nefesindeki sıcak feryâdını
hissedebiliyordum. Hıçkıra hıçkıra çığlığı andıran bir edayla yükseltti sesini.

"Paramparça olmuş kardeşim!!"

Durması için yavaşça kavradım bileklerini. Gözlerinden oluk oluk yaşlar dökülüyordu.Yüreğime kesik atar gibi baktı gözlerimin içine içine. 'Benden nefret ediyordu artık.'

Sonra tuttuğum bileklerini benden kurtardı. Hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı.Ve yoldan bir taksi çevirip gitti. Benimse tek yapabildiğim ardından onu izlemek oldu. Bindiği taksi gözden kayboluncaya kadar baktım ardından. Beş dakika kadar kaldım olduğum yerde. Sonra bitkince banka bıraktım kendimi.

Ahsen'den

Tuttuğum nefesimi ağlayarak verdim hıçkıra hıçkıra.

Evimin kapısını zor örttü ellerim.
Kendimi kapının dibine bıraktım.

Nasıl yaptı bunu? Bir yandan Çetin denen hainin eziyetine maruz kalmış bir yandan son yaşam çiçeğim, kardeşimden kopmuştum.

Evimin penceresinden içeriye vuran ışığa kaydı gözlerim.
Ellerimi güçsüzce yanlarıma bıraktım. Hiç hâlim kalmamıştı artık. Nasıl yanıyor,bitiyor ruhum.

Ah bu tarifi olmayan, içimi kor alev yakan aldığım nefesim.Öyle yanıyor ki içim. Ellerimin içinde titreye titreye tutuyorum kardeşimin günlüğünü.
Kapağına kan bulaşmış.Kardeşimin kanı.

Öyle baktım kaldım elimdeki günlüğe. Kardeşimi tekrar kaybetmiş gibi acı çekiyordum. Hakimiyetini kaybetmiş parmaklarımla çevirdim günlüğün ilk sayfalarını.

Elimin altında beliren ilk yazı.
'Çetin akmaz terörist!' yazısı...

Sanki bunu daha önce öğrenmemiş gibi, duymamış gibi tekrar yıkıldım.
Kanayan yaram daha çok kanadı. Çok sevmiştim ben onu. Çok.
Şuanki acım boşuna süregelmiş bir aşk için değil. Hem kandırılmış hemde can parçası elinden sökülerek alınmış bir gönül yangını.

Zor gören gözlerimin okuduğu bir iki satırda:

"Abla çetin beni çok tehdit etti. Onu telefonda hainlerle irtibat halindeyken yakaladım. Konuşmalarını duydum. Beni senle tehdit etti ablam. Sana zarar verecekti. En son beni otobüsle kaçırttı. O saldırının sebebi bendim abla. Şimdi canlı bomba olarak yollayacaklar sana. Birliğe bomba olarak yollayacaklar beni. Sende diğerleride yok olacaksınız. İzin vermeyeceğim ablam. Gerekirse kendimi patlatırım. Sen yaşa. İntikamımızı al ablam. Çetin akmazdan koru kendini abla. Seni öldürmek için beni gönderiyor. Ben olmasam kendi yapacak. İnşallah sana ulaşır bu yazdıklarım ablam. Seni seviyorum. Kardeşin, Esma.

Bir çırpıda okuduğum satırlarla birlikte gözlerimden bitmeyen yaşlarım akmaya devam etti. Sesli bir şekilde zikrettim Rabbimi:

"Allah'ım."

Dilimden titrek titrek çıkan salavatlar ile kendimi lavaboya attım. Elimi yüzümü yıkadım soğuk suyla. Belki çok önceden öğrenecektim onu.
Sırf komutan bu günlüğü sakladığı için şuan içinden çıkılmaz bir haldeyim.

Kardeşimin yazdığı günlüğü kapının önünden alıp salona geçtim. Koltuğa oturdum yavaşça. Bir kaç defa derin nefesler aldım. Bir kere İnşirah sûresini okudum.Sakinleşip kardeşimin bana yazdığı son satırları okumak istiyordum.

Günlüğü tekrar açtım yavaşça. İlk satırlarda gözlerim gezinirken kapı çaldı beklemediğim bir anda.

"Ahsen. Benim aç kapıyı."

"Kapıdan duyduğum keskin ve tok sesin sahibi belliydi.Gözlerim yerinden çıkacak gibi açıldı korkuyla. Kesin beni takip etti!"

"Sırf birliğe gittiğim için evime zorla girip işkence yapan adam, şuan belkide canımı almaya geldi."

Sırtımda acısı taze olan yaramı hissederken sertçe yutkundum. Kulaklarım bile duymuştu sesini yutkunuşumun. Allah'tan sokaktaki ışık evimi aydınlattığı için ışıkları açmamıştım. Ses çıkarmamaya özen göstererek kapıya yaklaştım. Şuan ona deli gibi saldırmak geçiyordu içimden.

" O benim kardeşimin katili!"

Kapının deliğinden kısa bir göz attım dışarıya.

Bir elini ensesine atmış diğeri kapının  zilinde açmamı bekliyordu. Birlikten döndüğüm gün akşam tam evime girerken ardımdan beni iterek hızla içeri girmişti.

Sonrasında hatırlamak istemediğim şeyler yaptı bana. Bir yandan bedenimdeki sızılar yakarken canımı bir yandanda yediğim ihanet yakıyordu içimi.

Kapının yanından duvara yaslanıp tekrar çöktüm yere. O kapıyı tekrar tekrar çalarken ben sessizce döktüm gözyaşlarımı.

Bir hafta sonra

Fırat'tan

Ahsen hanım ile yaşadığımız olayın üstünden tam bir hafta geçmişti. Hiç yüzünü göremedim bu bir hafta boyunca. Okulada gelmiyormuş artık. Belkide terk etti burayı.

"Peki ben? Ben neredeyim?"

Şuan terminalde yola çıkacak olan otobüsü bekliyorum. Tarık hariç hepimiz izinleri almış evimizin yolunu tutmuştuk. Tarık ise sıkı bir sağlık kontrolünden geçecek. İzin süremiz bir ay kadar. Gerçekten uzun bir süre. Buradan bu şekilde gitmeyi hiç içim el vermiyor.

Sanki geri dönemeyecekmiş gibi bir boşluk var içimde. Ama ailemide çok özledim. Babamı,annemi,kardeşimi ve Aziz amcayı. Annem çok sevinmişti bu haberime. Kardeşim yanlarına digişime sevinsede bana kızgındı.

Onu korkutuyordum sürekli. En son attığım mesajda kesin hüngür hüngür ağlamıştır. Bir gün olurda beni kaybetmekten çok korkuyor. Biz onunla abi kardeşten öteyiz. Ne ben ne kardeşim ayrılmaz bir bütünüz. Sadece bir kaç yıl mesafeler girdi aramıza. Askeriyeye karışalı yani.

En sevdiğim dostum kardeşim. "Börü"
Onunla biz memlekete beraber giderdik. Şırnak'ta terminalde beraber beklerdik sohbet ede ede. Ne burada ne İstanbul'da ayrı değildik. Aziz amca babamın yakın dostu, börü ise benim.

Geçen yılların adına derin bir nefes alıp verdim. Sonra ardımda duran banka oturup geriye yaslandım yavaşça. Küçük valizim ayağımın dibinde benim gözlerim karşıya kenetlenmiş bir şekilde on dakikaya gelecek olan otobüsü beklemeye devam ettim.

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin