Eleştirilere herkes gibi açığım, kitabı okuyan okuyucularımın istekleri, yorumları ve eleştirileri en çok önem verdiğim noktadır. Bu kitapta size kusursuz ve hatasız bir anlatım vadetmiyorum. Elimde ve zihnimden geldiğince kendi dünyamın içinden ve sınırından çıkmadan satırlar yazmayı amaçlıyorum sadece ve bu da ilk kitabım olduğu için kendimi de geliştirmeyi diliyorum. Her eleştirilere ve yorumlara açığım saygı çerçevesinden ayrılmadığımız sürece. Şimdiden herkese teşekkürler.Yayımlama tarihi: 5 Şubat 2020
Keyifli okumalar!
Bölüm şarkısı: Sleeping Pulse - War
Kara Derman.
🍂1. Bölüm: "KIRMIZI LEKELER"
12 Eylül 2019
Kırmızı lekeler.
Kan, korku ve heyecan.
Hayat denen ince ipin üzerinde sarsılıp durmak.
Uçuruma düşmemek adına, mücadele etmek.
İnsanlar kandan korkardı genellikle. Çünkü kan her zaman; hatta çoğunlukla hayırsız işlere delâlet ederdi. Fakat benim için öyle değildi, ben kanı seviyordum. Ben kan ile yaşıyordum. Çünkü biz doktorların işi kanlaydı. Kan görünce korkmazdık biz, aksine heyecanlanırdık. Bazen de üzülürdük tabii, çünkü her insan hayatta kalamıyordu. Ameliyathaneden çıktığınızda size umutla bakan o aileye, size bana çocuğum yaşıyor.' de der gibi adeta yalvararak bakan anneye o acı haberi vermek, başınız sağ olsun...' demek en kötüsüydü ve en dayanılmazıydı hiç şüphesiz. Ben bunu günlerce yaşıyordum. Aylarca yaşıyordum çünkü ben doktor olmayı seçmiştim ve iyi ki de seçmiştim.
Ben insanları iyileştirerek kendi yaralarımı da sarıyormuşum gibi hissediyordum.
Kendimi bildim bileli bu mesleğe adamıştım kendimi. Önüme bir sürü zorluklar çıksa da, bazen kendimi bu mesleği hak etmediğime inandırsam da bu mesleğin aşığıydım ben. Fakat içimdekiler hâlâ benzerdi; bu mesleği hak edecek kadar ak mıydım? Ömrümü insanlık için feda edebilirken, bir insanın canını yakmışsam bu mesleği hak edecek kadar ak mıydım? Nefsi müdafaa veya değil, yara sarmak yerine açmışlığım da olmuştu bir seferinde; o günden sonra kendimi bu mesleğe karşı utanıyor gibi hissediyordum. İçimdeki küçük kız çocuğu bana diyor ki: Sen mecburdun, sen en doğrusunu yaptın. Senin yolun bu yol. Sen aksın.' gülümsüyorum. İçimdeki kız çocuğuna gülümsüyorum, ama o gülümsemiyor.
Gülümseyen dudaklarını kilitlediler o kızın.
Etrafa zararsız bakan gözlerine, siyahla örtülü bir perde indiriler.
Minicik ellerini zincirlediler, zincir elinde değil ruhunda izini bıraktı.
Başka bir iç sesim konuşuyor sonra, o iç sesim benden öyle nefret ediyor ki... Bazen o iç sesimin, kurtaramadığım o içimdeki kız çocuğunun sesi olduğunu düşünüyordum. Diyor ki bana: Sen herşeyi çözebilirdin ama yapmadın ve sessiz kaldın. Giden bir çocukluk değil, ruhundu. Sen kime derman olursan ol karasın. Kara Derman'sın sen. Ak değilsin, hiçbir zaman olamayacaksın.' ve susuyorum. Çünkü biliyorum, haklı. Çünkü biliyorum, gerçek. Bir gün içimdeki karaların birine akacağından öylesine korkuyorum ki, öylesine kötü bir his ki. Birilerinin geçmişimdeki acılarımı öğrenmesi veya o acılarla yüzleşmek; bunlar benim felaketim olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA DERMAN
Teen Fiction"Ve artık ben, kendi avuçlarımda, kendi felaketimin izlerini taşıyordum." ♫ Soğuk bir Eylül gecesi, Babası nefret ettiği bu hayattan göçüp gitmesine rağmen onun varlığına inan o kızın, o gecede dikkatini çeken bir iz; bir leke. Tek bir iz, tek bir l...