Sıla - Sende Bırakıp Gitme12. Bölüm: "IŞIĞI SÖNEN KALP."
Elimdeki kan damlasının yanına bir tutamda su düştüğünde irkildim. Boynuma gelen sıcak ve hızlı nefesi boğazımı kuruttu. Yağmur yağıyordu, kurşun sesleri değil. Tolga ile geçirdiğim anılar birer birer gözlerimin önünden film şeridi gibi geçerken beynimin durduğunu hissetim. Tolga vurulmuştu, kendi canını benim için hiçe saymıştı. Kalbimin hızlı atışına onun da kalbi eklenmişti. Boynumda ki hızlı nefesenin yavaşladığını hissettiğimde kendime geldim.
"Tolga!" Cevap yoktu.
Ağır bedenini üzerimden itmeye çalıştığımda tekrar silah sesleri gelmeye başladı. Onu üstümden yavaşça itip yere yatmasını sağladım ve iki dizimi bacaklarının yanında kırarak ağırlığımı asla üzerine vermeden üstüne çıktım. Belinden vurulduğu için beli yere değdiğinde acıyla homurdandı, acıyı hissetmesi iyiye delaletti. Ellerim ile yüzünü avuçladım ve yavaşça kendine gelmesi için onu silktim.
"Tolga! Gözlerini aç sakın uyuma!" Gözlerini acıyla kırpıştırdı. "Tolga!" dedim bağırarak, "Uyan ne olur uyan!" Sonunda gözlerini açtığında gecenin karanlığında birer elmas gibi parlayan ela gözleriyle birleşti gözlerim. Gözlerini kıstı ve yüzümün bir noktasına dikkatle baktı, gülümsedim.
"Böyle kal, sakın gözlerini kapatma!"
Bitkince iç çekti. "Bana emir etme. Emirleri sevmem." dedi kısık bir sesle. Yerinde rahatsızaca kıpırdadı, yüzü acıyla buruştu. "Dur!" dedim telaşla, "Hararet etme." Ellerimi siyah elbisemin altına getirdim ve sertçe bir parçasını yırttım.
Onu iki kolundan sıkıca kavrayarak yukarıya doğru çektim, açıkçası uyanık olmasa bunu asla yapamazdım. Ağzından anlayamadığım bir mırıltı çıktı ve başını sol omzuma yasladı. Elimde ki siyah kumaşı kanını biraz da olsa durdurmak amaçlı belinde ki yaraya bastırdım.
"Acıyor mu?" dedim neredeyse ağlayacak bir sesle.
"Hayır." Ağzı omzuma dayalı olduğu için sesi boğuk çıktı. "Dayan birazdan iyileşeceksin." Ellerimle yavaşça saçlarını okşamaya başladığımda omuzlarını düşürdü. "Gitme lütfen..." dedim fısıldayarak. Kalbimin dört bir yanına yayılan korku, zihnimde gömdüğüm anılar kapısını tekmeledi, nefesim kesildi ve kaskatı kesildim. Tolga'nın bir eli bitkince belime yerleşti ve yavaşça okşadı. "Gitmiyorum..." dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. "Yanındayım."
"Mezar çok soğuk, şimdiden üşüyorum ve korkuyorum Zeytin gözlüm. Isıt beni nolur.."
Asla unutamadığım kardeşimin sesi, kalbime bir bıçak misali sapladı ve orda dolanmaya başladı. Gözlerimi sımsıkı kapatıp unutmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA DERMAN
Novela Juvenil"Ve artık ben, kendi avuçlarımda, kendi felaketimin izlerini taşıyordum." ♫ Soğuk bir Eylül gecesi, Babası nefret ettiği bu hayattan göçüp gitmesine rağmen onun varlığına inan o kızın, o gecede dikkatini çeken bir iz; bir leke. Tek bir iz, tek bir l...