30. Bölüm: "Yüreğe Sadık Zincirler"

395 40 56
                                    

Kısa bir aradan sonra merhaba! Lütfen bölümü oylayıp yorum yapmayı unutmayın ballarım. Güzel duygular hissettik, keyifli okumalar!

Gabrielle Aplin - The Power Of LoveÇağan Şengül - PapatyaZeynep Bastık - Fırça

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gabrielle Aplin - The Power Of Love
Çağan Şengül - Papatya
Zeynep Bastık - Fırça

30. Bölüm: "YÜREĞE SADIK ZİNCİRLER"

Babacığım, çok acıyorum.
Babacığım beni affet ama ben yapamıyorum.
Elimden fazlası gelmiyor.

Benim diğer yanım, acımı ne dindirir bilmiyorum. Tek bildiğim içimde dermansız bir kız çocuğunu beklediğim ve o kızı dermanına ulaşamadıkça benim bir kurtuluşumun olmayacığıydı. Acımalıydım. Canım yanmalıydı. Belimdeki her bir izimi bir günah gibi saklamlı, yüreğimin çığlıklarını kalbimle yutmalıydım. Bunları hak edip etmediğimi sormamalıydım.

Fakat yemin ediyorum babacığım, ben bunları hak etmiyorum.

Sana yemin ederim babacığım, ben kötü bir insan değilim.

Buz tutmuş kemikli parmaklarım, ucunda ölümün mührünü taşıyor gibi yanaklarına tutunmuştu. Amacım onu ölümle mühürlemek olmasa da onu tutunmuştum işte. Bilinci kapalıydı fakat nefes alıp vermesi bile benim için bir tutanaktı. Bir kasırganın ortasında kırılmış bir dala tutunmuştum acemice. Ah dal, keşke kırılsan da düşsen şu uçurumdan. Neden tutunuyorum sana şimdi?

Gözlerine bir saniye daha bakabilirim diye.

Göz kapakları yumuluydu, kirpikleri gözlerinin önünde birbirine çekilmişti ve bunu ona yakıştıramıyordum ben. "Tolga," deyip kulağına fısıldadım ve gözlerimi sıkıca yumdum. Biliyorum arkamdaydı ölümüm ve ben fısıldamak istediğim şeyi fısıldamalıydım. Dudaklarımı büzdüm ve yutkundum.

"Haklıydın, biliyor musun, benim saçlarım da kalbim de sana ait."

Alt dudağımı ısırıp geri bıraktıktan sonra kalbimin tıkandığını hissettim. "Senin güzelin daha iyileşemeden gidecek, özür dilerim." dedim. Beni duymamasına dua da ettim. Yanağına minik bir öpücük bıraktım ve başını ellerimin arasından ayırıp yavaşça zemine bıraktım. Saçlarının dokusunda soğuğu hisseden saç dipleri kadar soğukladı avuç içim.

Omuzlarımı dikleştirdim ve derin bir nefes alıp yavaşça ayağa kalktım. İki elimi de karnımın üzerinde birbirine kenetleyip önümdeki adama sakince baktım. Yalnızca bir koruma olduğu aşikardı. Hiçbir şey yapmadan öylece yüzüne baktım.

"Bayan Aktaş," dedi, garip bir aksanla. Bakışları yerde yatan Tolga ve Vedat'a kaydı. "Bizimle gelmelisiniz, zorluk çıkarmadan."

KARA DERMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin