"Ve artık ben, kendi avuçlarımda, kendi felaketimin izlerini taşıyordum."
♫
Soğuk bir Eylül gecesi,
Babası nefret ettiği bu hayattan göçüp gitmesine rağmen onun varlığına inan o kızın, o gecede dikkatini çeken bir iz; bir leke.
Tek bir iz, tek bir l...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cigarettes After Sex - Sesame Syrup
Red - Hold Me Now
Jazmine Sullivan - Bust Your Windows
Think Up Anger feat Malia J - Shout
Son Lux - Lost It To Trying (Paper Towns Mix)
42. CENNETE GİDEN CEHENNEM İSTASYONU
Ateş mi arıyorsun, kalbime uzan. Buz mu arıyorsun, gözlerime dokun.
Eğer dört odacıktan oluşan kalbinizin dört odası da bomboşsa da, hayatınızda en zirveye tırmanabilirdiniz belki de. Ağırlığınız olmazdı. Kalbiniz hafif olurdu. Zirveye tırmanırken, zemine baktığınızda kalbinizdeki odalar eğer boş değilse, o odaları ısıtmayı düşünmezdiniz; veya tırmanırken düşersem odalarım da düşer diye düşünmezdiniz. Zirveye çıkarsam mutlu olamam. Onlar gelemez ama aşağıda kalırlarsa ben düşerim. Kalbimin dört odacığı da boş.
Ama göğüs kafesime dayanan birkaç hise mahkumum.
Yalnız başıma haraket edebilme şansım olsaydı, belki de upuzun saçlarımı açıp çırpınsınlar diye değil; babamın parmakları dolaşsın diye uğraşabilirdim.
Ben babamın, nazlı, küçük, minik elli ve yardıma ihtiyacı olursa dermanını onun omuzlarında bulabilecek Gece'siydim.
Şimdiyse, öne doğru bir adım atsam, kardeşimi benimle birlikte tırmandırtmak zorunda kalacaktım ve o küçük, nazlı ve minik elli kız kendini anında boşluğa doğru salacaktı. Bunu biliyordum. Eğer durursam, olduğu yerde yok olacaktı ve eğer geçmişe gidersem...
Hayır, hayır, hayır.
Onu geçmişe doğru götürürsem, henüz yanmaya devam eden alevlerin ortasında kalacaktı.
Geçmiş yanıyor, alevleri bugüne kadar sıçrıyor çünkü ben geçmişi, birisinin göğüs kafesinde saklayabilmiştim sanmıştım.
