22. Bölüm: "Korkunun İlk Kıvılcımı"

670 59 291
                                    


22. Bölüm: "KORKUNUN İLK KIVILCIMI"

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, bunlar benim için çok önemli.

Keyifli okumalar!

Şarkılar: Ariana Grande - God İs A Women
Britney Spears - Toxic
Ayşegül Aldinç - Durum Leyla

*

Beşinci yaşımdan sonra hayatımın hiçbir zaman bir dönüm noktası olmamıştı. Beşinci yaşımdan önceki ben ayrı, beşinci yaşımdan sonraki ben ayrıydım.

Uyurken, uyumaktan korkuğum ve babama sığındığım zamanlarımı hatırlıyorum. Ne zaman gözümü kapatsam, aklıma yaralarım ve yaşadıklarım geliyordu. Beşinci yaşımda. Gözlerimi kapattım, aklıma yaşadığım kötü anlarım geldi. Gözlerimi açtım, aklıma o anları tekrar yaşayabileceğim korkusu geldi. 'Korkma benim güzel kızım.' diyor babam. 'Korkma ben burdayım, yanında olduğum sürece zarar göremezsin.' Gözlerimi açıp yüzüne bakıyorum. Güzel yüzüne. Saçlarından kirpiğine kadar kahverengiydi. Söylemek istiyorum, ağlamak istiyorum, içimdekileri kusmak istiyorum. Neden yanımda olmadın o anda baba? Diyerek ağlamak istiyorum. Neden kurtaramadın beni? Neden hayatım boyunca örümcekleri her gördüğüm an nefesimin kesilecek olmasına engel olamadın? Neden o yaraları almama izin verdin canım babam? Demek istiyorum ama susuyorum ve gülümsüyorum.

Gülümsüyorum ama kanatlarım kırık.

Gülümsüyorum ama örümcek var.

Beşinci yaşımın bana baktığını hissediyorum. O küçük kız bana öyle bir bakıyor ki, kör olmak istiyorum. Neden sustun? Diyor bana. Gözlerine bakıyorum o küçük kızın, yeşil gözlerine. Ben miyim o kız sahiden? Gözlerine bakarken kendimi görmüyorum. Halbuki o kız benim. Benim küçüklüğüm, benim korkularım ve benim yaralarım. Küçüklüğüm elini kalbine götürüyor ve gözlerini kapatıyor, tekrardan o onaları yaşıyormuşçasına; 'çok korkuyorum...' dediğini duyar gibi oluyorum. Ben şimdi büyüdüm, korkmuyorum artık sende korkma.' diyerek yanına yaklaşmak istiyorum ama o küçük kızın etrafından yükselen ateşler buna izin vermiyor.

O gün susup acıyı tattığım gibi; tekrar susarak acının bedenimi ele geçirmesini izliyorum.

Ben büyüsem de, yaptıklarım hâlâ aynı oluyor. Ne kadar insanlara yardım edip onları kurtarsam da, o küçük kızı kurtaramayan kızım ben. Kötü olan, siyaha boyanan ve korkan.

Kalbimin korkuyla çığlık atmasını umursadım bu sefer. Bu sefer sessiz kalmadım. Onun zarar görmesine dayanamazdım çünkü. O bana iyi geliyordu.

Yerimde hızla doğrularak, "Tolga!" diye bağırdım. Ceyhun'nun silahından çıkıp konağın ortasına bir ateş misali düşen kurşun, Onur'un tam omzuna denk gelmişti. Bu sırada Tolga ve diğerleri hızla Onur'un yanına koşmuş onun yanında diz çökmüştü. Benim gözlerim şok içinde bir onlara, bir de o kadar insandan sadece bana bakın Kâinat'a gidiyordu.

Sapsarı saçları vardı. Esmerdi ve gözleri en az gökyüzü kadar mavi ve derindi. Benden birkaç santim kısa gibi görünüyordu ve vücudu bitkindi. Gözlerimi ondan çekememin nedeni güzelliği değil; yüzündeki morluklardı. Dövüldüğü ortadaydı. Kim dövmüştü neden dövmüştü bilmiyordum ama bir kadının bu şekilde dövüldüğünü bilmek karnıma ağır bir darbe almışçasına yüzümü buruşturmama neden oldu. Gözlerimi ondan çektiğim an, evin kapısının önünde bir tek ben ve Metin'nin kaldığını fark ettim. Diğer herkes, konağın kapısından açık alana inen merdivenleri inmiş ve Onur'un başına toplanmıştı.

KARA DERMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin