11. Bölüm: "Küçük Kızın Çığlıkları"

506 52 51
                                    


Zara - Bana Bir Masal Anlat Baba

11. Bölüm: "KÜÇÜK KIZIN ÇIĞLIKLARI."

Güneşin parlak ve keskin ışınları, bir bana büyük bir merak ve kartal kadar keskin bir şekilde bakan bal rengi gözlere yansıyor, bir büyük bir ifadesizlikle bizi izleyen haşin açık yeşil gözlere çarpıyordu. Benim gözlerimse ikisi arasında mekik kurarak gezinti yapıyordu. Ne söyleyecektim Tolga'ya? Bizi yan yana görmesinin mantıklı bir açıklaması var mıydı onun için? Varsa da adrenalin damarlarımda hızla ilerlerken aklıma gelir miydi? Gözlerimi eşi benzeri olmayan bal gözlere çevirdim, benden bir açıklama bekliyordu ama ben konuşma yeteceğimi çoktan kaybetmiştim. Aniden konuşması ile irkildim.

"Konuşsana Leyla! Çıldırtma beni!" dedi bıçak kadar keskin bir sesle. Bakışlarım kısa bir an için bizi izleyen ifadesiz açık yeşil gözlere kaydı ve gözlerimiz birleşti, belki de artık Tolga'ya herşeyi anlatmalıydım. Nereye kadar sürebilirdi ki bu gizli saklı buluşmalarımız? Keskin bir nefes alıp yüzümü sinirinden boynundaki damarları belirginleşmiş Tolga'ya çevirdim ve nihayet ağzımı araladım.

"Tolga... Aslında," sözlerimi kesince Vedat'a kaydı bakışlarımız.

"Aslında," dedi benim sözlerimi tekrar ederek, ellerini cebine sokup büyük bir ifadesizliğe büründü. "Dün yakın bir adamım kalp krizi geçirdi," gözlerim şaşkınlıkla açıldığında Tolga'nın da sol kaşı havalandı. "Şansımıza buraya geldiğimizde Leyla'yı gördüm," dudaklarını tekinsiz bir gülümseme yerleştirip yeşillerini, yeşillerime dikti. "Kendisi çok yardımcı oldu bize." Yutkundum.

Tolga şüpheci bir tavırla onun sözlerinin doğruluğundan emin olmak için bana döndü. "Doğru mu bu Leyla?" Gülümsemeye çalışarak endişemi gizlemek istedim ve başımı onaylarcasına aşağı yukarı salladım. "Doğru." dedi dudaklarım, dudaklarım yalancının tekiydi.

Gözlerinde ki şüpheci tavır zerre değişmedi fakat şüphelerini belli etmiyordu nedense. Yüzünü büyük bir ifadesizlik örtbas etti ve Vedat'a döndü.

"İyi, işin bittiyse siktir o halde." dedi buz gibi bir sesle.

Vedat'ın dudakları alayla iki yana kıvrıldı. "Senin için burda değilim sevgili düşmanım," yeşil gözleri sinsice parladı. "Senin için geleceğim günlerde olacak ama merak etme," bakışları bana yöneldi ve gülümsedi. "Yardımların için teşekkür ederim gü-" gözlerim korkuyla açıldığında o da son anda yapacağı hatanın farkına vardı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Derin bir nefes alıp devam etti, "Leyla." dedi üstüne basa basa. Sanki Leyla demesi için başına silah dayamışlar gibi bir hali vardı. Yalancı teşekkürüne yakışır bir derecede yalancı bir şekilde gülümseyerek karşılık verdiğimde, yanımızdan uzaklaştı.

Tolga büyük bir ciddiyetle onun gidişini seyretti, gözden kaybolduğunda kuşku dolu gözlerle bana baktı.

"O adam," dedi burnundan sinirli bir nefes çekip. "Sana anlamsızca bir şeyler söyledi mi?" Sakin sesinin altında büyük bir öfke kendine mesken etmişti.

Kaşlarımı çattım. "Ne gibi anlamsıca şeyler?" dedim sorarcasına, ela gözleri öfkeyle karardı. "Benimle kafa mı buluyorsun sen?" diye sinirle çıkıştığında olduğum yerde çivilendim. Gözlerini sinirle yumup başını gökyüzüne dikecek şekilde kaldırdığında boynundaki damarlar belirginleşti. Ona cevap vermedim. Bakışlarını hastaneye dikti.

KARA DERMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin