2. Bölüm

4.5K 277 169
                                    

2. Gün: Arkadaş

Geçmiş

Başımı sıraya yaslamış, ilk dersin başlamasını bekliyordum. Herkes bağırarak konuşuyor, sınıfta dolaşıp birbirlerini itip kakıyordu. Ben de her zamanki gibi kendimi onlardan uzak tutup sıramda gözlerimi dinlendiriyordum.

Sıranın üzerine lacivert sırt çantası ve aynı renkte olan mont konulduğunda başımı yukarı kaldırdım. Gözlerim bana şirin bir gülümsemeyle bakan Bora'ya takılınca istemsizce doğrulup dağılan saçlarımı düzeltmeye çalıştım.

"Boşuna düzeltme saçını yine dağılacak." Bora yanıma oturup bana döndüğünde onun sözünü dinleyip imayla konuştum.

"Sana da günaydın Bora."

Elini önemsiz dermiş gibi sallayıp başını biraz yana yatırdı ve geniş gülümsemesini eksik etmeden konuştu.

"Dünden çok daha iyi gördüm seni. Minicik uykusuz gibisin ama montuma yatıp uyuyabilirsin. Ben de arkadaşın olarak öğretmen gelince seni uyandırırım."

Montunu önüme doğru ittiğinde bakışlarımı kaçırdım ve montu geri ittirdim. Zilin çalmasına zaten az bir vakit kalmıştı. Başımı koyduğum an uykuya dalardım ve uyandığımda kesinlikle daha huzursuz olurdum.

"Uyumasam daha iyi yoksa uyanamam."

Bora, itiraz edeceği sıra kendisini durdurdu ve montunu iyice önüne çekip esneyerek başını montuna yerleştirdi.

"O zaman sen beni uyandırırsın küçük kız."

Gözümü devirdim ve duvara yaslandım. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum ama nedensizce sanki her şeyini biliyormuş gibi hissediyordum. Nasıl bu kadar yakın davranabiliyordum ona anlamıyordum. Belki çok kötü biriydi. Bunu bilmiyordum ama bu çocuk hiç kötü olmazmış gibi geliyordu.

Sınıftaki birkaç kız bize bir anda baktığında bakışlarımı tahtaya çevirdim ve derin nefes aldım. Dedikodumun yapıldığını çok iyi biliyordum ama diyecek bir şey yoktu. Dün Bora'nın dediklerini uygulayıp umursamamam gerekiyordu. Belki cidden işe yarardı.

Bakışlarım Bora'nın yüzüne döndüğünde aklımdan geçen ilk soruyu sordum ona.

"En sevdiğin sayı ne?"

Kahverengi olan gözlerini aralayıp birkaç saniye bana baktı. Gözlerinden uyku aktığını görünce soruma pişman oldum. Keşke uyumasına izin verseydim diye kendime kızarken Bora gözlerini iyice açıp sanki uykusu yokmuş gibi yüzümü incelemeye başladı.

"Aslında iki sayı var. Hangisini söyleyeyim?"

Başını kaldırdığında sorumu yadırgamamış olmasına şaşırmıştım. Yani, bir insanı tanımak için en iyi soru bu olmadığı kesindi. Doğum gününü sorabilirdim mesela ya da sevdiği bir hobiyi. Ama ben gidip en alakasız şeyi sormuştum; en sevdiği sayıyı! Yine klasik bir Buket'lik yapmıştım işte. Belki yanımda kimsenin olmamasının nedeni bu garip sorularımdı.

"İkisini de söyle. Bilmek istiyorum."

Bora, dağılmış saçlarını düzeltti ve uyarır gibi parmağını kaldırdı.

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin