1837. Gün: Yangında Yanmak
Bölüm Şarkısı: Vancouver Sleep Clinic - Someone To Stay
İyi okumalar. Bol bol yorum bekliyorum 💖
-Geçmiş-
Uzun uzun ağacı izledim. Ağaç, beni geçmişe götürüp anılarımı hatırlatıyordu sanki. Herkes için sıradan olan bu ağaç, benim, bizim için dilek ağacı olmuştu. Ağacın etrafında dönerken dikkatlice dallara dokunuyordum. Renkli iplerle süslenmişti ve çok güzel görünüyordu.
Benim, Bora'nın ve Bartu'nun astığı bütün bileklikler duruyordu. Tamı tamına on sekiz tane bileklik asılıydı bu güzel ağaçta. Bu da demek oluyordu ki, altı yıldır hiç aramız bozulmamış hep dileklerimizi buraya asmıştık. Bazen kavga etsek de sonunda bu ağaca dileğimizi dilemiştik.
"Haydut Buket bileklikleri çalmaya gelmiş sanırım." Bartu'nun sesiyle bakışlarımı ağaçtan çekip ona döndüm. Yanında birkaç kişiyle geliyordu. Bize bahsettiği o çocuklar olduğunu hemen fark ettim.
"Yo ne alaka? Sadece bakıp duygulanıyordum."
Bartu'nun arkasındaki sarı saçlı çocuk iç çekti. "Ah, o da çok duygusal. Abi her şey onu hatırlatıyor olmaz ki böyle!"
Bartu gözünü devirip çocuğu takmadan yanıma geldi ve kolunun altına beni alıp arkadaşlarına çevirdi. "Bu kederlenen çocuk Alkın. Hani bahsediyorum ya aşık diye."
Hemen hatırladım. Bartu arada beni arayıp saçma tavsiyeler vermem için zorluyordu ama tavsiye istemesi gereken en son kişi bendim sanırım. "Belli aşık olduğu."
Alkın bakışlarını bana çevirdi, ardından yine yıkılmış bir sesle konuştu. "O da nefes alırdı."
Yüzümü buruşturduğumda gözlüklü çocuk konuştu. "Kanka biraz abartmıyor musun? Herkes nefes alıyor ya hani?"
Alkın itiraz ederken Bartu bana gözlüklü çocuğu tanıttı. "Kanka bu Gökdeniz. Bakma ciddi ve havalı durduğuna, malın teki ama seviyorum aşkımı."
İstemsizce gülüp Bartu'nun karnına vurdum. Kendimi drama filmine yanlışlıkla giren bir karaktermiş gibi hissediyordum. Başrol kesinlikle Alkın olurdu şu an.
"Alkın, mantıklı düşünürsek kıza açılabilirsin. Değil mi koçum? Açıl lan artık bıktım." Diğer sarışın çocuk isyan ederken Alkın kendini ağaca yasladı. Uzaktan bakılınca ayyaşa benziyordu. Acaba ben de aşıkken böyle mi oluyordum? Korkuyla gözlerimi büyültüp Bartu'ya baktım.
"Mantıklı konuşan Ayaz aşkım. Grubumuzun ağır abisi ve bizi beladan, kavgadan çeken kişisi. Çok sıkıcı ama katlanıyoruz işte."
Başımla onu onaylarken hâlâ düşünüyordum. Böyle dramatik olsam anlarlardı herhalde. Yani... Bartu hep söylüyordu ama inat ettiğim için hep itiraz ediyordum.
"Hepinizin amına koyayım. Ağaç izlemeyip ağlamaya mı geldik?" Sesin sahibine bakmak için etrafı taradım. Biraz ileride, ağaca yaslanmış sigara içen çocuğu gördüğümde kaşlarım çatıldı. Bu çocuğu tanıyordum. Çağatay'ın arkadaşıydı.
"Bu da benim favori aşkım Be-"
Bartu'nun sözünü kesip konuştum. "Berke. Biliyorum, Çağatay'ın arkadaşıydı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3316 GÜN
Short Story3316gun: 3316 gün hatrına beni tekrar sever misin? *** Bora ve Buket, ortaokuldan beri en yakın arkadaşlardır. En azından Bora için her şey bu kadardan ibarettir ama Buket için Bora arkadaştan daha fazlasıdır. Buket, kendi hislerinle boğuşurken Bora...