1838. Gün: Kaçış Arabasındaki Kırık Kalp
Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar kuzular 💖
-Geçmiş-
Yeni yeni başlayan bahar havası ne yazık ki ruh halimi düzeltemiyordu. Okula gelmiş, kucağımdaki dosyalarla uğraşıyordum ama aklımın bir köşesinde Ateş vardı. Dün onu öyle ağlarken görünce kendimi çok kötü hissetmiştim. Yıllar içinde Ateş'le abi kardeş ilişkimiz olmuştu ve onu böyle görmek beni yıkmıştı.
Kucağımdaki bir yığın dosyayı sıkı sıkıya tutarken birine çarpmamla dengemi kaybettim ama hemen toplayıp hiçbir dosyayı düşürmedim. Dalgın olduğum için karşımdaki çocuğu görmemiştim.
"İyi misin Buket? İstersen yardım edebilirim?" Bakışlarımı çocuğun kahverengi gözlerine çevirdim. Yan sınıfımızdaki bir çocuktu. Adımı bilmesi biraz garibime gitse de bir şey demedim.
"İyiyim, iyiyim. Kusura bakma, biraz dalgınım da seni görmemişim. Yardımına gerek yok, teşekkürler."
Çocuk gülümseyip uzaklaşınca sınıfa doğru ilerledim ve bütün dosyaları sıranın üzerine bıraktığımda Rüya korkuyla sıçradı. "Bunlar ne be? Bütün okulun dosyalarını mı sırtlandın sen?"
Önüme düşen saçı ittirip derin nefes aldım. Okuldaki öğretmenlerle aram iyi olunca bana hep iş vermeye başlamışlardı. İşte sıradan işlerimden biri de bu dosyaları düzenlemekti. "Ayşen hoca verdi hepsini ya. Biliyorsun ben de hayır diyemedim."
Rüya ayağa kalktı ve yanaklarımı tutup sıkıştırdı. "Ah be salak kızım, bir gün hayır diyemediğin için başına büyük belalar alacaksın."
Yanaklarımı şişirdiğimde ellerini çekti ve arkasında birleştirip geri geri uzaklaşmaya çalıştı. "Hiçbir yere kaçamazsın! Yardım etmen lazım Rüya. Yoksa okul çıkışına yetişemem."
Rüya dilini çıkarttı ve koşarak sınıf kapısına ilerledi. "Üzgünüm kanka valla gitmem lazım. Ben yolda birilerini bulurum sana. Öptüm!"
"Ya nereye gidiyorsun?" Rüya cevap vermeden çoktan gittiğinde önümdeki dosyalara baktım. Ağlamak istiyorum sadece. Zaten her an ağlamaya meyilli biri olduğum için bu tozlu dosyalar benim ağlamamı cidden sağlayabilir.
Dosyaları kucaklayıp öğretmenler masasına götürdüm ve öğretmenmişim gibi sandalyeye yerleştirip bir dosyayı önüme çektim. Bugün bahar şenlikleri vardı ve herkes aşağıda eğlenirken ben burada kalmıştım. Aslında aşağıya gidip eğlenmek istemiyordum çünkü eğlenecek halim yoktu. Aklım sürekli Ateş'teydi. Umarım kötü bir şey olmazdı annesine.
Kapı açıldığında bakışlarımı kapıya çevirdim ve Çağatay'ı görünce gözlerimi tekrar önümdeki kalın dosyaya çevirdim. Onunla aynı ortamda olduğumuz için iletişime geçiyorduk ama genelde yalnız kalmamaya çalışıyordum. Beni şu an sevmiyor olabilirdi ama zaten yeterince kötü hissettirmiştim ona. Bir de yalnız kalıp başına bela olmak istemiyordum.
"Rüya yolda beni gördü ve Ayşen hocanın beni dosya düzenlemek için sınıfta beklediğini söyledi ama yalan sanırım?" Bakışlarımı ona çevirdiğimde kaşlarının çatıldığını, ellerini de pantolonunun cebine yerleştirdiğini gördüm. Yüzünden gergin olduğunu anlayabiliyordum.
"Yok, Ayşen hoca sana vermedi bu işi. Ben hallediyorum ya, sen git eğlen." İçimin titrediğini hissettim çünkü birkaç yıl önce çok samimiyken şimdi neredeyse sizli bizli konuşacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3316 GÜN
Short Story3316gun: 3316 gün hatrına beni tekrar sever misin? *** Bora ve Buket, ortaokuldan beri en yakın arkadaşlardır. En azından Bora için her şey bu kadardan ibarettir ama Buket için Bora arkadaştan daha fazlasıdır. Buket, kendi hislerinle boğuşurken Bora...