44. Bölüm

2.3K 165 258
                                    

44. Bölüm: Bitti

Duygusal herhangi bir şarkı ile okuyabilirsiniz. Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar 😘💚

Çöktüğüm yerden doğrulup kendime gelmeye çalıştım. Ateş gideli yarım saat kadar olmuştu ve benim tek yaptığım bacaklarımı kendime çekip ağlamaktı. Duygu karmaşası içindeydim. Aklımın ve kalbimin tamamı öfkeliydi. Beynimin içinde intikam çanları çalmaya başlamıştı ve benim dayanacak gücüm yoktu.

Zorlukla kendimi banyoya attım ve musluğu açıp yüzüme su atmaya başladım. Soğuk suyu yüzümde hissettikçe gücümü tekrar kazanmaya başlıyordum sanki.

Musluğu kapattım ve aynadaki halimle göz göze geldim. İnsan bir anda çökebiliyordu ve ben de çökmüştüm. Saçlarımda birkaç tel beyaz görüyordum. Gözlerimin altı uykusuzluktan morarmış ve halkalanmıştı. Göz kapaklarım da hep ağladığım için şişmişlerdi ama halim umrumda değildi. Bütün saç tellerim beyazlayabilirdi ya da yüzüm daha kötü bir hale gelebilirdi. Gram umurumda değildi. Bora için bu bile değerdi.

Hızla banyodan çıktım ve evden hiçbir şey almadan evi terk edip Bora'nın evine geçtim. Kapıyı açtığım an canımın yandığını hissettim ama umursamadım. Acıyacaktı, buraya geldiğimde acıması çok normaldi çünkü Bora yoktu. Kendimi güçlü tutmam ve Bora için direnmem gerekiyordu. Bir savaşa girecektim ve bu savaş için güçlü olmam gerekiyordu. Tek sorun kiminle savaşacağımı bilmiyordum. Savaşı yöneten miydim yoksa sadece sıradan bir asker miydim onu da bilmiyordum.

Sert adımlarla odasına doğru ilerledim. Kapıyı araladığım gibi o tanıdık koku burnumu doldurdu. Gözlerimi kapatıp kokuyu içime çektim. Sanki tam şu karşımdaki yatakta yatıyor gibiydi.

Gözlerimi araladım ve boş yatağa ilerleyip oturdum. Buraya neden geldiğimi bile bilmiyordum. Sadece güçlü durmak için bir neden arıyordum. Bora yanımdayken hiç bunu hissetmiyordum. O yanımdayken hiç düşmemiştim çünkü o beni tutup kaldırıyordu. Şu an ise o yoktu ve ben ilk dakikada düşmüştüm. Kalkabiliyordum ama canım acıyordu. Tutunacak bir şey bulmam gerekiyordu.

Üzerimdeki ceketi çıkardım ve yatağının üzerine bırakıp kitaplığına ilerledim. Belki bir not ya da ona ait herhangi bir şey bulurdum. Onun düşüncelerini duymaya, okumaya ihtiyacım vardı.

Raflardaki kitapları dikkatlice inceledim. En sevdiği kitaplardan biri olan Savaş ve Barış'ı elime aldım. Küçükken en sevdiği kitapları arasına notlar yerleştirdirdi. Belki yine yapmıştır diye kitabı alıp yatağının ortasına oturdum.

Kalın kitabın rastgele bir sayfasını açtığımda ayraç niyetine koyulmuş, katlı bir kağıt dikkatimi çekti. En sevdiği sayfaya koyardı ve yine yapmıştı. Gözlerim fosforlu kalemle çizilmiş o küçük paragrafa takıldı.

"Âşık oldum dostum. Daha önce yaşamıyormuşum."

Kitabı kapatıp göğsüme yasladım. Belki de bu anda anlamıştı, bu kitabın bu satırlarını okurken bana aşık olduğunu anlamış ve en sevdiği sayfa olduğuna inandırmıştı kendini. Onun en sevdiği sayfa olmak...

Kitabı göğsümden çektim ve yatağın üzerine yerleştirip elimdeki katlanmış kağıdı açtım. Tahmin ettiğim gibi boş bir kağıt değildi. Bora'nın karışık ama bir o kadar da güzel el yazısıyla yazılmış bir mektuptu. Mektup olduğuna inanıyordum.

Daha fazla odada duramayacağımı fark edip ceketimi yatağın üzerine aldım ve felaketi öğrediğim salona ilerleyip koltuğa oturdum. O gece çalan şarkıyı açıp döngüye aldım. Sanki bana yazılmış gibi elimdeki kağıt parçasını dikkatle tekrar açtım.

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin