25. Bölüm

2.2K 158 206
                                    

918. Gün: Sigara Dumanı

Medya: Ateş Sönmez 😍

Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar 💖

-Geçmiş-

Çağatay'ın gülümsemesinden güç alarak gülümsedim. Dün, Ateş ve Ceren'le konuştuktan sonra kafam biraz karışmıştı ama bugün, Çağatay'ın soğuktan kızarmış burnunu görünce kafamın karışıklığı gitmişti. Bazen düşünmeden hareket etmek en iyisiydi ve şu an düşünmemem gereken zamandaydım.

Karşımda merakla bizi izleyen Bora ve Rüya vardı. Biz de Çağatay'la birbirimize bakıp gülümsüyorduk.

"Şey biz de buradayız farkındaysanız!" Rüya'nın heyecanlı ve hafif sinirli sesiyle Çağatay'dan bakışlarımı çektim. Bora, kaşlarını kaldırmış düz bir ifadeyle bizi izliyordu. Bir anda Çağatay'ın elini tuttum ve mırıldandım. "Biz dün sevgili olmaya karar verdik."

Rüya neşeyle ellerini çırparken gülümsemem genişledi. Dün pişman olacağımı iliklerime kadar hissediyordum ama bugün farklıydı sanki. Çağatay'a aşık olmasam da ona değer verdiğimi biliyordum. En fazla ne olabilirdi ki? Sonunda evleneceğimiz falan yoktu. Kim lise aşkıyla evlenirdi ki bu devirde?

Bora, kıvırcık saçlarını karıştırdı birkaç saniye. Yüzüne çok görmeye alışık olmadığım bir gülümseme yerleştirdi ve yaslandığı masadan kalçasını çekip bir adımda yanımıza yaklaştı. Rüya ise gülümseyerek bize bir şeyler diyordu ama benim odağım Bora'da olduğu için onu duyduğum söylenemezdi.

"Tebrikler. Beklediğimden daha uzun sürdü çıkmanız aslında." Bora, ateşkes istermiş gibi elini Çağatay'ın eline uzattı. Bakışları sadece Çağatay'daydı. Çağatay, elini elimden çekti ve Bora ile el sıkıştı. Birbirlerini sevmediklerini bir kilometre öteden görebileceğime yemin edebilirdim.

"Güzel şeyler geç gelirmiş." Diye mırıldandı Çağatay ama ikisinin de yüzünde garip bir ifade vardı. Sanki bir anda kavgaya başlayacak iki kurt gibiydiler.

"Doğru. Umarım onu üzecek hiçbir şey yapmazsın. Sessiz kalmam bu sefer. Onu kendimden bile çok sevdiğimi ve üzüldüğünü görürsem seni mezara koyacağımı unutma." Bora'nın keskin sesi beni ürpertirken bakışlarımı Rüya'ya çevirdim. Daha fazla onlara bakamayacağımı hissetmiştim.

"Tebrikler! Aslında... şaşırdım desem yeridir çünkü ben seni Bora ile-"

Sessiz sessiz konuşurken koluna hafifçe vurdum. "Hayır, o benim arkadaşım!"

Rüya dudaklarına görünmez bir fermuar çekerken Bora bana döndü ve bir anda sımsıkı sardı beni. Hafif şaşkın, hafif duygusal bir şekilde kollarımı sardım ona. Kendimi bir kitabın baş karakteri gibi hissettim ona sarılırken. Ve Bora da hikayeden ayrılan iyi çocuktu sanki. Belki hikayede değildik ama bu sarılma sanki kalbimden gitmesi gerektiğini hissettirmişti bana.

"Eğer seni üzerse bana söyle tamam mı?" Kulağıma mırıldanırken kollarımı daha da sıkı sardım ona. Veda sarılması gibi hissettiğim o birkaç saniyeyi iyice hissetmek istiyordum.

"Beni üzmeyecek ama üzerse sana söyleyeceğim tabii ki Kıvırcık." Kollarımı ondan ayırdım ve birkaç saniye yüzüne baktım. İlk tanıştığımızdan bu yana değişen tek şey yüzünde hafif çıkan sakallardı.

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin