38. Bölüm

1.9K 158 298
                                    

3313. Gün: Bana Güveniyor Musun?

Medya: Bora'nın arkadaşı Enes 😍

Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar 💜

Kazaya 3 gün kala;

Elimdeki kitapları çantama yerleştirmeye çalışırken bir yandan da yüzüme gelen saçlarımı ittirmeye çalışıyordum. Derslikte birkaç kişiden başka kimse kalmamıştı.

Çantamı omzuma yerleştirip derslikten çıkmak üzereyken adımın seslenilmesi ile bakışlarımı dersliğin içine çevirdim. Beni gördüğü gibi derin nefes aldı ve elindeki büyük tabloyu tutarak bana yaklaştı.

"Sana bir şey sormam gerek." Tam anlamıyla karşımdaki çocuğa döndüm ve kaşlarımı hafifçe kaldırıp merakla yüzünü inceledim. Yıllardır aynı sınıfta olabilirdik ama pek iletişime geçmişliğimiz yoktu. Sadece birkaç defa sınavlar hakkında konuşmuştuk o kadar.

"Evet?" Dedim merakımı sesime yedirerek. Çocuk, elindeki tabloyu bana çevirdi. Bakışlarım yaptığı resime takılınca kaşlarım daha da havalandı. Beni çizmişti. Dalgalı saçlarım omuzlarımdan dökülmüştü, çillerime kadar detaylara önem verilmişti. Yüzümde ince ama güzel bir gülüş vardı.

Şaşkınlığımı gizleyemeyerek tekrar çocuğun yüzüne çevirdim bakışlarımı. Endişeli yüzü benim tepkimi izliyordu. Alt dudağını dişleyerek bana bakıyordu.

"Bu ne?" Dedim elimle resmi gösterirken. Çocuk derin nefes aldı ve resmi sıkı sıkıya tutarak cevapladı beni.

"Nazife hocanın ödevi. Seni çizdim. Bu arada benim adım Ömer."

"Beni çizdiğini görebiliyorum ama neden beni çizdiğini anlayamıyorum. Nazife hoca bizi etkileyen bir şeyi çizmemizi istemişti." Çantamın sapına tutundum ve gözlerimi Ömer'e diktim. Ne olduğunu bal gibi anlıyordum ama anlamamazlıktan gelmek daha kolay geliyordu. Onu kırmak istemiyordum ama ben o ödev de onu çizmemiştim. Bu ince davranışına karşılık veremeyecektim.

Ofladı ve resmi kendisine doğru çevirip gülümsedi. "Biliyorum. Beni etkileyen kişi sensin. Cevabını biliyorum ama yine de sınıfta sunmadan önce senden izin almak istedim."

"Çok güzel çizmişsin ama keşke yapmadan önce bana sorsaydın. Benim aşık olduğum biri var. Üzgünüm." Dedim birini daha kırdığım için kendime kızarken.

"Sorun değil, Buket. Yine de sunmama izin verirsin herhalde?"

Derin nefes alıp başımı salladım. Dönemin son dersiydi ve bir sonraki dönem başına verilen bir ödev de beni çizmişti. Yapacak bir şey yoktu. Sunmak istiyorsa sunmalıydı.

Telefonum konuşmamızı bölerken ondan izin isteyip telefonumu cebinden çıkardım ve hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Arayan Enes'ti. Büyük ihtimal Bora ile fakülte binamın önüne gelmişlerdi ve bayadır beni orada bekliyorlardı.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm hemen. "Neredesin kızım ağaç olduk burada? Son dersiniz hani çeyrek geçe bitiyordu?"

Merdivenlerden hızla indim. "Biliyorum! Geldim, tamam kapının önündeyim."

Telefonumu Enes'in yüzüne kapatıp çıkışa doğru yürüdüm. Yıllar geçip gidiyordu. Hayatıma, hayatımıza bir çok insan girip çıkmış, bir çok güzel anıya, bir çok da acı anıya sahip olmuştuk. Şu anki halimi seviyordum. Arkadaşlarımı seviyordum. Hayatım düşündüğümden de güzel gidiyordu ama hâlâ geçmişi özlüyordum. Ne kadar güzel bir hayat yaşasam da hep geçmişi özleyecektim.

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin