10. Bölüm

2.8K 230 274
                                    

815. Gün: Hata

20 vote, 70 yorum

-Geçmiş-

Bora, Asel ve ben sahile doğru ilerlerken sessizce etrafı izliyordum. Üçüncü kişi olmak her zaman kötüydü ama bir de sevdiğin kişinin yanında sevgilisiyle beraber olmak daha kötüydü.

"Çağatay da gelse olur mu?" Asel bakışlarını bana çevirip gülümsediğinde ellimi salladım umursamazca. Gelse iyi olurdu aslında.

"Evet olarak algılıyorum bunu."

"Yine mi o çocuk?" Bora kendi kendine mırıldansa da onu duymuştum. Birkaç adım önüne geçip ona baktım ve gülümsedim.

"Çağatay gelsin en azından aranıza kara kedi gibi girmemiş olurum."

Asel gözlerini büyülterek bana baktı. "Saçmalama Buket. Kara kedi falan değilsin sen. Hem zaten bir ay sonra gideceğim. Vaktimizi iyi harcayalım."

Bir şey demeden önüme döndüm ve sahile gidene kadar konuşmadım. Bora üzülüyordu her gitme konusu açıldığında bu yüzden susma kararı almıştım.

Sahile gidip kendimize güzel bir yer seçtikten sonra Asel ve Bora denize girmek için ayaklandı. Bana da gelmemi söyleseler de gitmedim ve elimdeki soğuk sodayı içmeye devam ettim.

"Yalnız bir çiçek görüyorum sanki." Çağatay yanıma oturdu ve güneş gözlüğünü hafif kaldırıp bana baktı.

"Yalnız bir çiçek gördüğümü sanmıştım ama bakıyorum da yanında ben varmışım."

Gülümseyip başımı yana yatırdım. Son gördüğüm halinden eser yoktu. Daha neşeliydi ve bu iyi bir şeydi. İnsanların mutsuz olmasından nefret ediyordum ama ben mutsuzdum. Bu da ayrı bir ironiydi.

"Hoş geldin Çağatay."

Çağatay hafifçe gülümseyip bacaklarını uzattı ve bakışlarını denize çevirdi. İleride Bora ve Asel birbirlerine su atıyorlardı. Bakışlarımı hemen sudan çekip elimdeki gazozdan büyük bir yudum aldım.

"Sen neden girmedin denize? Deniz kızı gibi sudan çıkmak istemiyordun geçen gün?"

Çağatay'ın sorusu karşısında başımdaki şapkayı çıkarıp örgülü saçımı çözdüm. Dalgalı kahverengi saçlarım omuzlarıma dökülürken Çağatay'ın inceleyici bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

"Hiç sevgililerin yanında üçüncü kişi oldun mu sen?"

Çağatay çantasından güneş kremini çıkarıp kollarına sürmeye başladığında hâlâ onu izliyordum bir cevap için.

"Im... sanırım olmadım. Ee ne var bunda?"

Tişörtünü çıkartmış sırtına krem sürmeye çalışırken debelenişini fark edip dizlerimin üzerinde yürüdüm ve seslendim. "Şşt sırtını bana ver de sudan çıkmış balık gibi debelenme."

Elindeki kreme uzanıp aldım ve hafifçe sırtına sürmeye başladım. Bir yandan da az önceki sorusunu cevaplıyordum. "Diyelim ki senin sevgilin var ve hep en yakın arkadaşını seninle buluşmalarına getiriyor. Ne hissedersin?"

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin