28. Bölüm

1.9K 147 125
                                    

920. Gün (Part: 2): Zincirin Kopması

Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar. 💖

-Geçmiş-

Birkaç dakika öylece oturduk. Aklımda sadece Bora neden böyle sorusu dönerken Bora bir kızla yanımıza geldi. Sarışın ama hiç hoşlanmayacağım bir kıza benziyordu. Bakışlarım hemen Rüya'ya döndüğünde gözlerindeki ifade her şeyi özetliyordu. 'Sıçtık' dermiş gibi bakıyordu.

"Evet, sevgilim Esra."

Kız sahte bir gülümsemeyle bize bakarken derin nefes aldım. Sanırım Bora bundan sonra hep böyle olacaktı. Ah Asel... keşke şu an yanımızda oturan bu kız yerine sen olsaydın.

Yerimde otururken gergindim. Esra, aynı Asel gibi sarışın, mavi gözlüydü. İlk izlenimime göre kızdan nefret etmiştim ama iyi biri olabilirdi. Bu yüzden kendimi zorla gülümsetmeye çalıştım. "Ben Buket. Bora'nın en yakın arkadaşıyım."

Esra bakışlarını bana çevirdi. Size yemin ederim ki kız benden nefret etti. Bakışlarındaki saf nefreti birkaç metre öteden görebiliyordum. "Ya, öyle mi? Bora senden hiç bahsetmemişti."

Gözlerimi kızdan çekip yanındaki Bora'ya çevirdim. Bakışları beni buldu ve omuz silkti. Bora, umursamazca omuz silkti! Sinirim boyumu aşmak üzereyken minik bir eklemeye yaptı. "Çok önemli bir detay değildi."

Neden bana bu kadar triplendi tam olarak anlamasam da şu an resmen gözlerim doldu. Yıllardır hep yanımda olan çocuk, benim için önemli bir detay değil, diyordu. Kalbimin kırılış sesininin okulda yankılandığına emindim neredeyse.

"Size iyi oturmalar gençler. Baya eğlendim ama bu çocuğun gitmesi gerek." Ateş başıyla selam verirken gözlerim ona döndü. Yanımdan geçerken omzuma dokundu ve sessizce aramızdan ayrıldı. Bakışlarımı bilerek masaya çevirmiyordum çünkü gördüğüm görüntü bana hiç hoş gelmiyordu. Bora'nın dediğine epey bozulduğum içindi belki.

"Biz de kalkalım mı?" Çağatay'ın sesiyle bakışlarımı onun mavi gözlerine çevirdim. Bazen kendime çok kızıyordum. Bora'ya bu kadar takılmış olmasaydım Çağatay hiç üzülmeyecekti. Tamam, şu an onunla olsam da Çağatay hep üzülüyordu. Bunu bakışlarından anlayabiliyordum.

"Kalkalım. Rüya sen kalacak mısın yoksa gelecek misin?" Rüya bakışlarını Bora ve kıza çevirdi. Olayları pek anlamadığını yüzünden okuyabiliyordum. Büyük ihtimal içinden 'nereye düştüm ben' diyordu şu an.

"Size hayırlı olsun diyorum. Bu arada benim adım Rüya. Görüşürüz sonra."

Kız konuştu. "Sonra görüşürüz Rüya'cığım."

Rüya da bize katıldığında birlikte sınıfa doğru ilerledik ama içimdeki his dilime vurmuş gibi söyleniyordum. "Önemsiz bir detaymış! Yıllardır her anında olan ben, önemsiz bir detaymışım Bora Altun için. Aman ne güzel. Alt tarafı haksız olduğu bir konuda onu korumadım, hemen benden soğudu. Salak Bora, salak!"

Çağatay ve Rüya'nın önünde ilerlerken söylenip duruyordum. Büyük ihtimal ikisi de deli olduğumu düşünüyordu şu an ama cidden sinirliydim.

"Kanka, boş ver ya. Bora sinirliydi zaten."

"Geri zekalı! Sinirlenecek ne vardı? Çağatay'a bunca zaman hep sataştı, hep onu korudum. Bir kerecik korumadım, yaptığına bak. Pislik. Sevgilimizi de koruyamayacağız artık."

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin