32. Gün: Yeni Arkadaş
-Geçmiş-
"Ay daha ne kadar gideceğiz?" Ayağım bir yere çarptığında inledim. Bora ise gözlerimdeki ellerini çekmedi.
"Çok az kaldı sakar kız. Keşke boyun kadar kısa olmasaydı sabrın."
Ayağımdaki acıyı boş verip Bora'ya dönmeye çalıştım ama o izin vermeyip kulağıma dolan kahkahasıyla beni bir posta daha sinirlendirmişti.
"Tamam tamam sen kısa değilsin, geriye kalan herkes uzun."
Yürümeyi kesip arkamdaki Bora'nın ayağına bastım. Bora acıyla inleyip ellerini çektiğinde gözlerim kapalıyken ona doğru dönüp karnına hafifçe vurdum. Yine de kıyamıyordum bu çocuğa nedensizce.
"Seni evirip çevirip döverim Bora. Akıllı ol."
Gözlerimi aralayıp Bora'ya baktığımda iki büklüm olmuş ayağına bakıyordu ama halinden epey memnun gibiydi.
"Oh be kızım. Sonunda kendi kişiliğini göstermeye başladın. Bir ay boyuncaki halin de neydi öyle?"
Bora neşeyle doğrulup omzuma kolunu attığında gözlerimi kısıp eline vurdum. "Ne varmış halimde?"
Bora düşünür gibi yaptıktan sonra beni iyice kendisine çekti ve parkta sarmaş dolaş ilerlemeye devam ettik. Gözlerimi açtığım için bana kızmasını beklerken pek umursamışa benzemiyordu şu an. Garipsemiştim ama bir şey demedim.
"Sanki biri dokunsa kırılacak porselen bir bebek gibiydin. Kötü olduğundan değil, o hallerin de çok şirin ama kendini göstermiyordun. Ben gözlerinin içinden o neşeli kızı ilk saniyede görmüştüm."
Diyecek bir şey bulamadım birkaç dakika. Aslında dediklerinde haklıydı. Okuldayken tam olarak kırılmaya hazır porselen bir bebek gibiydim. Evde ya da hayatımın geri kalanında ise içim içime sığmayan, kendimden emin biriydim ama bunu okulda yapamıyordum. İnsanlara hemen güvenemiyordum. Güvensem bile hemen içimi açamıyordum ya da istedikleri gibi samimi olamıyordum.
"Yavaş yavaş buzlarımı eritiyorum sana."
Bora saçlarımı dağıttığında eline vurup durmasını sağladım. O ise neşeyle bana bakıyordu. Her vuruşumdan zevk alıyordu sanki psikopat.
"O zaman benim de buzlarımı eritmeye başlamam gerekiyor sanırım."
Kaşlarım merakla kalktı. "Sen kendin değil miydin yani?"
"Tam olarak değilim. Benden korkma diye sana zaman tanımak istedim. Aslında ben kötü bir canavarım ve şimdi seni arkadaşımla yok edeceğim."
Bora bir anda beni sıkıca tuttuğunda şaşkınlıkla bacağına tekmeyi geçirdim ve kollarından kurtulup hızla koşmaya başladım. Arkama seslenmeden edememiştim.
"Önce beni yakalaman gerekiyor pis canavar!"
Bora'ya bakıp dil çıkardığımda o çoktan peşimden koşmaya başlamıştı. Beden dersinden ne kadar nefret ettiğim göz önüne alınırsa iğrenç koşuyordum. Beni birkaç saniye sonra paketleyeceğini bile bile son gücümle savaşıyordum işte bu da benim salaklığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3316 GÜN
Short Story3316gun: 3316 gün hatrına beni tekrar sever misin? *** Bora ve Buket, ortaokuldan beri en yakın arkadaşlardır. En azından Bora için her şey bu kadardan ibarettir ama Buket için Bora arkadaştan daha fazlasıdır. Buket, kendi hislerinle boğuşurken Bora...