15. Bölüm

2.8K 203 155
                                    

832. Gün: Uzaklaşma

-Geçmiş-

Kalbimin istemsizce hızlandığını fark ettiğimde hafif aralık ağzımı kapatıp bakışlarımı uzaklara çevirdim. Neden bir anda hızlanmıştı anlamamıştım. Sadece oturuyordu ve kıvırcık saçlarını hafifçe karıştırmıştı ama kalbim bana ihanet etmişti hemen.

Ona bakmazsan ihanet etmez kalbin.

İç sesime hak verip depresyonun içinde yüzen Bora'ya bakmadan ayağa kalktım ve odasının içinde volta başladım. Bora'yı böyle gördüğün için ne yapmam gerektiğini de tam kestiremiyordum. Sabahın köründe hemen gelip yanından bir saniye bile ayrılmamıştım ama bu yetmiyordu.

"Neden dönüp duruyorsun?"

Bora'nın sesiyle olduğum yerde durup bakışlarımı kahverengi gözlerine çevirdim. Ne güzeldi.

Aklın hemen kayıp durmasın, Buket. Ciddi dur.

Kendi kendimi uyarıp Bora'ya bir adım yaklaştım. Öyle durgundu ki karşımdaki Bora'ymış gibi gelmiyordu. Kalbinin acısını dışarı da vurmuyordu. Sadece oturup saçma bir video açıp ona bön bön bakıyordu. Onun hislerini dışa vurup rahatlaması gerekiyordu ama bunu nasıl yapacaktım bilmiyordum.

"Çünkü bu halin beni endişelendiriyor."

Bora, ellerini yatağına bastırıp rahat bir pozisyona geçti ve başını biraz sola yatırdı. Kendimi dizginlemek için sağ elimi yumruk yapıp uzun tırnaklarımı avucumun içine batırdım. Bunu fark etmesin diye elimi sırtıma çevirmiştim ama Bora, şu an elimi fark edecek kadar iyi gözükmüyordu.

"Endişelenme benim için. Kısa çaplı bir şey. Yakında geçer."

Derin nefes alıp hemen itiraz ettim. Geçecek bir şey değildi. Kelimeler ağzından çıkarken yalan olduğu anlaşılıyordu. İlk aşk acısı olmasa da en acısıydı bence ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Aman ne güzel.

"Geçmeyecek Bora. Bunu sen de biliyorsun. Senin için endişeleniyorum. Bu olayda ne yapmam gerektiğini, seni nasıl rahatlatmam gerektiğini bilmiyorum. Kendimi işe yaramazın teki gibi hissediyorum."

Sesim kısılırken avucumu açtım ve bakışlarımı elime çevirdim. Avucumun içindeki kanı göründe elimi tekrar sırtıma götürüp Bora'nın odasında gezdirdim bakışlarımı.

Bora, ayaklanıp yanına geldiğinde hâlâ ona bakmıyordum. Arkama sakladığım elimi nazikçe tuttuğunda bakışlarım onun kırgın yüzüne döndü. Avucumun içini görmesin diye elimi sıkıca kapattığımda mırıldandı.

"İşe yaramazın teki değilsin. Avucunu aç küçük kız."

Başımı iki yana salladığımda gözleri benim gözlerimi buldu. Yorgun ifadesinden elimi açmak istedim ama aklıma bir şey gelince elimi ondan kurtarıp Bora'nın sol yanına koydum. Bora, bakışlarını göğsündeki elime çevirdiğinde ben de elime bakıyordum. Avucumun içinde atan kalbini hissedebiliyordum. Onunla çok yakındım ama kalbinin sesini ilk defa hissediyordum.

"Ne yapıyorsun?"

Bora'nın sorusuna hemen cevap verdim. "Sol yanında büyük bir hasar hissediyorum. Biraz da... Biraz da söylenmemiş cümleler kalmış gibi."

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin