851. Gün: Acıyla Sulanmış Güneş
Bol bol yorum yapın lütfen ♥ İyi okumalar.
-Geçmiş-
Çağatay'dan;
Yerdeki taşları tekmeleyerek karanlık sokakta ilerlemeye devam ettim. Şimdiye kadar yaşadığım hiçbir hisse benzemeyen bir his vücudumda geziyordu ve benim tek yapabildiğim ellerim cebimde taş tekmelemekti.
Derin bir nefes alıp başımı gökyüzüne çevirdim. Her şeyi batırdığımı hissediyordum. Onunla arkadaş olarak kalmam gerekiyordu en başından. Sol yanıma saçma bir ağrı girmemesi gerekiyordu, onu güldürmek için her şeyi yapacak gibi olmamalıydım. Ama oldum ve sonuç hiçbir şey.
Telefonumu çıkardım ve Berke'yi aradım. Depresyona girmiş gibiydim ve bu halime bir tane patlatasım geliyordu. Berke benim yerime patlatırdı bana.
Birkaç çalışta açtı. Sesi neşeli geliyordu. "Oo beni aramak yeni mi geldi aklına?"
Evin yolunda ilerlerken derin nefes aldım. "Kafam yeni yeni yerine geliyor."
Sesimden yanlış bir şeyler olduğunu fark etmişti hemen. "Neredesin?"
Bakışlarımı etrafa çevirdim. Evimin önündeki çitin önündeydim ve bunu anca yeni fark ediyordum. Kafa mı kaldı amına koyayım ya.
"Bahçeye girdim şimdi."
"Tamam. Beş dakikaya oradayım. Kafayı yeme ben gelene kadar."
Yapmacık bir gülüşle telefonumu kapatıp bahçeye doğru ilerledim ve sallanan koltuğun üzerine oturup bakışlarımı gökyüzüne diktim.
İçimden bir his Buket'in beni hiç sevemeyeceğini bana haykırıyordu. Biz olamayacak kadar zorduk belki de. Ama asıl nedeni bu değildi. Biliyordum ama inanmak istemiyordum. Bana gerçekten iyi davranan bu kızı hislerim yüzünden, bir öpüşme yüzünden kaybetmiş olabilirdim şu an.
Berke, dediği gibi beş dakika için bahçeye geldi ve kaşları havada bir şekilde tepemde dikildi. Bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Kaşına ne oldu?"
Berke, yeni fark etmiş gibi elini kaşına götürdü ve yanıma oturup diğer elindeki poşeti aramıza bıraktı. "Konser çıkışı biriyle atıştık biraz. Ondan olmuştur."
Poşetin içinden alkol ve sigara çıkarırken bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirdim. Berke'yle küçüklükten beri tanışıyorduk. Hep kavga ediyordu. Sonuç olarak birkaç ay tedaviye gönderiyordu ailesi. Nedenini hiç tam olarak anlamamıştım. Berke'ye de hiç sormamıştım neden kavga ediyorsun diye.
"Ee anlat bakalım." Berke bana bir şişe bira uzattığında elinden şişeyi aldım ama içmedim. Gökyüzünü izleyerek anlatmaya başladım.
"Asel sayesinde tanıştık onunla. İlk görüşte güzelmiş falan demiştim ama ciddi değildim."
Berke güldü. "Sana göre her kız güzel, yürümelik amına koyayım."
Bakışlarımı ona çevirdim. "Kendini anlatıyorsun sanırım."
Bira şişesini dudaklarından çekti ve sırıttı. Pezevenk. Kendiyle beni kıyaslıyordu resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3316 GÜN
Short Story3316gun: 3316 gün hatrına beni tekrar sever misin? *** Bora ve Buket, ortaokuldan beri en yakın arkadaşlardır. En azından Bora için her şey bu kadardan ibarettir ama Buket için Bora arkadaştan daha fazlasıdır. Buket, kendi hislerinle boğuşurken Bora...