32. Bölüm

2K 157 234
                                    

1839. Gün: Kalp Kırılması Çabuk İyileşmez

Bol bol yorum bekliyorum. İyi okumalar 💜

-Geçmiş-

Başımı yatak başlığına yaslayıp acıyan gözlerimi kuruladım ve Rüya'ya diktim bakışlarımı. Perdeyi biraz aralayıp minik bir açıdan dışarıya bakıyordu. Titrek sesimle sordum.

"Hâlâ orada mı?"

Rüya o minik aralığı da kapatıp tam anlamıyla bana döndü ve yanaklarını şişirdi. "Evet hâlâ orada ve cama bakıyor. Yakalanacağım diye korktum."

Yanağımdan tekrar yaşlar akarken Rüya hemen yatağa oturdu ve gözlerimi kuruladı. "Ama ağlama ya. Hadi Buket ağlama."

"Ağlamadan duramıyorum ki. Ona çok kızgınım ama hava soğuk ve saatlerdir orada bekliyor. Anahtar onda ve istese eve girebilir ama girmiyor da. Sinirimi çok bozdu."

Burnumu çektim ve ellerimle yüzümü serinletmeye çalıştım. Saatlerdir aşağıda bekliyor ve beni arayıp mesajlar atıyordu ama hiçbirine bakmamıştım. Gece yarısını çoktan geçmişti saatler ama hâlâ gitmiyordu Bora. Rüya'nın dediğine göre apartmanın bahçesindeki demirliklere yaslanmış öylece benim odamın canıma bakıyordu. Mart ayında olsak da hava soğuktu ve bu yüzden ona daha çok kızıyordum. Onu düşündüğüm için de kendime kızıyordum. Sonuç olarak kızgındım ama ağlayıp duruyordum.

"Yetti ama bu çocuk. Gidip eve gitmesini söyleyeceğim şimdi." Rüya ayaklanırken bakışlarımı ona çevirdim.

"Boşuna deneme gitmez. İnatçı keçinin tekidir Bora. İlk tanıştığımız gün benim peşimi bırakmayacağını söylemişti." Aklıma o günler gelirken dudağımı büktüm istemsizce. Ne güzel günlerdi.

"O zaman git sen kov. Anca seni dinler." Rüya yatağa tekrar oturduğunda bu sefer ben ayağa kalktım ve cama ilerledim sessizce. Sanki sessiz ilerlemezsem beni duyacakmış gibi hissetmiştim nedensizce.

Perdeyi biraz araladım ve bakışlarımı demirliklere çevirdim. Rüya'nın dediği gibi oradaydı ve bakışlarını gökyüzüne çevirmişti. Bir adım daha yaklaşıp onu inceledim. Üçüncü katta olduğum için tam olarak göremiyordum hem de hava karanlıktı ama yüzüne vuran sokak lambasından yüzünün kıpkırmızı olduğunu görebiliyordum.

Elimi cama koydum ve incelemeye devam ettim. Gözleri kızarmış mıydı yoksa ben mi her yeri kırmızı görmeye başlamıştım? Ellerini cebine yerleştirmiş gökyüzünü inceliyordu. Ben de bakışlarını gökyüzüne çevirdim ve yıldızlarla karşılaştım. Buruk bir gülümsemeyle yıldızlara bakarken aklıma benzetmesi gelmişti.

"Gökyüzünü izliyor şu an." Diye bilgilendirdim Rüya'yı. Ardından konuşmaya devam ettim. "Küçükken yıldızlar hakkında konuşuyorduk. Bana 'Senin yüzünde de yıldızlar var' demişti. Başta kötü bir şey olduğunu sanmıştım çünkü çillerimi pek sevmiyordum. Sonra bana yıldızların güzel olduğunu öğretmişti bana. Gözlerimi de aya benzetmişti. Şu an gökyüzünü incelerken bunu düşündüğüne yemin edebilirim." Dedim titreyen nefesimle. Tekrar Bora'nın yüzüne çevirdiğimde bakışlarımı içim acımıştı çünkü sağ elini cebinden çıkarmış gözlerini kuruluyordu. Bu da demek oluyordu ki cidden gözleri kırmızıydı.

Daha fazla onu izleyemeyeceğimi anlayıp perdeyi sıkı sıkıya kapattım ve Rüya'nın yanına yatıp beyaz tavanıma çevirdim gözlerimi.

3316 GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin