26.bölüm

7.4K 422 26
                                    




Haydar sabah namazından sonra karısını da alıp ezesinin evine gitmişti.Bütün aile beraber kahvaltı yapmıştı.Remziye hanım bacısı için ne kadar da endişe içinde olsa da şu anki durumun tadını çıkarıyordu.

Zeliş ve Haydar'ın mutlulukları gözlerinden okunuyordu.
Remziye hanım iki gencide ayrı ayrı incelemişti.Gerçekten karı koca olunca sanki daha bir canlanmıştı çocuklar.İçinden Gülsemin gelinine teşekkür etti.Çok konuşması ilk kez bir işe yaramıştı.

Zeliş ve Haydar öğlene doğru gençlerle evlerine geri dönmüştüler.Hepsi çok mutlu idiler.Kızlar uzun zamandan beri ilkkez çok mutlu ve huzurlu olmuştu.Ayrıca karınlarını rahatça doyuruyorlardı.

Zeliş te hep kalsınlar istiyordu.Çünkü tek başına kalmaktan usanmıştı.Kızlarla birbirlerine arkadaşlık ediyordular.Gerçi koca evinde hiç kimse ile iyi bir ilişki kuramamıştı.Kaynanasının zulmünden nefes alamıyordu ki,hem onlarda çekiniyordu belki de konuşmaya.Fadime ile arada bir olsada konuşmuştu ,hepsi o.


Zeliş misafirlerine o akşam içinde su böreği yapmayı planlıyordu.Haydar kızkardeşlerine tembihledi
"Yengenize yardım edin de soğukta çok yorulmasın" diye.

Kızlarda
" olur ağabey sen merak etme"
dediler.

Akşam sobanın üstünde çevirerek pişirdiği su böreğini muhabbet sohbet eşliğinde yediler.
Fadime ve Birnur abilerine ;
"Ağabey valla yengem çok maharetli maaşallah,çok şanlısın.Elinden gelmeyen yok.Anamın niye Zeliş yengemi çok istediğini anladık."

"He, öyledir benim karım.Elinden herşey gelir".

"Şey, Zeynep ana beni çok mu istemişti!!!"
dedi Zeliş.

Herkes önce bir durdu,sonra Fadime ;
"Oooo ,sen bakma sana öyle biraz kötü davrandı ama,seni gelin alabilmek için evde bir babama bir büyük anama gidip geldi ,en sonunda muradına erdi.Ama işte nasip!!!
Anam aslında kötü biri değil di yenge,Halil ağabeyimin ölümünü kaldıramadı"
Dedi ve yemeğine döndü.Daha fazla konuşmasa iyi ederdi.Çünkü Haydar abisinin ilkönce onunla evlenmek istemediğini söylememeliydi.Ama bilmiyordu ki ağabeyi herşeyi anlatmıştı karısına.

Salih de kızlarla aynı fikir de idi.Yengesi hem çok uyumlu hemde maharetli idi.

Akşam çaylarını da içip uyudular.Yine evvel ki gece yattıkları gibi uyudular.

Ertesi gün kahvaltı yaparlarken Salih artık gitmesi gerektiğini söylemişti.Çünkü medrese eğitimini çok geciktirmişti.Bir an önce gidip kaldığı yerden devam etmeliydi.Ağabeyinide görmüş içi rahat etmişti.Sorun yoktu ,hatta herşey çok yolunda idi.Bu haberi babası duyuncada çok sevinecek ti.Ama anası ne yapardı bilmiyordu.

O gün kahvaltıdan kalkıp doğruca yola koyuldular.Zeliş ile Haydar da evlerinde yine başbaşa kaldılar.Alışmıştılar artık birbirlerine sarılmadan oturamıyordular.Sobanın yanında oturmuş sohbet ediyordular.Haydar Zelişden anne ve babasını anlatmasını istemişti.O da anne ve babasının birbirlerini çok sevdiğini ve annesinin babasının acısına dayanamadığını,öldüğünü anlatmıştı.Ağlamıştı anlatırken.Haydar gözyaşlarından öpmüştü karısının.

Karsının bilmediği ailesini dinlediği için artık bu evde birbirlerini çok seven bir aile yaşadığını öğrendiğinde ,sanki evin duvarlarına bile saygı duyması gerektiğini hissetmişti.

.............


Salih ve kızlar eve vardıklarında çok yorulmuştular.Yolda tipi çıkmıştı çünkü gelirken.Babaları sofrada yemek yerken hemde soru soruyordu çocuklara;
"Eee ağabeyiz nasıl?Hali vakti eymi?"

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin