Salih yeğenlerini almış eve yol almışlardı.Salih Zeliş ile yavrularını artık korumalıydı anladığı buydu.Köy yerinde adı daha fazla çıkmasın diye tedbirli davranmalıydı.Zaten cahil kendini bilmezler yapmıştı yapacağını.Ağabeylerinide hiç anlamıyordu,neden izin vermiştiler,neden Zeliş kadına sahip çıkıp ,çocukları böyle boş bırakmıştılar.
"Emmi ,sen bizi dövmezsin değil?"
"Yoh balam yoh,niye dövem?"
"Emmi ama biz mıstık gilede bişey yapmamıştık ki?"
"Hadi siz şimdi eve girin ,anaz ne derse onu yapın .Üzmeyin sakın ananızı.
Salih ise kendi evine doğru ilerledi.Evde yine kuma kavgası çıkmıştı.Gülizar ekmekler niye zamanında sofraya gelmemiş diye zavallı Zöhre'yi saçından tutmuştu ki Salih girdi içeri.
"Durun ,durun ne edirsiz siz""Ağabey niye tutmirsiz yengemgili?"
"Salih ,Allahesen boşver gel otur kahvaltın et.Bunlar hergün bele."
"Ağabey nasıl böyle diyirsin.Madem almışsan bunları bele birbirine zarar verirken ayırmirsin?Sen nasıl bir adam oldun bele?Zavallı kadın ,geldiğimden beri ne sofraya oturduğunu gördüm nede iş yapmadan durduğunu,öbürü desen surat on karış asık,ne güler ne konuşur.Sen neyine güvendin aldın getirdin bu kadını.Üstelik daha belli yaşı çok küçük.Ha madem getirdin sahip ol,Allah soracak sana bunun hesabını.İki karınında hakkını veremeyeceksen söyliyem.Birbirlerini dövirler sizde oturup izlirsiz.Yazık size yav yazık."
"Salih sen burnun herşeye sokma hele.Birbirlerini döve döve alışacahlar "
"Ağabey sen en böyüğümüzdün,bu nasıl laflar!Kadın geleli olmuş iki yıl çocuk memeyi bırakacak nerde ise daha kaç yıl dövecekler birbirlerini he?"
"Neydah biz ,ne yapah.İlk zaman kocaları ikisinide dövdü amma bahtı olmuyor bırahtı."
"Ağabey ,ağabey siz ne edirsiz yav?Babam göreydi bunları yeniden ölürdü"
"Salih gardaşım unuttun herhal,babamda iki karı almıştı gendine,sennen benim anamız ayrı bilirsen hemi?"
"He ağabey he ,eyki dedin.Hele bunu de anamgil heç bele kavga ettiler mi he .Babam iki anamada heç ayrım yapıp ,birbirlerini ezmelerine izin verdi mi he?"
"Ey neydah oğlum! Bunlar edepsiz ."
"Ağabey ben kime ne anlatirem,sizin merhametiz galmamış "
Kahvaltı yapmıştılar,ama Salih sabah yeğenleri ile konuştukları ayrı bir dert olmuştu içine ,bu zavallı kadını getirmiş atmış Gülizar yengemin pençelerine o ayrı dert olmuştu.
Birde daha oturup konuşamamıştı ağabeyleri ile.Denizliden parça kumaş pazen divitin gelecekti .Bugün yarın tren gelirdi Erzurum istasyonuna.
At arabası ile gidip almalıydı kumaşları,dükkan açacaktı çünkü.
Askerde iken oralı olan arkadaşı aklına sokmuştu,kumaş işinde iyi para kazanıyormuş babası,hele bu gibi köy yerlerinde çok gidermiş.
O gün akşam konuyu açmıştı ağabeylerine.Onlarda onay vermiş iki gün sonra gidip getirecekti kumaşları .Diğer tarafta ise Zeliş oğulları ile olmayan kahvaltılıklar ile kahvaltı yapıyor çocuklarının büyüdüklerini görmek içine ayrı bir mutluluk katıyordu.Zaten hemen hemen oğlanların hepsi Haydar 'a benziyordu.Huylarıda babaları gibi sakin ,adaletli ve sevgi dolu idi kalpleri.
"Ana ,emmim bizi nere götürdü bilirsen?"
"Yoh ana gurban,nere gettiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZELİŞ
RomanceDoğu Anadolu Bölgesinde yaşanmış gerçek bir olayın kurgusu olan ZELİŞ, ölen kocasının Kardeşi ile evlendirilmek zorunda kalıyor, ZELİŞ 'in bu zor hayatında hem köy baskısı hemde Salih'le olan çarpıcı evliliği ele alınıyor. TÜM HAKLAR SAKLIDIR. 2019