13.bölüm

10K 450 19
                                    

      Mirza ağa yüreği yana yana içini çekti.Bir oğluna getirdiği gelini diğer oğluna nikah yapacak olmak,hoş başka ne olabilir di ki.Haydar yine olmaz deseydi bu sefer de Salih için artık kesin karar verecekti.Allahtan Haydar direnmedi olmaz diye.Şimdi evdeki kadınlara durumu anlatma zamanı gelmişti.
      Zeynep kadın ile kumasını birde köyün en yaşlı kadını aklı başında olanı Firdevs anayı oturduğu küçük salona çağırttı.
"Hele gelin ,bu işi bi sonuca bağlıyah."
Zeynep kadın ;
"Ne işi herif " dedi.Firdevs ana ile kuma anlamıştı ne işi olduğunu,gerçi Zeynep kadında anladıda işte,yediremiyordu aklına ,yüreğine.
"Zeliş hanım gızım bu evde nikahsız duramaz".dedi.Zeynep kadın bağırarak
"O zaman geri yollıyah,oğlumun başını yedi,ayağı uğursuz geldi bu eve,zaten eyi olaydı anasız babasız galmazdı,onlarında başını yemiş.Şimdi de öbür oğullarımı kurban edemem ben herif " diye nerde ise evi inletmişti.

Burda türkümüzü açıp okumaya devam edelim

Halbuki Zeliş kızı ilk gördüğünde illede alacam diye tutturmuştu.Ne çok istemişti.Mirza ağa ve diğerleri oğlunun acısından böyle konuşur diye düşünmüştü.Halbu ki Zeynep kadın bu cümleleri gerçekten bile isteye söylemişti.
"Acından bele konuşursun hanım,sende bilirsin Zeliş kızı geri gönderemeyiz.ne zaman duydun bele bir bişe.Karar verilmiştir,Zeliş ilende Haydar oğlanlada konuştum ,Halil oğlanın yedi yemeğini verdikten sonra imam efendi kıyacak nikahı,zati Halil ile olan nikahı düştü artık."
Zeynep kadın daha çok bağırmaya ,ağlamaya başladı.
"Olmaz ,olmaz ölen oğlumun karısını öbür oğlumun koynuna sokmam!!!."
Mirza ağa diğer eşine bağırdı;
"Al götür bunu ,söyle densiz densiz konuşup durmasın,kafamın tasını attırmasın,yeter artık.Herşey onun istediği şekilde olmaz,karar verildi."
Zeliş evdeki bağrışmaları duymuştu.Evdeki bulunan herkes duymuştu aslında.Ama kimse ağzını açıp konuşmadı bu konu hakkında.Zeliş ise geldiği günden beri yaşadığı bu kaçıncı kötü olay dı artık sayamıyordu.Şimdi de kaynanası istemiyordu,herkesin biletini ona kesmişti.Sanki kendi çok mu istiyordu bu evde kalmayı,bu durum da olmayı.Keşke biri sorsa idi ne istediğini.Hiç birşey yapmamıştı halbuki kimseye bu neyin cezasını ödüyordu anlayamıyordu.
Haydar da olanları duymuş,evde köşe kapmaca oynuyordu anası ile.Bilirdi anası onu da azarlayıp altından kalkamıyacağı sözler söyleyecekti.Geldiği günden beri içerde , kızların odasından hiç çıkmayan zavallı kızada çok üzülüyordu.Artık gönlünde ki sevdası aklına bile gelmez olmuştu.Sıkıntısı tasası o kadar çoktuki ,başını hangi yana çevirse Halil'in yüzü gözünün önüne gelir olmuştu.Ne kadar istemese de bu iş olmak zorunda idi.
Zeynep kadın o kadar öfkeliydi ki evdekilere Zeliş kıza kuru ekmekten başka bişe vermelerine izin vermiyordu.Halil'in yüzünü hiç görmediği halde ,oğlunu o öldürmüş gibi davranıyordu.Bağıra ,bağıra beddualar ediyordu ,ağıtlar yakıyordu.Mirza ağa eve gelince sessizce ağlıyor,konuşmuyordu kimse ile.Zeliş de başına gelen bu felakete anlam veremiyordu bir türlü.Zaten kendi köyüne daha haber gitmemiş ti belliki.Yoksa Erdal babası ile Remziye anası gelirdi.Aradan günler geçti ,Halil oğlanın yedinci günü gelmişti,kesilen inek doğranıp dışarda karların içinde yakılan ateşte kazanlarda pişirilmeye bırakılmıştı.Evin büyük gelinleri herşey ile ilgilenip yemeği ,helvayı hazırlamıştılar.Öğlen namazının peşine Kuran'lar okunmaya başlandı,bütün köylü Mirza ağanın evini doldurmuştu.O sırada içeriye ablası ile eniştesi girdi.Ağlayarak,ağıtlar yakarak sarıldı iki bacı birbirine.Remziye hanıma yer gösterdiler hemen,çok üşümüştü diye sobanın yanıbaşına oturttular.O sırada gözleri Zeliş'i aradı.Baktı sağına soluna etrafına yoktu.İçinden herhalde odasındadır dedi ,şimdi gelir duyar beni nasılsa diye geçirdi.
Ama Kuran okundu,duası yapıldı,yemekler dağıtıldı... köylü yedi yemekleri ,tekrar başsağlığı verip çıktılar.Odada sadece evin halkı kaldı birde Firdevs ana.Dayanamadı sordu Remziye hanım;" bacı hele Zeliş 'im nerdedir?Çağırın bir ,bahtsız yavrum Ne haldadır şimdi."dedi.
Kimseden ses çıkmadı. Evin küçük torunu taki "olmaz nenem onu görmek istemir,yasak dışarı çıkması yengemin" diyene kadar.
"Bacı ne diyir bu uşah,nasıl sözdür ,siz ne yaptız yetime?!"
"Aba bah kalbini kırmiyim,benim oğlumun başını yedi o uğursuz yetim ,yetmedi öbür uşağımın başını da yiyecah.Ben dedim geri yollıyah,ama Mirza ağa yollamadı.Ben onun yüzünü görmek istemirim,çıkmasın o odadan çürüsün orda" diye ağlayarak bağırarak anlattı kendince kendini.Tamda o sırada küçük çocuk
"Ama eze nene yemekte vermiyoz,nenem gebersin ,ölsün oda diyor.Zıkkım yiyecekmiş,ama anam kuru ekmek veriyor sadece,bide bugün pişen yemeklerden götürdü ama tembihledi kimse neneme söylemeyecek " demesi ile evde tufan koptu.Zeynep hanım gelininin üstüne yürümeye başladığı andaRemziye hanımda onun üstüne yürüdüğü gibi elini havada tuttu.Ama kimse evin bütün erkeklerinin ne ara içeri girdiğini,ne ara Mirza ağanın Zeynep hanımı dövmeye başladığını anlayamadı bile.Oğlanlar babalarını durdurdu ama Zeynep hanımı bayağı hırpalamıştı ağa.Haydar şoka girmiş gibi tepkisizdi.anası Ne zaman bu kadar kötü olmuştu,vicdansızlıktı bu yaptığı.
Erkeklerde misafirlerin dağılması ile Erdal ağanın Ne yapacağız,Zeliş 'in durumu ne olacak sorusu ile Mirza ağa;
"Zeliş gelinim artık bu eve girdi çıkamaz,şimdi Haydar ile nikahını kıyacak imam efendi.Haydi kalkın içeri odaya geçah,Gelinimiz de ordadır,nikahımızı yapan"dedi.Taki kadınların odasının kapısını açıp da bütün konuşmayı hepsi duyana kadar.

Remziye ana Fadime ye "kalk ,kalk güz nerde yetimim ,götür beni yanına çabuk" dedi.Zeynep hanım halen yerde bağırıyordu "istemem,istemem ben o uğursuzu,alın götürün" diye.Mirza ağayı erkekler zor tutuyordu.
Remziye ananın peşine Erdal ağa ile Haydar da gitti.İçeri girdiğinde yerde kilimin üstünde başını çekdiği dizlerinin içine gömmüş küçük bi kız vardı.
"Zeliş!,yavrum kuzum ne oldu sene bele bahtsız uşağım benim.Kurban olurum affet bizim yeni haberimiz oldu,bacımın acısı büyük onun kusuruna bakma,sen ne olmuşsun bir haftada bele" diye sarılıp ağladı.Zeliş artık ne diyeceğini ne yapacağını bilmiyordu.O sırada kapıda duran iki erkekten biri gözyaşlarını tutamıyordu.Bu oydu,sevdalandığı kızdı bu,ama nasıl olmuştu .Şimdi bu zavallı kız Halil 'karısımı olacaktı.Aklı oyun oynuyordu ona.Yok dedi içinden bu benim karım olacak,sevdiğimi rabbim gönderdi bana.Neler düşünüyordu şimdi sıradımıydı bunların.Sevinçten bağırası geldi.Yavaş yavaş aklı yerine gelmeye başladı.Bu kız ne kadar da zayıflamış küçücük kalmış tı böyle.Ah ana ahhh....
Remziye sakinleşince biraz,Zeliş 'de toplananildi,hiç gücü kalmamıştı.Sanki hastalıklı gibiydi.Solgun,durgun,fersiz..
Elinden tuttuğu gibi kaldırıp odaya götürdü Zeliş'i.



Evvet sevgili okurlarım bugün de yeni bir bölümle geldim .Kadına şiddeti kınayanların en başında ben de varım ama ne yazıkki bu birşeyi değiştirmiyor,yazdığımız hikayede yıllar öncesini anlattığı için kadına şiddet o zamanda vardı demek  istiyorum.
Şunu hep söylüyorum erkek anneleri oğullarını dünyanın merkezi oymuş gibi büyütmekten vazgeçin ...
Öpüyorum hepinizi oylamayı unutmayın😘

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin