28. Bölüm

6.9K 468 43
                                    












Zeliş yine duymuştu ne yazıkki.Ayakta kala kalmış,ne bir adım ileri nede geri gidebilmişti.Anlamıyordu bir türlü.Kendi köyünde de aynı sözler,burda da aynı sözler.Haydarı ne demişti " kendini ezdirme kimseye" madem öyle ,bende ezdirmem.

   " Siz ne konuşup durursunuz?Ben buraya size yardıma geleyim sizde benim arkamdan verin veriştirin.Ne yaptım ben size he ? Burda kaldığım sürece bütün işi ben yaptım,hiçbirinize sesim çıkmadı.Zeynep ana bana etmediğini bırakmadı,aç koydu da biriniz bir tabak yemek vermedi.Bütün konağın işini tek başıma yaptım da biriniz yardım etmedi.Dayak yedim de biriniz gelip bana sahip olmadı,bir yerin ağırıyor mu ,acıyor mu demedi!"

    Zeliş delirmiş gibi bağırarak konuşmaya başlamıştı artık .İçerden de oturanlar duymuştu sesini.Haydar hemen ayaklandı kalkıp koştu aşkanaya.

  "Ben size abla dedim,saygıda kusur etmedim.Şimdi de bunumu konuşursunuz.İki insan birbirini sevemez mi he.Karı koca birbirini sevemez mi? Benim anam da babamda birbirini çok seviyordu.Sevmek suç mu?Ben kimsesiz kalmıştım bu dünyada.Hiç kimsem yoktu benim.Bu eve geldim cehennemi yaşadım ben.Yüzünü bile görmediğim bir insanı kocan dediler ve yine yüzünü görmeden öldü o insan.Çok mu kolay sanıyorsunuz benim yaşadıklarımı.Benim yerim de sizde olabilirdiniz.
      Haydarım bana sahip çıktı ,tek kocam olmadı o benim!Anam babam kardaşım herşeyim oldu o benim.Bana şu hayatta yaşamak için nedenlerim olduğunu gösterdi.
O beni çok sevdi ,bende onu çok sevdim.İkimizinde tek derdi bu hayatı güzel yaşamak .Hem insan birini kendine nasıl zorla aşık edebilir he?Madem öyle siz yapın da görelim bakalım nasıl yapılıyor!!!!.

  Zeliş resmen içini bağıra bağıra döktü.Arkasında da evin geri kalan halkı ,herkes dinledi.

  "Zeliş ,ne oldu ?Niye bağırıyorsun?İyimisin?"

  "Eyim,eyim ,meraklanmayasın."

Zeynep ana ile kuması aynı anda gelinlere döndü ve ;
  "Kız siz burda yemek yapmirmisiz?Dedikoduyu bırakın işize bakın .Hayde akşam ezanı okunacak siz neyin peşindesiz?"

  " Tamam ana ,hemen hazır ederiz."

" Zeliş sende sofrayı hazırla ,boş durmayın."

"Ana Zeliş yoruldu yolda ,araba çok salladı,bugün dinlensin yarın yardım eder ederse"

  "Vış,oğul o nasıl söz ele!Arabaya bindi diye iş yapmamak nedir?Başlatmayın hele ikizde gendize "

   "Tamam ana ben yaparım" dedi Zeliş.Zaten utanmıştı şimdi söylediklerinden.

  "Hayır Zeliş,sen bugün dinlenecen,sözümü ikiletme "

   Zeynep hanım ,kuması,erkekler hepsi film izliyordular sanki.

  "Ana ,Zelişim gebedir,o yüzden iş yapamaz.Araba çok salladı .Dinlenmesi lazım."

  Evin içine sanki bomba düşmüştü.Gelinler ağızları açık kalmış,kızlar sevinç çığlığı atıyor,erkeklerde başlarını sağa sola sallayıp
tövbe tövbe diyerek salona geçmişti.
  Asıl Zeynep ana donmuş kalmıştı.Büyük anaları gidip Zelişi öpüp hayırlı olsun demişti.Zeynep ana ne yapacağını şaşırmıştı.Haydarı baba olacaktı,torunu olacaktı,ama o Zeliş'den olmamalıydı.
  Arkasını döndü ve odasına gitti,kimse ile konuşmak istemiyordu.Kendi kendine konuşuyordu
     "Sanki ne bekliyordun ki,elbette uşakları olacaktı,nikahlı karısı,hemde deli gibi sevdaya tutulduğu karısı.Olsun artık ,anası çok önemli değil ,torunu olacaktı.Önemli olan buydu."

    Evdeki herkes dut yemiş bülbül gibiydi.İçlerinden şaşıp kalmıştılar.Bu nasıl sevdaydı böyle ki,ana baba ,büyük demeden karısının hamile olduğunu söylemişti.
   Halbuki diğer kadınlar,hatta köydeki kadınlar dahil, hiçbiri gebe olduğunu kimseye söyleyemez,karınları iyce büyüdüğünde bilinirdi gebe oldukları.Şimdi bu sahne karşısında evdeki bütün kadınlar ,kızlar Zelişi çok kıskanmış ve heveslenmişlerdi.

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin