Muhtar anahtarı aldı geldi.Hiç olmamış iş.Acaba bu Zeliş kız ne yaptı ki böyle apar topar geri getirdiler kızı.Hem bu kaynı değilmiydi.Zeliş'in kocası nerde acaba diye içinden aldı verdi.
Zeliş de muhtarın değişik bakışlarını hissetti.Hiç işin burasını düşünmemişti.
Köylü artık düşerdi peşine.Hoş kendi gibi kocası ölünce kaynı ile evlenen bir sürü kadın vardı.Ama heralde dedi içinden benim ki gibi daha yüzünü bile görmeden kocanın birini kara toprağa gömen haftasına kaynı ile nikah lanan yoktur .Şimdi işin yoksa dinle dur köydekileri artık.
İçeri geçtiler ,ev uzun zamandır kullanılmadığı için çok soğuk ve tozlu idi.Zeliş hemen hazır kurulu olan sobaya odun bulmaya dış hole çıktı .Allahtan kalmıştı biraz odun parçaları.Hemen getirdi yaktı sobayı,Mirza ağa ile Erdal ağa oturdular sedire.Remziye hanımda Zeliş ile Haydar'a yardım etti.At arabasını boşalttılar.Zeliş çok yorulmuştu.Sobada kaynayan çaydanlığın içine getirdi hemen kuşburnu kökü attı.Rahmetli anası Ne çok severdi bu çayı.Köy yerinde her zaman siyah çay bulunmazdı.Anca durumu iyi olan evlerde her zaman hazır olurdu.Genelde kuşburnu kökü kaynatırdılar.Hem şifalı derdi anası,romatizma ağrılarına iyi gelirdi çünkü.
Zeliş daldı gitti.Annesi ...babası....
Bu evde öyle çok bol,zengin bi sofraları olmamıştı ama birbirini çok seven,gözlerinin içine bakan bi anne babanın yanında ,sevgi ve merhamet ile büyütülmüştü.Kuru soğan ekmek yerdiler ama et yemiş gibi mutlu ve şükürle kalkardılar o sofradan.Şimdi kocasının evinden gelen erzaklara bakınca ; bu ev böyle bolluk görmemişti daha önce dedi.Tek anası babası sağ olaydı da yine kuru ekmek yiyeydim dedi içinden.Gözlerinden yaşlar akıyordu farkında değildi.Haydar işi bitince içeri girdiğinde karısını dalmış ve gözlerinden yaşlar akarken gördü.Yumruklarını sıktı ,yine neden ağlıyor iki gözü!Babası ezesi eniştesi dalmış konuşmaya,görmüyorlardı Zeliş kızı.
Sessizce yanına geçti,oturdu.Elini tuttu yavaşça ve sıktı kendini belli etmek için.Zeliş kızarmış gözleri,yaşmaklı ağzı ile ile ,helede anasının eseri gözündeki morlukla Haydar 'a bakınca ,genç adam alıp karısını içine saklayası ve hiç ordan çıkarmayası geldi.Bu yaşta bu keder çoktu.Ne düşündüğünü iyi biliyordu sevdasının.Anası babası ve elbetteki yeni bir hayat ,köylülerin çenesi hiç durmayan kınamaları ....
Zeliş hızlıca elini çekti .Ya büyükler gördü ise Allah muhafaza Ne derdi ,nasıl yüzlerine bakardı.Zaten kıpkırmızı olmuştu.Hemen ayağa kalktı ama ne yapacağını unuttu.Ayakta bekledi bi müddet ,sonra "ha" dedi " çay ,çay dökeyim içsinler,evde yeni ısınmaya başladı ".
Hemen aşkanaya koştu.Leğene su doldurup uzun zamandır kullanılmayan bardakları çalkaladı su ile ,tepsiye ters çevirip şeker kabınıda alıp içeri girdi.Çay doldurdu bardaklara ikram etti oturanlara,Haydar içinde doldurmuştu çay ama biraz önceki durumdan dolayı utandı kızardı yine,ya gördü iseler.
Haydar yerde,sobanın yanında oturuyordu.Tepsiyi hızlıca önüne koydu ve hemen sobanın diğer tarafına geçti.
Çaylarını içerlerken Zeliş kızın yeni aklına geldi.
-Bu adam niye böyle şeyler yapıyordu.Sürekli gözü üstünde,"yok sevdam,yok ağlama dayanamam,elini tutmalar"...tövbe yarabbim ne yapacaktı bu koca adamla.Hem çok utanıyor,yerin dibine geçiyordu,hemde birileri görecek diye aklı çıkıyordu.Aman ya gördüler ise! Demezler mi -"kocasının toprağı kurumadan kaynını aldı ,yetmemiş birde oynaşıyor milletin içinde "!!!!!
Yok bu böyle olmaz,nasıl konuşsa bilemedi.Zaten çok utanırken birde bu konuyu konuşmak...
O sırada kaynatası ve Erdal ağa gil ayaklandılar,
"Çocuklar ben de Erdal ağa da kalacam bu gece,siz rahat uyuyun,yarın ineklerde gelecek oğul,atın biride burda dursun.Sizi önce Allah'a sonra birbirize emanet edirem.Burda biz yokuz emme Erdal gardaşım sizin ikinizinde hem anası Hem babası ona göre.Hangi sıkıntız olursa heç çekinmeden gidin onun yanına".
Gözleri dolmuştu yaşlı adamın."ah Zeynep ah" dedi içinden.Hele bu çocukların çilesine.
Zeliş kız elini öptü üçünün de yolcu etti .Kapıyı kapatıp içeri geçtiler.Zeliş bardakları topladı,aşkanaya götürüp çalkaladı .O sırada Haydar da içerde sedire oturmuş ,gaz lambasının el verdiği ışıkla odayı inceliyordu.Kendi babasının evine hiç benzemiyordu.Çok küçük dü bir kere,soğuktu,tamir edilmesi gereken çok yeri var gibi görünüyordu.Sabah ilk iş çatıdaki karı atmak dı.Soba çok eskiydi,çoğu yeri kaynaklarından ayrılmıştı,yeni bi soba almalı yada yapmalıyım.Bir tane daha sedir olsa fena olmaz ,hem yerde oturmayı sevmiyordu,ayakları ağırıyordu.Keşke babası gilden yün bitane halı getirselermiş.Artık ne varsa onlarla idare edip ,elimizden geleni yapıp bu evi Zeliş karımla mutlu bir yuva yapmalıyım dedi memnun bir ifade ile .O sırada karısı odaya girdi.Abdest almıştı namaz kılacak dı.O da gitti abdest aldı geldi .Yatsı namazını kıldılar.Zeliş kalkıp Kuranı Kerim'i de okumaya başlayınca,Haydar hayran hayran izledi karısını.Sonra düşündü belki böylesi daha iyi oldu.Sadece ikisi tek olacaktılar.Babasının evi o kadar kalabalık o kadar sesli idi ki başını dinlemeye değil fırsatın olması,sofrada bile sıkıştepiş otururdular.Anası bilmeden Zeliş kıza belkide iyilik yaptı.
Zeliş okumasını bitirip duasını da yaptı.Sonra da kalkıp döşeği getirdi ve yataklarını serdi.Yataklar biraz nem kokmuştular,yarın ilk iş yatakları dışarda havalandırmak olmalıydı.Sonra bi güzel temizlik yapmak lazımdı.Çok iş vardı yarın,odunlar da kırılacaktı.İyi bi yatıp dinlenmek lazımdı.Beraberce ısınan yatağın içine girdiler hiç konuşmadan,her gece olduğu gibi Zeliş uyuyunca Haydar başladı sevdasını izlemeye.Anca o uyuyor iken doya doya seyrede biliyordu.İzlerken uykuya daldı o da.Sabah hocanın ezanı okuma sesi ile uyandı Zeliş.Kalktı önce bi üstünü giyindi sıkıca,dışarı çıkıp abdestini aldı .Titreye titreye geldi içeri ,hemen namaza durdu...O sırada kocasıda uyanmıştı,o da kalkıp abdest aldı ve namazını eda etti.Zeliş yatakları toplayıp kenara koydu,hemen sobayı yakmak için bir şeyler getirmeye çıktı,çok az odun vardı.Bu gün odun işini halletmeliydiler.Getirdiği bir kaç parça odunu tutuşturdu,hemen çay suyu koydu,soba kazanını da dışarda yeni yağan karla doldurup getirdi,sobanın üstüne koydu.Sıcak su hazırda olsun,bulaşık yıkamaya,temizliğe lazım olacaktı.
Haydar da Zeliş kızı izliyordu.Nasılda hızlı hızlı hareket ediyordu ,başı dönmüştü adamın.Yarım saat içinde kahvaltı sofrasına oturmuştular bile.Artık babası evden ne koymuşsa onları çok israfa kaçmadan yetirmeliydiler.Güzel bi kahvaltı yaptılar,hemde ilk kez baş başa bir yemek yediler.Ama ikisinden de çıt çıkmadı.Bu sessizliğe ve soğukluğa rağmen huzurluydu ikisi de.
Onları nelerin beklediğini bilmiyorlardı.Şu anı yaşamayı tercih etmiş gibi sessiz ve huzurlu idiler.Haydar artık sevdasının üzülmesine izin vermeyecekti ,neye mal olur sa olsun.Bu kız onun kalbinin sahibi olmuştu.Köy yerinde bu gibi şeyler hiç olmazdı nerde ise,kimse severek almamıştı karısını daha .Haydar için ise bu bir mucize idi.Halil'in emaneti onun canı idi bu kelebek kız.Allah Haydar için yazmıştı Zeliş sevdasını,başının üstünde yeri idi karısının...
Sofrayı toplayan Zeliş,havanın açması ile kapıya yatakları taşıdı ,ipe astı yorganı.Döşeğide karını süpürüp temizlediği taşların üstüne attı.Haydar ise çıkmış çatıda ki karları kürüyordu .O sırada başını kaldırdı ki Erdal ağa ile arkasında iki küfe ile gelen işçileri gördü.Koşa koşa indi aşağı,elini öptü hoşgeldin dedi.İşçiler küfenin içindeki tezekleri kapının önüne yığıp gittiler,Erdal ağada ayak üstü sohbet etti Haydar ile.O sırada iki işçi yine tezek getirdi küfelerle,İki işçide arkadan iki küfenin içinde yiyecek ,ekmek,yumurta çay otu ,ev de ne yiyorlarsa hepsinden hazırlamış Remziye anası.İndirdi gittiler işçiler.Tezekleri karı koca arkadaki ahıra koydular ıslanmasın diye .Yiyecekleri de aşkanaya taşıdı Zeliş.Haydar eniştesine sitem etti "neye zahmet ettin ağam,babam herşey koymuştu zaten".
"Olsun oğlum ,kış günü yokluk çekmeyin,sen alışmamışsın yokluğa ,hem bende sizin babazım artık.Mecbur ben ne yiyorsam ,sizde onu yiyeceksiz.İneklerde gelir birazdan.Ahırını ayarladın mı.Onarılacak yerleri onar hemen.Hayvanları telef etmiyek "Elini öptü tekrar eniştesinin.Babasını sordu,namazla çıkmış babası.
Evet okurlarım ben geldim yeni ve güzel bir bölümle .Yorum ve oylarınızı bekliyorum .
Bu arada şarkıyı da açın okurken öpüldünüz 😉😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZELİŞ
RomanceDoğu Anadolu Bölgesinde yaşanmış gerçek bir olayın kurgusu olan ZELİŞ, ölen kocasının Kardeşi ile evlendirilmek zorunda kalıyor, ZELİŞ 'in bu zor hayatında hem köy baskısı hemde Salih'le olan çarpıcı evliliği ele alınıyor. TÜM HAKLAR SAKLIDIR. 2019