*1*

20.8K 913 2.2K
                                    

Eğer bu hikayeyi wattpad harici bir platformda okuyorsan, kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer bu hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan lütfen, Wattpad'deki '@tellmebonnie' isimli profilinden oku. Teşekkür ederim

***

•Altay•

Gözlerimi güneşin ilk ışıklarıyla açtım demeyi çok isterdim. Ama güneş bile almayan bir yer de yaşıyorduk. Gerçi güneş hala yerinde midir ondan bile emin değilim.

Kaldığım yer diğer odalara göre daha büyüktü. Sadece küçük bir mutfak yatak odası ve banyodan ibaretti. Ama bir çok odada doğru düzgün yatak bile yoktu.

Babam binanın bir çok bölümüyle birden ilgilendiği için burada bir çok hakka sahiptik. Annem ise yemek bölümünde sorumluydu. Teras kısmındaki sera da çalışıyordu.

Bense sadece okuyordum. Daha sonra ne olurdum bilmiyorum. Belki de babam gibi binanın işleriyle ilgilenirdim. Daha sonra biriyle evlendirilir ve çocuk yapmamı isterlerdi. Klasik Betşa düzeni.

Betşa ne mi? Bu aptal binanın adı.

Bütün hikayeyi baştan anlatmak için fazla üşengecim ama şunları söyleyebilirim. Bundan yaklaşık yetmiş yıl önce dünya da büyük bir patlama yaşandı. Bu patlamanın ardından dışarıda zehirli bir gaz yayıldı. Gazın yanı sıra asit yağmurlarını arttığı da söyleniliyor. Ama şu insanı yakan türden. Kısacası kıyameti yaşamışlardı. Ve bir virüs çıkmıştı ortaya. Bu virüs insanı bir mutant yaratığa dönüştürüyordu. Daha sonra yaşayan inanlar bu binayı bulmuşlardı. Bir kaç yılın ardından burayı güvenli bir hale getirmişlerdi.

Betşa'nın bir camı ya da herhangi bir dışarıyı göreceğimiz bir yeri yoktu. Büyük bir binaydı. Fazlasıyla büyük. Binden fazla odası vardı. Kütüphanesi hastanesi okulu aklınıza gelecek her bok bulunuyordu kısaca.

Ben burada doğmuştum. Kendimi bildim bileli dört duvar arasında olmuşumdur.

Betşa'nın katı kuralları vardı. Mesela herkesin hangi saatte nerede olacağı yazıyordu. Derse geç kalamazdın. Ya da işine. Soyun devam etmesi için her genci 20 yaşında evlendiriyorlardı. Ama her aile sadece bir çocuk yapabilirdi. Herkesi besleyecek kadar yiyecek olmuyordu.

"Bugün atılan sayısı üçmüş" dedi babam telefonun da bir şeyleri kontrol ederken. Annem bize bir kahvaltı hazırlamıştı.

"Atılanlardan haber alınmıyor mu?"

"Bunu konuşmuştuk tatlım." dedi annem "Atıldıktan sonra onlar hakkında konuşmak bile yasak."

"Bu saçmalık." dedim kollarımı birbirine bağlarken.

"On dakika içinde sınıfta olman gerek. Hızlı davran."

"Anne sınıfım sadece üç kat aşağıda."

Kütüphane de eski kitaplar vardı. Eskiden dışarıda yaşayan insanlar hakkında. Öğrendiğimiz dersler de genel olarak o kitaplardandı.

Dört duvar arasında kalmak yeterince korkunç değilmiş gibi bir de matematik işliyorduk.

"Anne ben çıkıyorum!"

Odama hızlıca girip çantamı aldım. Kapıya çıktığım da ilk olarak en yakın arkadaşımın kapısı çaldım. O salak her zaman geç uyandırdı.

"Günaydın efendim." dedim kapıyı açan Yiğit'in annesine. "Yiğit uyandı mı?"

Tam ağzını açacakken Yiğit gelip omzuna dokundu. Annesinin yanağına sulu bir öpücük bırakıp dışarı çıktı.

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin