*7*

5.8K 620 861
                                    

•Altay•

Geldiğimizden beri ağzım açık bir şekilde etrafa bakıyordum. Hayal ettiğim ortamın içindeydim.

O yıkılmış binalar ve ağaçsız olan topraktan sonra burası cennet gibi gelmişti.

"Beni takip edin." dedi Dora dördümüzü işaret ederken.

"Baban seni öldürecek." dedi Gizem.

"Biz kötü insanlar değiliz." dedi Çağla kaşlarını çatarken. Bebeksi bir yüzü olduğundan kimseyi korkutamamıştı.

"O işler hiç belli olmaz güzelim."

"Bir sorun olursa bütün sorumluluk senin." dedi Umut ellerini kaldırırken.

"Her zaman yanımda olduğunuz için teşekkür ederim çocuklar." dedi Dora göz devirirken. "Dördünüz dağılmayın ve etrafa çok gitmeyin."

"Yiğit nerede?" dedim etrafa bakarken.

"Harika." dedi Dora elini anlına
vurarken.

"Ağacı inceliyor sanırım." dedi Alper ilerideki ağaca dik dik bakan Yiğit'i gösterirken. "Hayatımızda ilk defa görüyoruz bizi sorgulamayın."

"İnsanların sizi fark etmemesi gerek." dedi Dora ardından yanıma doğru geldi. "Arkadaşını getir Altay."

Başımı onaylar şekilde sallayıp koşar adımlarla Yiğit'in yanına gittim.

"Altay cidden kitaplarda bahsedildiği gibi." dedi Yiğit geldiğimi anlayıp bana dönerken.

"İlk önce buraya kabul edilmemiz gerek." dedim kolundan çekiştirip götürürken. "Sonra istersen ağacın her köşesini incele."

"İki meme aç düşsün Dora işte."

"Yiğit!"

"Aman be!"

Onların yanına geldiğimiz de kolumu Yiğit'in omzuna atmıştım. Kaçmaması için onu tutuyordum.

"Lütfen bizi rezil etmeyin." dedi Çağla kollarını bağlarken.

"Çocuklar rahatlayın biraz." dedi her daim gevşek olan Alper.

"Sen takmamanın kitabını yazan bir insansın." dedim koluna hafifçe vururken.

Bir büyük binanın kapısına geldiğimiz de Dora durmuştu.

"Beni burada bekleyin." dedi tam giderken geri döndü. "Sakın bir yere gitmeyin." tekrar ilerken geri döndü. "Anladınız mı?"

"Tamam salağız falan ama altı yaşında da değiliz." dedi Alper.

"Biz başlarındayız." dedi Umut kollarını bağlamış şekilde duvara yaslanırken.

"Onları korkutmayın." dedi Dora düz bir ses tonu ile. Dördümüz ona dönüp 'göt oldun değil mi' bakışı atmıştık.

Eğer bakışlarımızın ne anlama geldiğini insanlar anlasaydı sanırım şimdiye ölü olurdum.

"Burada kalmayacaklar." dedi Gizem "O izin vermez."

"Dört silahsız insanız." dedi Çağla "Ne yapabiliriz ki?"

"Asıl silahsızdan kork." dedi Gizem Çağla'ya yaklaşırken. "Onların silahları farklı oluyor." Çağla ve Gizem'in yüzleri arasında bir kaç santim kalmıştı. İkisi de birbirine kötü bakışlar gönderiyordu.

Gizem geri çekilip tekrar yerdeki taşa oturdu.

"Siz konuşmayı yine bana bırakın." dediğimde üçüde bana ters bakışlar attı.

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin