"Hepinizin ölmesi gerek!"
Delirmiş gibi davranıyordu. Bize zarar verme olasılığı çok yüksekti. Hadi ama! Bu belalar bizi ne zaman bırakacak?
"Siktir oradan!" dedi Alper.
"Elinde silah var Alper." dedi Çağla tedirgince. "Onu sinirlendirmeyin."
"Bak sorun ne bilmiyorum ama konuşarak anlaşabiliriz."
Ona doğru yaklaştığımda silahı bana tutması ile olduğum yerde durmuştum.
"Medeni laftan anlamıyor demek ki." dedi Alper omuz silkerken.
"Sizin yüzünüzden oldu! Sizin yüzünüzden herkes gitti!"
"Biz buraya geleli bir ay olmadı!"
"Altay sakinleş." dedi Çağla.
Onlara zarar gelmesi iç gidüsü ile sesimin yükseldiğini fark etmemiştim bile.
"Ölmelisiniz." dedi kendi kendine. Ardından art arda bir çok kez bunu söyledi.
"Yiğit bir kere beni öpmeden ben hayatta bu dünyadan gitmem!" dedi Alper. Ona bakıp 'ciddi misin' bakışımı attığımda altı kez göz kırptı. Bu da bizim dilimizde 'he yaprağım' anlamına geliyordu.
"Çocuklar kapı neden açık?" dedi Yiğit içeri girerken çocuğu görmesi ile nefesi kesilmişti. "Hassiktir!"
Çocuğun Yiğit'i fark etmesi ile Yiğit'i kendine çekmesi bir oldu. Tam olarak silah Yiğit'in kafasına dayanmıştı.
Stres olmuş bir şekilde bir şeyler düzeltmeye çalışıyordum. Alper ise çocuğa atlayacak gibiydi. Çocuğa yürürken Alper'i kolundan tuttum.
"Riskli hareketler yapma."
"Bir şey yapmamız gerek! Yiğit'e zarar verebilir!"
"Ben de korkuyorum Alper. Ama çocuğu korkutmak Yiğit'i riske atar."
"Bak lütfen onu bırak." dedi Çağla gözleri dolarken. "Biz hiç bir şey yapmadık."
"Siz yaptınız." diye mırıldandı kendi kendine. "Betşa'dan gelenler kötü."
O an neden bahsettiğini anlamıştım. Geçen sefer ki olayda değer verdiği insanları kaybetmişe benziyordu. Belki her şeyini kaybetmişti.
"Bak adın her ne ise eğer o çocuğun başına bir şey gelirse sen de buradan sağ çıkamazsın!" diye bağırdı Alper. Çocuk Yiğit'in başındaki silahi ona daha çok yaklaştırmıştı.
Yiğit gözlerini iri iri açıp bize bakıyordu. Göz göze geldiğimizde onu rahatlatmak adına bir bakış attım. Ama başında silah varken bu hiç kolay olmuyordur.
"Eğer onu bırakırsan burada olanları kimse bilmez." dedi Çağla onu ikna etmek için uğraşırken. "Kimse sana tekrar zarar vermez."
"Betşa'dan gelenler kötü." diye sayıkladı kendi kendine.
"Bu çocuğun derdi ne?" dedi Alper artık saldırmamak için kendini zor tutarken. O çocuğa ben de saldırmak istiyordum. Yiğit titremeye başladığında o an çocuğa saldırmamak için zor durmuştum. Her hareketimiz Yiğit için bir riskti.
"Ölmek istemiyorum." diye mırıldandı Yiğit titrerken.
"Yiğit bana bak güzelim." dedi Alper onu sakinleştirmek isterken.
"Bu kadar yeter!" dedi çocuk. "Ben kötü biri değilim sadece intikam istiyorum."
Son cümlesini söylerken sesi titremişti. Camdan dışarıya göz attığımda bir hareketlenme gördüm. Doğu ve Dora buraya doğru geliyordu. Doğu ve Dora genelde geceleri verilen görev ile dışarıda duruyorlardı. Ve o gece görev aldıkları zaman hep yanıma geliyordu. Bu sefer duyduğu sesler ile Doğu'yu da yanına almış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış•bxb ✔️
FantasiBütün hayatınızı sadece bir bina içerisinde geçirmeniz istense siz ne yapardınız? [12.04.2020-01.07.2020 ] [Düz yazı] [Fantastik/Distopya]