*33*

2.2K 280 352
                                    

•Alper•

Dışarıdan gelen sesler ile kapıya doğru ilerlemiştim. Yiğit kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu. Duyduklarım ile dışarı çıkıp insanlara yumru atmamak için zor durdum.

Yiğit'e döndüğüm de gözleri dolmuştu. Ağlarsa biterdim.

"Güzelim sorun yok."

"Ben artık hastalıklıyım Alper."

Sarılmak için adım attığımda Yiğit geri çekilip uzaklaşmıştı.

"Size de virüs bulaştırabilirim. Uzak durun benden."

"Sen her zamanki Yiğitsin. Tamam mı?"

Dolu gözlerle bana bakmaya devam ederken adım atıp onu kendime çektim. Saçlarıyla oynarken hıçkırıklarını duymuştum. Her hıçkırığı içimi parçalıyordu.

"Ben canavar mı olacağım?"

"Olmayacaksın güzelim." dedim saçlarıyla oynarken. "Herkes senin için uğraşıyor."

"Bir tedavi olsa yıllar önce bulunurdu zaten." dedi Yiğit geri çekilip elimi tutarken. "Bak Alper bana bir şey olur-".

"Yiğit böyle deme."

"Ama alışmanız gerek."

Onsuz bir hayata alışmak istemiyorum.

"Şu an bunu düşünmek istemiyorum." dedim dolan gözlerimi tavan çevirirken. "Sen aç mısın? Su ister misin? Dışarı çıkmak ister misin hava almak falan yani?"

"Sanırım buradan gitmem gerek." diye mırılandığında onu dinlememiştim. Onu dinlersem canımın çok yanacağı şeyler düşünecektim.

Şimdi umutsuz olma zamanı değildi.

Tezgahta duran sürahiden suyu bardağa döküp Yiğit'e uzattım.

"Sanırım su içmen gerek."

"Su beni iyileştirmeyecek."

"İnsanların suya ihtiyacı var Yiğit." dedim ısrarla suyu uzatırken.

"Virüslülerin de var mıdır?"

"Yiğit," dedim sert çıkan sesimle kendime küfür ederken. "Lütfen böyle yapma."

"Hepiniz harap olacaksınız. Şimdiden alışmanız gerek. Ne kadar umut o kadar daha hayal kırıklığı oluyor."

"Mucizelere bir kere inan olur mu?"

"Gerçek hayatta o dediğinden olmuyor."

"Gerçek hayat boktan bir yer ve tutunacağımız tek şey bu!"

Yaklaşıp Yiğit'in yüzünü avuçlarımın içine aldım.

"Lütfen bu kadar karamsar olma."

"Öleceğim Alper."

"Tek sen değil. Seninle beraber ben de ölürüm o zaman. Belki fiziken değil ama ruhen ben biterim Yiğit."

"Bunun olmasını istemiyorum."

Ağlamaya başladığında göz yaşlarını silip dudağına dudaklarımı bastırdım. Ne zaman mutsuz olsa onu öptüğümde gülerdi. Ne zaman mutsuz olduğunda onu güldürdüm. Yine onu yapacağım. Yine gevşekliklerim ile gülecek.

"Seni seviyorum Alper," dedi titreyen sesiyle. "Ve bu yüzden bana bir şey-"

Cümlesini bitirmeden tekrar dudaklarımızı buluşturdum.

"Seni seviyorum Yiğit."

Yaklaşıp gözümün altına göz yaşlarıma kısa bir öpücük bırakmıştı. O göz yaşlarını sadece Yiğit durdurabilirdi.

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin