*36*

2.1K 284 412
                                    

•Altay•

Dışarı çıkmamla beraber Dora beni arkasına doğru itmişti. Benim için geldiği düşünmek bile korkmana yetiyordu.

"Onu kim aldı içeri?" diye bağırdı Dora. İleri doğru atıldığında Akad'ın yanındaki iki adam silahını tutmuştu.

"Yerinde olsam bunu yapmazsın genç oğlan. Bu silahlar üstün teknoloji bütün bir binayı patlatabilir."

Dora ona nefretle bakıp geri geri yürüyerek yanıma doğru gelip elimi tutmuştu.

"Buraya nasıl girdin?" diye bağırdı başkan. Çevredeki herkes korku ile kapısının önüne toplanmıştı.

"Biz bize oluruz sanıyordum," dedi sırıtırken. "Halkına içeri girmesini söyle. Kavga çıkarmaya gelmedim. Oğlumu almaya geldim."

"Oğlun? Oğlun kayıp!"

"Oğlumu siz kaybettiniz! O burada!"

Bakışları bana döndüğünde göz göze gelmemek için kafamı Dora'nın sırtına yasladım.

"Baba onu dinle," dedi Güneş mahçupça bakarken. "Tedaviyi biliyor."

"Onu içeri mi aldın?" diye bağırdı Gizem.

"Tedaviyi biliyor! Bir sürü insanı kurtarabiliriz!"

"Sevgilimi kaybederek mi?" diye bağırdı Dora. "Güneş hepimiz sana güvendik."

"Üzgünüm abi, ama bu güven mevzusu değil. İnsanlığı kurtarabiliriz. Yiğit'i kurtarabiliriz!"

Yiğit'i kurtarabiliriz...

"Tedaviyi gerçekten biliyor musun?" dedim öne çıkarken.

"Biliyorum, en başından beri hemde."

Herkes ondan nefret ediyordu. Ama kimse ona saldıramazdı. Onların silahları daha güçlüydü. Ona zarar gelmesi ile bütün kasaba yanabilirdi.

"Ona neden inanalım ki?" dedi Umut. "Ya yalan söylüyorsan?"

"Başka şansınız var mı?"

"Onu içeri nasıl alırsın?" dedi Etem. "Hepimizi riske attın!"

"Bir anlaşmamıza var!" dedi bana bakarken. "Kimse zarar görmeyecek."

Anlaşma belliydi. Beni alacaktı ve tedaviyi söyleyecekti.

"Güneş bunu yapamazsın." dedi Dora dolan gözleri ile.

"Üzgünüm abi." diye mırılandı Güneş. "Belki bir gün beni anlarsınız."

"Hassiktir!" dedi Alper buraya gelirken. "Şizofren mi oldum? Kesin kabus görüyorum! Gözlerim kanıyor!"

"Hâlâ aynı," diye mırılandı Akad. "Hâlâ aptal."

"Hassiktir! Bu gerçek!"

"İçeride Yiğit ile kal." dedim Alper'e doğru. Alper şaşkınlıkla başını onaylar şekilde sallayıp Yiğit'in yanına gitmişti.

"Herkes evlerine gitsin!" diye bağırdı başkan. "Kimse zarar görmeyecek rahat olun!"

Kalabalık yavaş yavaş dağılırken sadece biz kalmıştık. Güneş özür dileyen gözleri ile bana bakıyordu. Aslında ona kızgın değildim. Tedavi için ben de gidebilirdim.

"Tedavi ne?" dedim sertçe.

"Bir kuralım var."

"Seninle gelmeyecek!" dedi Dora sertçe. Dora'nın ellerini tutup gözlerimizi buluşturdum.

"Yiğit için bunu yapmalıyım."

"Ona güvenmiyorum. Ya sana zarar verirse?"

"Babam olduğunu söylüyor. Bunu yapmaz."

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin