*16*

3.9K 431 341
                                    

•Altay•

Eğlence için yine klasik mekanımız olan ikizlerin evine gitmiştik. Doğu zulasını ortaya çıkarmıştı.

Geldiğimizden beri bir bebek gibi Dora'nın kucağından inmemiştim. Sorun ben de değil kucağı çok rahat!

Umut eline aldığı gitarla şarkı söylemeye başlamıştı. Daha önce sesini duymadığım için şaşırmıştım. Şarkıyı Batı'ya bakıp söylerken Batı'nın dudağı sola doğru kıvrılmıştı.

Gizem biraz sarhoş olduğundan aldığı cesaret ile Çağla'ya adeta uçuyordu. Bu davranışları Çağla'nında hoşuna gitmiyor değildi. Ciğerini bilirim kızım ben senin.

Yiğit bir köşede somurtarak Alper ve Doğu'yu izliyordu. Dora'ya dönüp 'geri geleceğim' bakışımı atıp Yiğit'in yanına gittim.

"Naber zombi?"

"Bö!" dedi ellerini zombi gibi uzatırken.

"Onunla konuşsana?" dedim Alper'i gösterirken. Kendisi tuhaf tuhaf hareketler ile dans ettiğinde anında gözlerimi elimle kapattım. Masum gözlerim bunu görmek istemiyor.

"Konuşamam Altay."

"Ben gittim paşa paşa dedim Dora seni seviyorum gel beni al."

"Böyle demediğine eminim ama kanıtlayamam."

"Ha şöyle!" dedim gülen suratına bakarken. "Gül biraz oğlum!"

"O başkasına gülüyor ama?"

"O en güzel sana bakıyor ama? Çocuk seni öptü be Yiğit! Kaç kere seni sevdiğini söyledi."

"Beni en iyi sen tanıyorsun Altay. Babamdan sonra kimseyle doğru düzgün konuşmadım bile."

Kolumu omzuna atıp onu kendime çektim. Babası o küçükken annesini aldatmıştı. Baban her zaman gözünde kahraman gibidir. İlk darbeyi ondan yediğinde her şey onun açısından boka sarmıştı.

"Bana güveniyor musun?" diye sorduğumda başını onaylar şekilde salladı. "O seni üzmeyecek. Eğer üzerse kendi elimle onu boğarım tamam mı?"

Onu oturduğu yerden kaldırıp Alper'e doğru ittim. Alper'e dönüp 'bundan sonrası senin' bakışımı atıp geri Dora'nın kucağına oturdum.

Ellerini belime sardığında ona yaslanmıştım. O da kulağıma doğru eğilip fısıldamıştı.

"Dışarı çıkmak ister misin?" nefesinin teması ile gıdıklanmıştım. Başımı onaylar şekilde salladığımda kucağından kalkmıştım. O da elimden tutarak beni dışarı çıkarmıştı.

"Nerede gidiyoruz Dora?"

Bana sırıtıp beni sürüklemeye devam etti. Hava karardığından dışarıda kimse yoktu.

Kasabanın olduğu yerden bayağı uzaklaşmıştık. Sadece onu takip ediyordum. Etraf karanlık olduğundan koluna daha çok sarılmıştım. Dora ise bana bakmıştı. Başını çevirdiğini fark etmiştim. Hatta bana bakıp güldüğüne bile eminim.

Karanlık yavaş yavaş etrafta uçuşan ateş böcekleri ile aydınlanmıştı. Göleti etrafının çevrili olduğu ışık ile de ortam tamamen aydınlanmıştı.

Daha önce Betşa'dan bir çok kez bu tarz fotoğraflar görmüştüm. Ama içinde olmak çok başkaydı. Etrafa büyük bir hayranlıkla bakarken Dora arkamdan gelip kollarını boynuma sarmıştı.

"Bu gülümsemenin benim için değilde ortam için olmasına üzülmeli miyim?"

Ona döndüğümde kollarını belime indirip sarmıştı. Ben de kollarımı boynuna dolamıştım.

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin