*15*

4.3K 461 538
                                    

•Altay•

Dora ile son konuşmamızın üzerinden yaklaşık iki gün geçmişti. Yemekler dışında hiç aynı ortamda bulunmamıştık bile. Onun hakkında bir sürü şey öğrenmiştim. Bize güvenmemelerini şimdi anlıyordum.

Betşa'dan çıkmamıza rağmen her yerde başımıza bela oluyordu. Asla gitmeyen bir sivilce gibi.

Çağla erkenden uyanmış saçlarını tarıyordu. Diğer iki ayı uyumaya devam ediyordu. Alper sağ bacağını Yiğit'in üstüne atmıştı. Onları bu samimiyetten hep uyurken yakalıyordum. Yiğit'in bazı güven problemleri vardı babası yüzünden. Çağla ve benim dışımda kimseye güvenmezdi. Ama Alper'in duvarları yıkacağını hissediyorum. En azından onlar birbiri arasındaki duvarları yıkabilir.

"Uyanın ayılar!" diye bağırdım bir yandan onları dürterken. Alper'in suratıma yumruk atması ile acıyla geri çekildim.

"Siktir git uyuyacağım ben." dedi Yiğit'e sarılırken.

"BUNU İNSANCA SÖYLEBİLİRDİN." diye tekrar bağırdım ağrıyan yanağımı tutarken. Şerefsizin eli ağırdı. Onu uykusundan uyandırmak kadar zorlu bir şey yoktu.

Yiğit'i uyandırdıktan sonra Alper'i uyandırmak kolaylaşıyordu. Diyorum ya Alper geleceğin beycisi.

Yiğit uyandığında Alper'in üstünde olmasının şaşkınlığı ile Alper'e baktı. Ardından onu üstünden itip ayağa kalktı. Ona Alper'i uyandırması için bakış attığımda göz devirip omuz silkmişti.

Ona yanağımdaki morluğu gösterdiğimde Alper'in vurduğunu anlamıştı. Her sabah onu uyandırdığımda bana vuruyordu. Önceki hayatında bir dövüş ustası falan olmalıydı.

Yiğit ile sadece bakışarak anlaştığımız o anlardan sonra Yiğit Alper'e doğru eğilip kulağına bir şeyler fısıldadı. Alper'in dudağı sağa doğru kırılırken Yiğit'i kendine çekmişti. Yiğit anında kızarmaya başlarken ona gülmüştüm.

"Artık sevgili olun siz de kurtulun biz de." dedi Çağla saçını bağlamaya çalışırken.

"Yardım edeyim mi?" dediğimde başını olumlu anlamda sallamıştı. Yatağa oturduğunda arkasına oturmuştum. Çağla'nın Betşa'da bizim dışımızda iyi geçindiği kimse yoktu. Her zaman çok bilmiş takıldığından insanlar ona uyuz olurdu. Çağla'nın saçlarını öre öre bu işte usta olmuştum. Belki de önceki hayatımda bir kuaförde çalışıyordum. Düşünsesine burada mutantlar ile savaşıyorum orada kuaförüm.

"Hey bu toka kimin?"

"Gizem'in." dedi bir yandan sırıtırken.

"Aranız iyi mi?"

Bana dönüp gülümsemişti. Gözlerindeki parıltıyı gördüğümde gülümsemiştim.

"Başta ona ne kadar uyuz olsam da şu an bana çok ilgili. Ve bu çok hoşuma gidiyor."

"Seni üzmediği sürece onu severim."

"Bu uyanmıyor!" dedi Yiğit pes ederken.

"Onu öp?" diye ortaya attığım teklif ile gözlerini kısmıştı. Alper sırıtmaya başlamıştı bile.

"Onu öpmeyeceğim."

"O zaman uyanmam." dedi Alper gözleri kapalı uyuyormuş numarası yaparken.

"Salak."

Yiğit yanağına hafifçe dudaklarını bastırıp anında geri çekmişti. Ardından omzuna vurup banyoya gitmişti.

"Yavaş yavaş düşüyorum sanki?" dedi bize bakarken. Çağla ile ikimiz başımızı olumsuz anlamda salladığımızda yastığı kafamıza attı.

Kaçış•bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin