Limon Çiçekleri 94. Bölüm

1.6K 153 273
                                    

Lale yüzünün yarısını kaplayan güneş gözlükleri ve can simidi gibi sıkı sıkı sarıldığı havlusuyla şezlongda otururken önünden gelip geçen kimseyle göz göze gelmemek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Güneş gözlükleri sayesinde bu dertten kurtulabileceğini düşünerek yanıldığını şimdi anlıyordu, herkes gözünü dikmiş onu seyrederken ne gözlük ne de başka bir şey fayda etmiyordu! Melis bir ara yanına gelmiş, akşama Selçuk'un ailesinin Arsuz'a geldiğini ve evlerinin bahçesinde onlara yemek vereceklerini haber verdikten sonra annesine yardım etmek için Selçuk'la beraber eve gitmişti. Daniel bilardo derdinde, Lena ise Suat Bey'in köpeği Lucky'nin peşinde olunca o da burada yalnız başına kalmıştı. Oyalanmak için çantasından telefonunu çıkardı. Ama ekranı kaplayan resmi gördüğü anda bunu yaptığına da pişman oldu. Ekranda duvar kağıdı olarak hala hamileyken Batu'yla çekildikleri o fotoğraf duruyordu.

Sabahtan beri kim bilir kaçıncı defa ıslanmaya başlayan gözleriyle baktı durdu o fotoğrafa. Batu'nun yüzündeki ışıldayan ifadeye baktıkça şu içinde bulundukları durum daha da anlamsızlaşıyordu. Üç ay önce ona sarıldığında gözlerinin içi gülen adam şimdi nasıl bu kadar ruhsuz olabilirdi? O kocaman ellerinin altındaki karnını okşarken böyle gülümseyen. Telefon kamerasıyla çekilmiş bir resimde bile gözlerinden şefkat akan bu adamla biraz önce denizde yanında başka bir kadınla gördüğü o adam aynı kişi olamazdı! Bu resimdeki aşkla bakan adamla dün gece onu gördüğünde kirpiği bile oynamayan adam. Nasıl aynı kişi olurdu ki?! Neler gelmişti başlarına böyle. Resimdeki o gözleri gülen adamın bu hale gelmesinin tek sorumlusu kendisi miydi peki? Onun hiç mi suçu yoktu? Bu umursamazlığı, duyarsızlığı, ilgisizliği, bütün bunlar da kendisinin suçu olamazdı ya! Bundan sonrası artık Batu'nun seçimiydi.

Hem niye hala onu düşünüyordu ki?! Adam gözünün içine baka baka onu aldattığını itiraf etmişti! Sonra da bunu gözüne sokmak ister gibi yanında o kadınla karşısına çıkıp durmuştu. Neredeydi şimdi acaba. O kadın için pür telaş sağlık ocağı aramakla mı meşguldü acaba hala! Onu denizden çıkarırken nasıl kolundan tuttuğunu hatırlayınca içi sızladı. Başka kadınlarla konuşmasını bile kıskanırken şimdi onu o Ela'yla her dakika dip dibe gördükçe nasıl sızlamasındı ki zaten! Dayanamıyordu işte.

Şezlongda büzülmüş, dalgın dalgın oturmaya devam ederken çocukların koşarak ona doğru geldiklerini görünce bütün gayretiyle gülümsemeye çalıştı.

"Neredesiniz siz!" dedi şakayla karışık bir sitemle. "Bir gittiniz, sonra geri gelmediniz!" Lena'nın ellerinin boş olduğunu görünce güldü. "Hani Lucky nerede Lenacım? İkna edemedin herhalde yerinden kıpırdamaya?"

Lena mutsuz bir ifadeyle dudaklarını büktü.

"'Gel seni Laloş'a götürücem' diye çok yalvardım ama gelmedi napayım! Hiç sevmiyor beni artık!"

"Sevmediğinden değil de..." dedi Lale gülerek. "Sıcaktan biraz bunalmıştır belki."

Lena "Bizle denize girsin o zaman!" dedi parlak bir sesle. "Ha Laloş olmaz mı? Lucky bizle denize giremez mi? Nüffen girsin, nüffeeen!"

Daniel küçümser bakışlarla kardeşini süzdükten sonra Lale'ye döndü.

"Laloş bu kız eskiden de bu kadar salak mıydı ya?" diye boyundan büyük bir laf edince Lena'nın tepesi attı.

"Hiç de bile salak değilim ben!" diye bağırarak öfkeyle ayağını yere vurdu Lena. "Lucky de bizle denize girerse sıcaktan bunalmamış olur işte, ne güzel!"

Lena Lucky'i denize girdirmek için tutturmuştu. İnatla onu denizde yüzdürmek istediğini söylüyordu. Daniel söyledikleriyle dalga geçtikçe daha çok hırslanıyor, bağırışlarıyla etrafı inleterek Lale'ye ısrar edip duruyordu. Sonunda Lale çareyi Lucky'nin esas sahibi Suat Bey'den izin alması gerektiğini söylemekte buldu. Tabii Suat Bey'i ikna etmesi için de çığlıklarıyla oteli inletmeyi bırakıp öğle yemeğini yemesi gerekiyordu. Uslu durursa belki öğle yemeğinden sonra Lucky'i denize girdirmek için Suat Bey'den izin alabilirdi!

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin