Limon Çiçekleri 37. Bölüm

2.6K 266 27
                                    

Batu Lale'nin tedirgin bakışlarını görünce Levin kendisini ne kadar kışkırtırsa kışkırtsın ona karşılık vermemek için elinden geleni, hatta daha fazlasını yapmaya karar verdi. Suratı öfkeden kıpkırmızı kesilen Levin'in Lale'ye yeterince sorun çıkaracağı ortadaydı zaten. Lale'yi bir de kendisi üzmek istemiyordu. Evin önünde arabayı üstüne sürdüğü, sonrasında da kolunu morartana kadar sıktığı için hala pişmandı. Bütün bunların üstüne bir de kardeşiyle tartışarak onu büsbütün hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu ve uğratmayacaktı da. Böyle bir tartışmanda en zararlı çıkacak kişi kendisi olurdu çünkü Levin gördüklerini babasını anlattığı takdirde Lale'yle ilişkilerinin iyice çıkmaza gireceğini biliyordu. Sanki şimdi yeterince çıkmazda değilmiş gibi!

Lale'nin en çok korktuğu şey başına gelmişti. Babası seslerini duyup da uyanmasın diye Batu'yla evin önünde konuşmak istemeyerek tekneye gelmişken şimdi burada Levin'e yakalandıklarına inanamıyordu. Bu eninde sonunda olacaktı bir gün onu biliyordu ama bu gece olacağı hiç aklına gelmemişti! Levin'in yerinden fırlayacakmış gibi duran gözlerinden saçılan öfke ve nefret hiç hayra alamet değildi ve Lale onunla nasıl başa çıkabileceğini bilmiyordu. Şu anda ne söylemesi gerektiğini de bilmiyordu. Ne yapmalıydı? Hiç olmadığı kadar hızlı düşünmeye çalışıyor, Levin'i sakinleştirecek bir şeyler söyleyebilmek için deliriyordu ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. Yardım isteyen gözlerle Batu'ya baktı..Ne olacaktı şimdi hiç bilmiyordu. Levin bu gördüklerini babasına yetiştirdiği anda olacakları düşünmek bile istemiyordu.

Teknenin içindeki ağır sessizliği Levin'in yanındaki sarhoş kız bozdu.

"Canım hani teknenin içinde kamara vardı, benim başım dönüyor ya?"

Kızın söyledikleri Levin'i teknenin ışıklarını açtığı andan itibaren girdiği kısa süreli şoktan çıkarmıştı, içerdeki küçük kamaranın varlığı biraz gecikmiş olsa ablasıyla bu herifi ne halde bulacağını fark etmesine neden olmuştu çünkü. Kızın elini bırakarak hızla Lale'nin hala Batu'nun kucağında oturduğu kanepeye doğru yürüdü.

"Sen ne yaptığının farkında mısın Lale!?"

Lale'yi kolundan tutup sertçe çekti Batu'nun kucağından, sonra yine kolundan çekiştirmeye devam ederek ayağa kaldırdı onu. Öyle bir tutup çekmişti ki Lale ayakları yere değdiği an birden dengesini kaybederek sendeledi. Bu da Batu'nun daha birkaç saniye önce Levin'in kışkırtmaları karşısında sakin kalmak için kendine verdiği sözü bozmasına neden oldu.

"N'apıyorsun ya sen biraz yavaş ol!" diyerek ayağa kalkıp Levin'in karşısına dikildi.

"Sen hiç konuşma! Sen hiç konuşma!!" diye bağırarak parmağını Batu'nun yüzüne doğru salladı Levin.

Lale çaresizce "Levin bak bir dakika..." diye onu sakinleştirmeyi denese de Levin oralı olmadı.

"Kes sesini Lale!" diye bağırdı ablasına.

Batu'nun sabrı hızla azalıyordu, "Düzgün konuş Lale'yle!" diye hırlayarak yine araya girdi.

"Sana ne ya? Ablamla nasıl konuşacağımı sana mı soracağım?"

"Evet bana soracaksın!"

Levin "Sen kimsin ya?? Sen kimsin!?" diyerek onu hızla itince Batu tekrar arkadaki kanepenin üstüne düştü. Bir saniye sonra biraz öncekinden çok daha şiddetli bir öfkeyle ayağa dikildiğinde Lale hemen aralarına girmişti.

"Levin n'olur sakin ol. Bak bu kadar sinirlenecek bir şey yok gerçekten."

"Nasıl yok ya nasıl yok?? Biraz önce bu herifin kucağında değil miydin sen? Nasıl sinirlenecek bir şey yok Lale!"

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin