Limon Çiçekleri 111. Bölüm

3.3K 174 178
                                    

Batu nefes nefese Lale'nin üzerine yığılıp yüzünü boynuna sürttüğünde Lale çoktan kendini kaybetmiş durumdaydı. Gözlerini açık tutacak kadar dahi enerjisi olmamasına rağmen kolunu halsizce kaldırarak elini Batu'nun saçlarının arasına bıraktı. Epey bir süre ikisinden de düzensiz soluklarından başka ses çıkmadı. Neden sonra Batu yavaşça doğrularak Lale'nin hala yer yer kızarık yüzüne baktı.

"Kaç oldu bu?"

Bütün halsizliğine rağmen Lale'nin dudaklarından ani bir gülüş fırladı. Tavana bakarak gülerken başını iki yana sallıyordu.

"Ya söylesene kaç oldu?" diye üsteledi Batu.

Lale ışıltılı gözlerle ona baktı.

"Önce sen söyle, sende kaç oldu?"

Batu o çarpık gülüşüyle ona bakarak sokulduğu boynuna bir öpücük bıraktı.

"Bilmiyorsun da sanki." diye mırıldandı. Elini Lale'nin sırtının altına sokarak kürek kemiklerinin ortasında bir noktaya bastırdı parmaklarını. "Burada yeni bir ben çıkmış." deyince Lale güldü.

Tatlı tatlı bakarak "Nereden anladın?" deyince Batu da güldü.

"İstersen anlayayım!" dedi. "Sadece bu da değil zaten, bir sürü çıkmış."

Lale dudaklarını büzerek "Yaa o gün çok kötü yandım ya, o yüzdendir. Leke oldu herhal..." derken Batu o büzdüğü dudakları yakalayarak öpmeye başlayınca sesi kesildi.

Ritmi tekrardan bozulmuş soluklarla birbirlerinden ayrıldıklarında Batu Lale'nin gözlerinin içine baktı.

"Bir daha yeni çıkan benlerini sonradan fark etmek istemiyorum ben!"

Gözlerinin tam içine öyle bir bakıyordu ki Lale önce gülecek gibi olsa da bir anda unutup bütün uysallığıyla başını sallarken buldu kendini.

"Ayrıca bunların kimsenin ağzına sakız olmasını da istemiyorum!"

Lale garip garip baktı ona.

"Kimin ağzına sakız oldu ya?"

"Seymur denen o dallamanın!" diye bir anda patladı Batu. "Geçen akşam Melisler'deki yemekte bir türlü dilinden düşmedi maşallah! Tabii sadece Seymur değil, başkaları da." diyerek imalı bakışlarını Lale'nin yüzüne dikti.

Lale onun kimi kastettiğini çok iyi biliyordu. O akşam Cemal'in neler yaptığını, kendisinin de Batu'dan ufak bir tepki görmek için onu hiç terslemediğini, aksine cesaretlendirdiğini elbette hatırlıyordu. Bir şey söylemek istedi ama ne diyeceğini bilemeyince sustu, özür dilercesine Batu'ya baktı.

"Yaa biliyorum ama..."

Batu'nun gözleri kısıldı.

"Bir de yok elbisenin askısı düşmüş, yok çillerin çıkmış, yok fena yanmışsın kolun ateş gibi yanıyor, yok bu bizim şarkımızdı diye durup durup seni ellemeye çalışıyordu ya orospu çocuğu!"

Lale bir şey demeden elini usulca Batu'nun yüzüne koydu. Küçük dokunuşlarla çenesini, yanaklarını okşuyordu. Batu'ysa kendi kendine söylenmeye devam ediyordu.

"İnşallah elini değilse bile en az birkaç parmağını kırmışımdır ya. O parmaklarını aylarca kıpırdatamasın da görsün amına koyduğumun şerefsizi."

Biraz önce olanları hatırlayınca Lale'nin içini ağır bir sıkıntı bastı, yüzü gölgelendi. Sessizce "Sen nasıl gördün?" diye sordu.

Batu sorusuna cevap verecek, olanları odasının balkonundan gördüğünü söyleyecekti aslında ama Lale'nin üzüntülü bakışlarını görünce vazgeçti. Bir anda üstlerine çöküveren o ağır havayı dağıtmak istedi.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin