Limon Çiçekleri 51. Bölüm

1.1K 137 48
                                    




Uçak yavaş yavaş Adana semalarına doğru alçalırken içinden geçtikleri bulutları izliyordu Lale dalgın gözlerle. Adana Şakirpaşa havaalanına doğru alçaldıklarını söyleyen anonsun üstünden birkaç dakika geçmişti ve Lale ne hissedeceği konusunda kararsızdı. Rüzgara kapılmış sürüklenen kuru bir yaprak gibiydi, bütün gücüyle bir yere tutunup o rüzgara karşı koymak istiyor, bu uçağın Adana'ya değil de başka bir şehre inmesi için her şeyi yapabilecekmiş gibi geliyordu. Ama bir yandan da dakikalardır alçalmakta olan uçağın neden hala bir türlü iniş yapamadığını merak ediyordu, artık daha fazla bekleyecek sabrı kalmamıştı. Bir buçuk saat önce uçağa bindiklerinden beri bu anı bekliyordu; bir an önce Adana'ya varmayı

"Laloş iyi misin sen?" diyen Derya'nın sesini duyunca bakışlarını uzansa dokunabilecekmiş kadar yakın görünen bulutlardan çekip ona döndü.

"İyiyim." dedi sahte bir gülümsemeyle.

"Yapma Lale ya, bana da mı yalan söyleyeceksin?" dedi Derya sitemle.

"Ne yalanı ya aşk olsun. Gerçekten iyiyim." dedi yeterince ikna edici görünebilmek için biraz daha gülümseyerek.

"Selin'i gördükten sonra bir haller oldu sana. Zaten kaç gündür bir tuhaftın, Selin'le konuştuktan sonra daha da kötü oldun." derken oldukça kaygılı görünüyordu Derya. Lale'yi Selin'e sarılmış ağlarken bulunca onun için ciddi ciddi endişelenmeye başlamıştı. Tam olarak hatırlayamadığı kadar uzun bir süredir tanıyordu Lale'yi ve bu süre boyunca Lale'yi hiç şu son bir haftadır olduğu kadar çok ağlarken görmemişti. Bu süreye çocukluklarının ve ergenliklerinin de dahil olduğu düşünülürse ortada gerçekten ciddi bir sorun vardı. Son olarak Selin'le karşılaşmaları da her şeyin üstüne tuz biber olmuştu. Birkaç dakika sonra Adana'da olacaklarını düşündükçe elinden, Lale adına üzülmekten başka bir şey gelmediği için deli oluyordu Derya. "Selin'le ne konuştunuz?" dedi sonunda daha fazla dayanamayarak. Selin'den ayrılıp taksiye bindiklerinden beri bu soruyu sormak için fırsat kolluyordu ama Lale öyle dalgın, öyle üzgündü ki yarasını deşmek istememişti ama artık kendini daha fazla tutamıyordu.

Lale hüzünle bakan mavi gözlerini kırpıştırarak gülümsemeye çalıştı. "Hiç öyle, havadan sudan." diye omuzlarını silkince Derya gözlerini devirerek başını iki yana salladı.

"Lale bak ciddi ciddi bozuluyorum ama. Bana da mı anlatmayacaksın? Konuşmak istemiyorsan tamam ama Allah aşkına yalan söyleme artık bana ya."

Lale içini çekerek ona baktı."Konuşmak istemediğimden değil de.anlatırsam yine ağlamaya başlayacağım, o yüzden." diyerek başını eğip gözlerini ellerine dikti. Sonra tekrar Derya'nın gözlerinin içine baktı.

"Hani Selda Teyze'den duymuştuk ya Selin İstanbullu bir çocukla evlenmiş diye."

"Eee?" dedi Lale sonunda dökülmeye başladığı için sevinerek.

"Gerçekten de evlenmiş. Kocasını gördüm. Bir de bebeği olmuş, adını da Didem koymuş." diyerek yutkundu.

Derya ne demesi gerektiğini bilemeden durdu.

"Abimle kızları olursa adını Didem koyacaklardı." dedi Lale titrek bir sesle."Ayrıca kocasını da beğenmedim. Abim ondan daha yakışıklı göbeğine rağmen!" derken gözleri dolmuştu.

Derya içini çekerek bir şey söyleyecek oldu ama Lale konuşmaya devam edince susmak zorunda kaldı.

"Bir de Selin bir cafe açmış. Hatırlıyor musun, zaten hep çok güzel yemek yapardı. Sen çok severdin onun yaptığı kekleri."

Derya belli belirsiz gülümsedi."Hatırlıyorum. İlkokulu bitirdiğimiz yaz onun yaptığı havuçlu kekler ve kurabiyeler yüzünden duba gibi olmuştum."

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin