Uykulu gözlerle esneyerek anneannesine bakan Lale'nin bu sözlerden sonra birden beti benzi atmıştı. Anneannesinin söylediklerini duyduktan sonra esnemesi birden kesilmiş, ağzı açık kalakalmıştı öylece. Daha birkaç dakika önce huzurla uyuyor olduğuna inanmak zor geliyordu şimdi.. Kendini hala uyuduğuna ve kabus gördüğüne inandırmak istiyordu ama anneannesi yatağına oturmuş ve iri mavi gözlerini kocaman açarak dehşetle kendisine bakmaktayken bu mümkün değildi."Evet Lale. Bir cevap bekliyorum senden."
Lale'nin uzun zamandır duymadığı kadar otoriterdi anneannesinin sesi. Yüzündeki ifade ise yine Lale'nin epeydir tanık olmadığı kadar sert ve ciddiydi. Bu hali Lale'ye küçükken ondan ne kadar çekindiğini hatırlatmıştı. Büyüdükçe de bu böyle devam etmişti. Her ne kadar aralarında sevgi dolu samimi bir ilişki olsa da anneannesinden hep çekinmişti. Lisedeyken Mersin'de beraber yaşadıkları yıllarda anneannesinin damarına elinden geldiğince basmamaya dikkat etmiş, onu kızdırmamak için daima özen göstermişti. Tepki göstereceğini bildiği şeyleri ondan hep saklamış ve hiçbir zaman öğrenmemesi için de elinden geleni yapmıştı. Son bir-iki yıldır anneannesi onun için en uygun koca adayını bulma konusundaki kararlılığını ortaya çıkararak olduk olmadık şeyler yapmaya başladığı için biraz yüz göz olmuşlar, ilişkileri de ister istemez çığır atlamıştı ama yine de Lale hayatının bazı yönlerini anneannesinden gizli tutmaya hep dikkat etmişti. Özellikle de geçen yaz anneannesi Cemal'le evlenmeyi düşündüğünü sanarak ortalığı birbirine kattıktan sonra... Ama ne yazık ki şu an itibariyle bütün bu çabaları çok fena duvara toslamış bulunuyordu. Batu'yla arasında geçenler, bugüne kadar anneannesinin asla öğrenmemesini istediği şeyler listesinde ilk sırayı almışken, anneannesi bu olanları öğrenmekle kalmamış, bir de kendi gözleriyle görmüştü! Ve Lale bu işin içinden nasıl çıkacağını bilemiyordu. Hayatında hiç olmadığı kadar hızlı düşünmeye çalışıyor, bu durumdan sıyrılmanın bir yolunu arıyordu ama galiba öyle bir yol yoktu.. Sonunda şu durumda yapabileceği tek şeyin, anneannesinin dediklerini anlamazlıktan gelmek olduğuna karar vererek bir-iki dakikadır açık duran ağzını kapattı ve konuşmaya başladı.
"Adanalı görgüsüz kim anlamadım Teta? Selçuk'u mu diyorsun? Yoksa Selçuk'la Melis'i öpüşürken mi gördün?" derken bir yandan da yataktan kalkmaya yeltenmişti ama anneannesi kolundan tutarak tekrar oturttu onu yatağa.
"Benimle oyun oynama Lale! Kimi öpüşürken gördüğümü sen gayet iyi biliyorsun!"
Bu hali Lale'ye, beş-altı yaşlarındayken onun evine gittikleri günlerden birinde Levin'le duvardaki antika aynayı kırdıkları günü hatırlatmıştı. Anneannesi en az o günkü kadar korkunç görünüyordu şu anda gözüne.
"Yoo bilmiyorum." dedi sesine masum bir hava vermeye çalışarak. Bir yandan da lisedeyken tiyatro klubüyle sergiledikleri oyunda oynadığı başrolü düşünüyordu. O zamanlar arkadaşları performansını yere göğe koyamamışlar, oyunculuğa gerçekten yatkın olduğunu söyleyip durmuşlardı. Belki şimdi o eski yeteneğini konuşturabilirse anneannesini kandırması mümkün olabilirdi. Bunca senedir babasına ne zaman yalan söylemesi gerekse bu sayede kurtulmamış mıydı zaten? Gerçi anneannesi söylediği gibi dün akşam onu Batu'yla arka bahçede gördüyse Oscar'lık bir performansın bile işe yaramayacağını biliyordu. Meryl Streep bile gelse anneannesini gördüğü şeyin doğru olmadığına inandıramazdı!
Yataktan tekrar kalkmayı deneyerek anneannesinin konuşmasına fırsat vermemek için, hiç susmadan hızla kendisi konuşmaya başladı. "Tetacım seninle oturup Selçuk ve Melis hakkında konuşmayı çok isterdim ama bugün çok işim var. Daha otele gidip nişanla ilgili hazırlıkları gözden geçirmem lazım, Suat Amca beni bekliyor. Organizasyon şirketinden gelen görevlileri karşılayıp onları Melis'le konuşturmam lazım. Sonra da kuaföre falan gidilecek biliyorsun." diyerek yataktan kalkmış ve banyoya yönelmişti ki Hilda Hanım bir kez daha yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle önüne geçmişti bile. Lale onun bunu nasıl başardığını anlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçekleriii
RomansBirbirlerini hırpalayarak, asla olgunlaşamayan bir aşkla seven, canlarını yaka yaka yeşerip büyüyen bu aşkın beraberinde getirdiği engellerle boğuşurken hayatları baştan aşağı değişen iki insanın güneyin sıcağında geçen hikayesi.