"Vay canına," diye mırıldandı Alara, gözlerini ardına kadar açıp bardaki ışıklandırmaları süzerken.
Ağabeyimi arayıp bu gün gece yarısı yapılacak olan on kişilik doğum günü partisi için barın öğle vakti cafe tarafı dışında kapatıldığını öğrendikten ve Yalın'ın bu gün gelmeyeceğini garantiledikten sonra öğle vakti Alara'yı bara getirmeyi kabul etmiştim.
Üçüncü gününü de evde geçirmekten bir tarafları şişmiş olan Alara ayakları üzerinde durmanın mutluluğu ile etrafa bakınmaya devam ederken, "Burası Ali'nin mi gerçekten!" diye neredeyse çığlık attı.
"Hayır, değil." Umursamaz cevabımın ardından barın arkasında bardakları temizleyen Ali'ye doğru ilerlemeye başladım. O sırada gözlerim her ihtimale karşı -biraz da alışkanlıktan- localarda dolaşıyor o aşinasını sevdiğimin yüzünü arıyordu. Sanırım bu gün burada olmayacağı konusunda Ali'ye güvenebilirdim.
Bar taburelerinden birine çöküp işine Ali'yi izlemeye başladım. "Nasıl gidiyor?"
"Daha rahat uyuduğuma yemin edebilirim." Babamla bozuk olduğu için Alara geldiğinden bu yana barın arka tarafındaki personeller için ayrılmış olan dinlenme odasında uyuyordu. Ona küçük bir çanta hazırlayıp getirmiş ve yine zulamın ağzını açmak zorunda kalmıştım. Bir gün istediğim şekilde ödemek zorunda olduğu borç şartıyla.
"Şanslısın. Ben hiç rahat uyuyamıyorum," sesimi son doğru yaklaşan Alara ile alçaltmıştım.
Ağabeyim yarım ağız gülerken göz ucuyla aval aval raflardaki içkileri seyreden Alara'ya baktı.
"Ne istersiniz hanımlar?"
"Ne önerirsin?" Alara'nın heyecanlı sorusu üzerine ağabeyim sinsi bir bakış attı.
"Kahve. Lavin sana çok güzel bir kahve yapıp ustaca falına bakacaktır."
"Yanlış hamle!" Alaycıl bakışlarımı ağabeyime çevirdim. "Onu evde de yaptık zaten. Bu masum kız gerçek yüzünü ortaya çıkarmasını tetikleyecek şeyler istiyor senden."
"Üzgünüm hanımlar, ama size vişneli koladan başka birşey ikram edemem."
"Belki içine bırazcık alkol...?" Diye şansını deneyen Alara'ya bilmiş bir vakış atıp, "Bakarız." dediği sırada telefonu çaldı ağabeyimin.
Aramayı cevaplayıp barın öteki ucuna doğru ilerlemeye başladığında onu izledim. Bir kaç saniye sonra omuzlarının kasılması ve göz ucuyla bana endişeli bir bakış atması ile ne olduğunu anlayıp oturduğum yerde doğruldum.
"Alara, belki seni özgürce alkol alabileceğimiz bir yere götürebilirim?" Dediğim sırada Alara'nın cevap vermesine kalmadan Ali yanıbaşımızda bitti.
"Sana gerek yok. Üstelik misafirimizin metrolarda sürünmesine göz yumamam. Onu ben gezdireceğim. Sen de burada durup ben dönenen kadar müşterilerinle ilgileneceksin."
Alara heyecanla yerinden kalkıp barın çıkışına doğru ilerlerken Ali'nin kolunu tuttum.
"Beş dakika sonra burada olacak. Senin Alara'yı ikna etmeni mi beklesem daha mı iyi olurdu?" Ceketini barın altındaki bir dolaptan çıkarıp elindeki havluyu bana fırlattı. "Yalnızca onunla ve diğer müşterilerinle ilgilensen yeterli."
"Daha fazlası olabilirmiş gibi," diye homurdanarak havluyu ardından fırlattığımda göz kırptı.
"İyi eğlenceler, kardeşim!"
"Siktir git Ali!"
Pislikçe gülerek bardan çıktığında geri tabureme çöktüm. Başımı bar masasına adeta çarparak koyup boş barda tiz bir çığlık kopardım. Ben ne suç işlemiştim de karşılığında Yalın gibi bir pisliğe aşık olmakla kalmayıp, onunla aynı barın içinde akşama kadar vakit geçirme cezasına çarptırılmıştım?
🐆🐆Biliyorum, bölümleri daha hızlı atmam gerekirken daha yavaş atıyorum ama inanın oruçlu kafayla hiçbir şey yazılmıyor wüxnwpckeş. Ama söz bu kadar da geciktirmeyeceğim. Şu sıralar bir kurgu üzerinde uğraşıyorum. Texting olmayacak. Ama güzel olacak. Beklemede kalın. Bölümü oylamayı ve yorunlamayı unutmayın😘❤.
![](https://img.wattpad.com/cover/202124684-288-k226597.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜ | texting
Short StoryBüyücü: Bu gün hocaya gittim. Büyücü: Bağlama büyüsü yaptırmaya. Büyücü: Şimdi sana üç gün tanıyorum. Büyücü: Ya benim olursun Büyücü: Ya da o her gece altına aldığın kızları o yatağa gömen bir Kara Melek olup seni hadım ederim.