💫56💫

7.1K 455 131
                                    

Buğra'yı hiç bu kadar özleyeceğim aklıma gelmezdi. Ama olmuştu işte. Buğra'nın öyle bir büyüsü vardı ki, bana yaşadığım son olayları unutturup beni eski halime çevirmişti adeta. Eski Büyücü kimliğimi vermişti elime.

Ancak bu kimliği eğlence için vermemişti. Ayda'yı nakavt etmem için vermişti. Ayda biraz... ikiz olmalarına rağmen Akın'dan farklıydı. Dış görünüşleri dışında benzer hiç bir yanları yoktu. Mesela Akın Reyâl'e deli gibi aşıkken Ayda adeta ateşböceği gibiydi. Ve tam şuan Yalın'a parlamaktaydı.

Ali'nin önüme ittiği diğer şat bardağını, bakışlarımı Ayda'nın söylediği şeye gülen Yalın'dan ayırıp tezahüratlar eşliğinde kafaya diktim. Minik bardağı sertçe bar tezgahına vurup kafamı iki yana salladığımda Ali yeni bardağı doldurmaya başladı.

"Böyle kuru kuru gitmiyor ama!" Diye bağıran Buğra ile Ali duraksadı ve kaşını kaldırarak ona döndü. "Herkesin yapıp yapmadığını soracağı bir soru hakkı olacak. Yaptıkları için şat atacak." dediğinde Ali sinsice gülümseyerek bana döndü.

"Bu çok acımasızca ama, cevaplayamayacağı sorular için bir yancısı olması gerek." Diyerek Akın'ın kolunun altından çıkan Reyâl yanımdaki tabureye oturdu.

Yanağını sulu sulu öperek geri çekildiğimde Leyâl, "Ben başlıyorum o zaman," diye atıldı. "Cinlerin gerçekten var?"

Ali alayla gülerek önüme şat bardağını bıraktığında küçük bardağı kafama diktim. Reyâl ve Buğra böğürerek gülmeye başladığında Leyâl ürpererek geri çekildi.

Reyâl kendini durdurmayı başardığında ellerini kaldırıp diğerlerini durdurdu ve pat diye sordu. "Ortaokulda Buğra'yı seviyordun?"

Ali bardağı önüme bıraktığında Buğra'yla aramızda sinsi bir gülüşme geçti.

Olayın gerçeği şuydu ki, Buğra Leyâl'den hoşlanıyordu ve ben Leyâl'i kıskandırmak için ona aşıkmış rolü kesiyordum. Ama arkadaşlığımız bozulmasın diye bunu Reyâl'den gizlemiştik.

Buğra'yı ifşa etmemek adına o bardağıda kafaya diktim.

Sırada Buğra vardı.

"Şuan buradan birinin başına iyi şeyler gelmeyeceğini hissediyorsun?" Dediğinde Reyâl kaşlarını çatarak ona döndü. "Ne bileyim, aramızdan birinin başına bir şeyler geleceğini biliyorsun?" Diye açıkladığında Ali kaşlarını kaldırarak bardağı önüme sürükledi.

Bir bardağa birde bar tezgahının etrafına toplanmış arkadaşlarıma tek tek baktım. Bakışlarım en son Ayda'yı bulduğunda tereddüt bile etmeden bardağı kafaya diktim.

Bir anda ortam sessizleşirken Ayda kaşlarını çatarak bana baktı. Omzumu silkerek diğer soru için bakındım.

"Sıra bende," diye başlayan Arda boğazını temizleyerek bar tezgahına doğru eğildi. Hemen diğer tarafında duran Yalın bakışlarını Ayda'dan ayırıp Arda'ya döndüğünde Arda ona alaylı bir bakış atarak tekrar bana döndü.

"Benden hoşlanıyorsun?"

Ali bıkkın bir nefes alarak diğer bardağı önüme bıraktığında bir süre Arda'yı izledim.

Eğer bana ilgi duyduğunu bilmiyor olsaydım onunla en az Buğra kadar yakın olabilirdik. Ama düşünüldüğünde ona karşı herkesten çok önyargılıydım. Bu önyargımın başlıca sebebi Yalın'dı. Hatta Arda'nın yanında kimsenin yanında olmadığım kadar rahat olduğum bile söylenebilirdi. Sohbeti iyiydi ve ilgili bir insandı. Düşünceliydi. Sevecendi.

Reyâl bardağa doğru uzanmak için hareketlendiğinde, "Sayılır," deyip bardağı kafaya diktim. Kalabalıktan 'ooo' sesleri yükselirken beni kaşları çatık bir şekilde izleyen tek şahıslar Buğra ve Yalın'dı.

"Öyleyse son olarak en objektif tespiti yapmak istiyorum," diyerek araya girip gergin havayı bozan Akın'a minnetle baktım. "Her ne kadar Buğra'ya olan aşkın gömülü olsa da ve Arda'dan hoşlanıyor sayılsan da, aşık olduğun başka biri var."

Ali 'yiyorsa' ifadesiyle bardağı önüme bıraktığında bir süre duraksadıktan sonra bardağı serçe parmağım ile Reyâl'e ittim. Reyâl gülümseyerek bardağı kafasına diktiğinde dönmeye başlayan başım ile kafamı iki yana salladım.

"Bence bu günlük bu kadar yeterli," diyerek boşalmak üzere olan şişeyi kafasına diken Ali ile tabureden kalktım.

Yerime gelen yeni elemana kahve yapmasını söyleyip localara geçerlerken patlamak üzere olan meshanemin varlığını hatırlayıp tuvalete doğru ilerlemeye başladım. Yarı yolda ayaklarımdaki topuklularla sağ dönemeyeceğimi fark edip durdum ve büyük uğraşlar sonucu çıkardım.

Tuvaletteki işimi halledip çıkmak üzere kapıyı açtığım an Yalın'la burun buruna geldim. Belki sövmek için belki sevmek için açılan ağzım ile beni omzumdan iterek tekrar içeri soktu. Sendelediğimde bozulan dengemi toparlayamayınca belimden tutup kapıyı arkasından kapattı.

"N'apıyorsun be?!" Diye oldukça volümsüz bir şekilde bağırdığımda sert bakışları tekrar beni buldu. Hayır, oldukça sert bakışları beni bulmuştu.

"Asıl sen n'apıyorsun be?" Diye beni taklit ettiğinde ilk kendimi tuttuğum için domuz sesi çıkararak sonra da böğürerek gülmeye başladım.

"Sokak ortasında kavga eden çingenelere benzedin," dediğimde suratı daha da sertleşti. Bu gözle görülür değişim ile gülüşümü anında kesip dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Neden geldin?" Diye en az onun kadar ciddileşerek sorduğumda bir nebze yumuşar gibi oldu.

Ardından kendini söyleyeceği  şeye hazırlarmış gibi derin bir nefes aldı ve oldukça kısık bir sesle o soruyu sordu.

"Barışalım mı?"

💫💫💫

Selam👐🏻. Umarım uyumamışsınızdır. Ben kendimi tutamadım ve yazdım wğfmsğclec. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın hepinize iyi geceler dileyip gidiyorum🥰.

BÜYÜCÜ | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin