"Ne yaparsam yapayım olmuyor." Dedim bir cipsi daha ağzıma tıkarken. "Ömrüm boyunca onu karşısına çıkan tüm kadınlardan bir şekilde uzaklaştırsam bile beni asla görmüyor."
Yanımda koltuğun üçte ikisini kaplamış olan ağabeyim elini daldırdığı cips kasesinden çıkarıp kafama sert bir fiske vurdu. "Çünkü saklanıyırsun aptal. Üstelik ebe o bile değilken."
Vurduğu yeri homurdanarak ovalarken haklı sözleri ile yüzüm düştü.
"Peki sen yerimde olsan ne yapardın?" Diye sorduğumda bakışlarını laptoptan ayırıp bana çevirdi.
"Cesaretli olurdum."
"Biraz açar mısın şu cesareti?"
Laptopu kenara koydu ve başını bana çevirip küçümseyici bir tavırla beni süzdükten sonra devam etti. "Aslında olayın cesaretle ilgisi yok. Demek ki sen reddedilmeyi göze alacak kadar çok sevmiyorsun."
"Öyle değil..." diye adeta mırıldanırken kalbimin üstüne patates çuvalı gibi düşen bu sözlerin altında ezildiğimi birebir hissettim.
"Bizzat öyle. Yıllardır ona ait bir şeyi kapacaksın diye çevirmediğin dolap kalmadı. Bu çabayı gay bir erkeği baştan çıkarmak için harcasaydın daha başarılı olurdun. Ama sen onun üzerinde uğraşmak yerine kazaklarının, aptal bardaklarının, gizli fotoğraflarının üzerinde uğraştın. Bunun dışındaki büyük sorunsa o bu yaptıklarının farkında bile değil. Ki olsa bile seni ayakta alkışlamayacak aksine deli olduğunu zannedip ayaklarını kıçına vurarak kaçacak."
"Sanırım haklısın." Dediğimde başını fazla hızlı salladı.
"Tabii ki öyleyim. Ben her zaman akıllıyım. Birimizin böyle olması gerekiyor değil mi?"
"Ben haklı olduğunu söyledim."
"Akıllılar her zaman haklı olurlar." Deyip kafamın üstünde kuş yuvası olmuş kıvırcık topuzumu sert bir darbeyle bozdu.
Öfkeyle tekme savurup, "Aklına tükürdüğüm." Diye haykırdım.
"Senin yerinde olsam bana iyi davranırdım çünkü evde kalmayacağın bir planım var." Dediğinde biraz daha sakinleşip kaşlarımı kaldırdım.
"Gel barda falcılık yapmaya başla. Öğlenleri millete kahve yapıp fal bakarsın, geceleride önüne gelenin el falına bakarsın. Bu işle hem onun dikkatini çekersin hem de etrafındakileri dağıtırsın."
Vay canına. Belki de ağabeyim akıllı olup beynini çok nadir kullananlardan olabilirdi. Belki de ilkokul öğretmeni haklıydı.
"İyi de patron o değil mi? Beni nasıl işe alacaksın?" Dediğimde bana aptalmışım gibi bakarak ayağı kalktı.
"Sen ağabeyini hiç tanımamışsın." Diyerek göz kırptı ve salondan çıktı.
"Keşke hiç tanımamış olsaydım." Diye homurdanarak saçımı tekrardan kuş yuvası haline getirdim ve kafamda ilk iş günü kombinini oluşturmaya koyuldum.
🌼🌼🌼
Selammm👐🏻👐🏻. Bir süre sık bölüm atamayabilirim. Ev internetiyle ilgili bazı sorunlar yaşıyoruz o yüzden kendi internetimden atıyorum bölümleri. İnternet olmadığı zamanlar bolca yazıp, sorun düzelir düzelmez ard arda yayınlamayı planlıyorum. Sakın buraları boş bıraktığımı düşünmeyin. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! Kendinize çoook iyi bakın, sağlığınıza dikkat edin😘😘😘❤❤.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜ | texting
Historia CortaBüyücü: Bu gün hocaya gittim. Büyücü: Bağlama büyüsü yaptırmaya. Büyücü: Şimdi sana üç gün tanıyorum. Büyücü: Ya benim olursun Büyücü: Ya da o her gece altına aldığın kızları o yatağa gömen bir Kara Melek olup seni hadım ederim.