Baş parmağı kapalı finacının üstüne koyup ısısını kontrol ettim. Soğuduğunu fark ettiğimde heyecanla fincanı kaldırdım ve kendime çevirdim.
"Hmmm... sakin bir dönemden geçiyor gibisin," diye başladığımda üzerimdeki bakışları alayla doldu.
"Hem de nasıl," diye homurdandığında dudağımı bükerek omuz silktim.
"Ben gördüğümü söylüyorum."
"Klasik falcı yalanı." Dediğinde masanın üzerindeki havluyu fırlatarak susturdum.
"Dört haneli bir sayı görüyorum. Sanki..." düşünüyormuş gibi duraksayıp devam ettim. "Bir tarih gibi görünüyor."
"Neymiş o tarih?"
Gülümseyerek başımı kaldırıp Yalın'a baktım. "20 Ağustos."
"Mum falanda vardır. Dikkatli baksana." Dediğinde başımı sallayarak tekrar fincana döndüm.
"Sanki birine büyük bir sürpriz hazırlıyor gibisin."
"Pasta da iki katlı mı?"
Dudağımı ısırarak elimle üç işareti yaptım. Kaşları havalandığında dördüncü parmağımı oynattım.
"Kesinlikle üç katlıdır, iki az gelir. Bir ordu doyuracağız ya."
"Kesinlikle." Diyerek bakışlarımı tekrar fincana çevirdim.
"Şuradaki araba mı yoksa?"
"Yuh!" Diyerek ayaklandığında gülerek bileğini tuttum.
"Oyuncak arabaymış."
"Bundan sonra sana fal baktırırsam ne olayım. Benim falıma mı bakıyorsun kendi falına mı belli değil!"
Gülüşüm kahkahalara dönerken Ali barın oradan, "Maaşından kes!" diye bağırdı.
"Bırak falı, kalk toparlan. Bırakayım seni," dediğinde başımı iki yana salladım.
"Bu gün kalmak istiyorum."
Bir süre beni süzüp omzunu silkti. "Sen bilirsin."
Sonraki bir saat etrafı temizlemek ve barı gece eğlencesine hazırlamakla geçti. Birkaç saat sonra bar yavaştan dolmaya başladığında Yalın'ın her zamanki arkadaş grubuyla birlikte her zamanki locada oturmuştuk. Ancak belki de gece eğkencesine kalmak pekte akıllıca bir fikir değildi. Çünkü Yalın'a sırnaşmaya çalışan kızları püskürtmek için her fırsatta elini tutuyor ya da yüzüne dokunup saçını okşuyordum. Sorun olan burası değildi. Sorun bardaki tüm kızların üzerimdeki düşman bakışlarıydı. İyi bir dayak atmak için çıkışı bekleyen cazgır lise öğrencileri gibi süzüyorlardı beni.
Hem kokudan hem bakışlardan rahatsız olup kendimi tuvalete attım. İşim bittiğinde kabinden çıkmak üzereyken yüksek bir gürültünün ardından içeriye tiz kahlahalarıyla birlikte kalabalık bir kız grubu girdi.
"Ne kadar küçük bir şey olduğunu gördünüz mü?" Diye sordu içlerinden birisi. Müzik olmamasına rağmen bağırarak konuşuyor olmasından sarhoş olduğu belliydi.
"Yalın onda ne buluyor anlamıyorum."
"Birşey bulduğu yok zaten! Anlamadınız mı hala? Yalın'ın her zamanki eğlencelerinden birisi!"
"Birkaç güne sıkılıp kendini tekrar koynumuza atacak nasıl olsa! O da farkında o bücürün kendisine yetmeyeceğinin!" Ardından yüksek bir kahkaha krizi koptu.
"Peki kızın giyindiklerine ne demeli! Onca yarı çıplak kadının arasında pantolon tişörtle mi elinde tutacak Yalın'ı?" Bir başka kahkaha krizi.
"Tamamen çıplak kalsa neye yarar? Yalın'ı bizim kadar iyi tanımıyor bile. Nasıl onu tatmin edebileceğini düşünmüş olabilir ki?"
"Sabredin kızlar, bir kaç güne Yalın bize geri dönecek!"
Bir başka gürültülü kahkaha krizinin ardından çıktılar.
Yutkunarak kabinden çıktım ve aynadaki yansımama baktım. Pantolon tişört giyinmiş bir bücür. Üstelik rimeli akmış ve zaten kabarık olan saçları iyice kabarmıştı. Aptal olduğunu da unutmamak gerek.
Elbette Yalın'ı hiçbir zaman tatmin edemeyeceğimi biliyordum. Hatta bunu en iyi ben biliyordum. Ama gerçekler hiç bu kadar açıkça çarpılmamıştı suratıma. Sanki gözümün önünde parmak şıklatarak bir rüyadan uyandırmışlardı beni.
Neden... neden bu kadar erken uyandırılmak zorundaydım?
🦋🦋🦋
Bir kaç gecedir atamıyorum bölüm, farkındayım. Hiç bu kadar meşgul olduğum bir ana daha denk gelmemiştim. Hem staj işimle, hem evlenmek için felaketler yılını bekleyen akrabalarımın düğünleriyle hem de hastalığımla cebelleşiyordum. Neyse ki başımdaki dertlerin sayısını azaltmayı başardım ve yazdım bu bölümü. Diğer bölümü olabildiğince geciktirmemeye çalışacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, enn çook sizi♥️♥️. İyi geceler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜ | texting
Historia CortaBüyücü: Bu gün hocaya gittim. Büyücü: Bağlama büyüsü yaptırmaya. Büyücü: Şimdi sana üç gün tanıyorum. Büyücü: Ya benim olursun Büyücü: Ya da o her gece altına aldığın kızları o yatağa gömen bir Kara Melek olup seni hadım ederim.