Bizimkiler haricinde boşalmış olan bara girdiğimde loca da oturanların bakışları bana kaydı. Arda yerinde gergince kıpırdanırken Ali merakla beni süzüyordu. Reyâl dudaklarını birbirine bastırmış, Buğra tek kaşını kaldırmıştı. Ayda'nınsa suratı düşmüştü.
Ortamdaki gerginliğe anlam veremeyerek Ali'yle Arda'nın arasındaki boşluğa oturdum. Kahveler gelmişti.
"Imm, mis gibi kokuyor." diyerek kahveme uzandığımda herkes rahat bir nefes aldı.
Kahvemi ortaya konmuş atıştırmalıklar eşliğinde içmeye devam ederken Yalın içeri girmiş ve kimseye bakmadan bar tezgahının arkasına geçmişti. Şişelerden birini açarken Reyâl ortamda tekrar var olan gerginliği dağıtma çabası ile heyecanla doğruldu.
"Hadi iskambil falı bakalım!" Diye çığırdığında dudağımı büktüm. Bir şey söylememe kalmadan, "Kartları getireyim," diyerek ayaklandığı sırada Yalın, "Otur sen." Dedi. "Ben getiririm."
Sesindeki ima ile derin bir nefes alarak kahvemin son yudumlarını içip fincanı çevirdim.
Yalın elinde kartlarla birlikte Buğra'yı iterek tam karşıma oturduğunda amacını anlamaya çalışarak onu süzdüm. Kartları kutudan çıkardı ve biçimli elleriyle bir süre karıştırdı. Ardından önüme yüzlerini kapatarak dizdi.
"Geçmiş, gelecek ve şimdi için üç kart," diye bilmiyormuşum gibi uyardığında gözlerimi devirdim. Geçmiş için son kartı gelecek için ilk kartı ve şimdi için en ortadaki kartı çekip ona uzattım.
Diğer kartları kenara itip geçmiş için seçtiğim kartı çevirerek önüme koyduğunda alayla güldüm. "Maça İkilisi" Bir kez daha güldüğümde Reyâl, "Anlamını söyle," diyerek dürtükledi. "İhanete ve hayatın önemli bir döneminde ayrılığa işaret eder," dediğimde Yalın kartı kapatarak kenara attı.
Şimdi için seçtiği kartı önüme koyduğunda gözlerim ardına kadar açtım. "KUPA DOKUZLUSU" diye böğürdüğümde olayı tek anlayan Ali'de bana katıldı.
"Yuh, binde bir!"
Yalın suratıma boş boş bakmaya devam ederken kendimi zorlukla durdurdum ve bize merakla bekleyen gruba açıklama yaptım.
"Kupa Dokuzlusu şimdi için çıktığında dilek kartı olarak sayılıyor. Yani şuan dilek tutmam gerekiyor," dedim ve heyecanla ellerimi çenemin altında birleştirerek gözlerimi yumdum.
Tam o an boşluğa düştüm. Bundan bir kaç ay önce olsa dileyeceğim çok şey olur. Yalın'la sohbet etmek... Yalın'ın yakınında olabilmek... Yalın'ın elini tutmak... Yalın'ı öpmek... Onun dudaklarından beni sevdiğini duymak...
Şimdiyse koca bir boşluk. Gözlerimi aralayıp beni dikkatle izleyen Yalın'a baktım.
"Ben de öyle düşünmüştüm," diyerek kupa dokuzlusunu da fırlattığında ellerimi çenemin altından ayırdım.
Son kart olan gelecek kartını çevirdiğinde dudağımı büktüm. "Kupa İkilisi," diyerek bakışlarımı ondan ayırdım. "Sanırım evleneceğim." Alayla gülerek oturduğum yerden kalktım ve bar tegzahında duran Yalın'ın şişesini alıp bira bardaklarından birini yarısına kadar doldurdum.
Elindeki son kartı sallayıp bakışlarını bana çevirdi ve ciddi bir tonda, "Bunu saklayacağım." Dedi. "Düğününde takı olarak takacağım."
"Ben de sana Kupa Dokuzlusu takacağım." Benden çaldığın dilekler için...
"Eminim bir sebebi vardır."
"Var." Diyerek bardaktan bir kaç yudum aldım.
"Bildiğim kadarıyla adetlerimiz arasında gelin ve damadın birbirlerine takı takması gibi bir şey yok." Diyerek araya giren Buğra'ya ölümcül bir bakış attım.
"Ayda'ya takarız o zaman." Diye mırıldandığımda köşede sessizce oturan Ayda kaşlarını çatarak bana baktı.
"Derdin ne senin?" Diyerek yükseldiğinde yarım ağız gülerek omuz silktim. "Ortalıkta vazgeçtim diye davul gümbürdettiğin adamı kıskandığın için bana sataşıyorsan yanlış kişiyle oynuyorsun."
"Yanlış kişileri seçiyorum hep, huyum kurusun." Diyerek masaya doğru ağır adımlarla yaklaşmaya başladım.
"Bu yanlışına dikkat et öyleyse. Ben öyle deli saçması büyülerinle çarpacağın biri değilim." Akın Ayda'yı susturmak için seslendiğinde ona kısa bir bakış atmak dışında bir şey yapmadı.
"Neyse ki insanları yalnızca büyülerimle çarpmıyorum."
"Birileriyle çarpıştığın belli zaten!"
Ya sarhoşluğum ya da Yalın'a uzun süre tahammül etmek zorunda kalmamdı sebebi. Önemli olan bu da değildi zaten. Önemli olan bardağı bir kenara fırlaattıktan sonra adımlarımı hızlandırarak masanın üstüne çıkıp Ayda'nın üstüne atladığımda beni birilerinin durdurması gerektiğiydi. Zira, "SENİ DAVUL GİBİ GÜMBÜRDETİRİRİM," diye bağırarak kızın üzerine atılırken kendimde olduğumu sanmıyordum. Neyse ki, Buğra benden önce davranıp Ayda'yı kendine çekerek boşalan koltuğa düşmemi sağlamış ve anın şaşkınlığı ile çığlık atan Ayda'yı kucaklayarak masadan uzaklaştırmıştı.
Onlara doğru hareketlenip, üstünden atlayacağım sırada Yalın beni tutup kucağına oturttu. Çenemi sıkıca tutup beni ona bakmaya zorladığında bakışlarım onu buldu. "Sakin ol," diye yüksek sesle uyardığında derin derin nefesler alarak dediğini yapmaya çalıştım. Yapamadım. Başımı deli gibi iki yana sallayarak, "Ona gülüyordun!" diye bağırdığımda kendini gülmemek için zor tutuyormuş gibi çenesini sıkarak başını iki yana salladı.
"Lavin," deyip duraksadığında ,"Hm," diyerek devam etmesini bekledim.
"Seni seviyorum." Ardından öfkeden kıpkırmızı olmuş suratıma aldırmadan sıcak dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
💫💫💫💫💫Selam dostlarım👐🏻. Umarım beğenirsiniz bölümü, oy vermeyi vee yorum yapmayı unutmayın. Ve lütfen Yalın'ı daha fazla süründürmeyelim, üzülüyorum. Q
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜ | texting
Short StoryBüyücü: Bu gün hocaya gittim. Büyücü: Bağlama büyüsü yaptırmaya. Büyücü: Şimdi sana üç gün tanıyorum. Büyücü: Ya benim olursun Büyücü: Ya da o her gece altına aldığın kızları o yatağa gömen bir Kara Melek olup seni hadım ederim.