Küçük yıldıza tıklayarak destek olmayı ihmal etmeyin :)
***
Bugün şehre inip kurul toplantısına katılmak adına iznim vardı. Toplantının tam da istediğim zamana gelmesi büyük bir mucizeydi. Aylık raporlarımı sunacak, araya da Burak meselesini katacaktım. Tabi bu zamana kadar Burak hakkında tuttuğum raporları vermek zorundaydım ama buna yapacak bir şeyim yoktu.
Gece eve çıktıktan sonra kalbim ve beynim orantılı bir biçimde çöktüğünden dolayı kızları geçiştirip direk yatmıştım. Halimi görünce onlar da fazla zorlamamıştılar ama deli gibi ne olduğunu merak ettiklerini biliyordum. Onlara açıklama yapacak halde olmadığımdan bu sabah gruba şehre ineceğimi açıklayan bir mesaj atmış ve onlara gözükmeden çıkmıştım.
Gösterişli binanın önüne geldiğimizde taksiye ücretini ödeyip indim. Aslında uzun yolda otobüsü tercih ederdim ama ne kadar hızlı gelirsem o kadar iyi gibi hissetmiştim.
Beni tanıyan güvenlik gülümseyerek yol verdi. Ben de başımla selam verip oyalanmadan içeri girdim. Detektörden geçip direk toplantının yapıldığı kata çıktım. Kapıdaki sekreter, "Hoş geldiniz Merve Hanım. Birazdan sizi alacaklar." deyince başımı sallamakla yetinip kenardaki koltuğa oturdum.
Açıkçası biraz heyecanlıydım. Kurula fikri ben vermişken vazgeçip kendimi tehlikeye atmadan onları ikna edecek olmanın endişesi bir yana filoya döndüğümde Burak'a her şeyi anlatacak olmanın korkusu da damarlarımda geziniyordu. Gece boyunca bir toplantıda diyeceklerimi bir de Burak'a diyeceklerimi düşünüp durmuş, adam akıllı uyuyamamıştım.
Sekreterin telefonu çalınca hemen açıp karşıyı dinledi ve saniyeler içinde kapatıp bana doğru gülümseyerek, "Sizi bekliyorlar efendim." dedi. Bir çanta dosyamla ayaklanıp devasa kapının önüne geçerek derin bir nefes aldım ve hızlıca tıklatıp "gir" komutunu alarak ağır kapıyı ittim. Bu bina eski ve tarihi bir yapı olduğu için her şey devasa ve ağırdı.
Masanın etrafındaki herkese başımla selam verdim. En yüksek rütbeli komutan, "Buyurun oturun." dedi. Ben otururken bütün gözler bendeydi. Bu toplantılar beni gerçekten geriyordu.
Komutan masadakileri, herkes neyin ne olduğunu bilmesine rağmen, bilgilendirmek adına, "Asker Kontrol Programının ilk ayını tamamladık bildiğiniz üzere. İkinci Ana Jet Üssü Komutanlığını takip eden Merve Hanım, bütün yüzbaşı ve teğmenlerin kayıtlarını tutarak bize ulaştırmakla görevli. Hepsini tek tek burada incelemeyeceğiz elbet. Herkese ulaşacak olan kopyaların asıllarını bize ulaştırmak için bugün aramızda kendisi. Bir kopya da kendisinde var. Son derece gizli dosyalar olduğunu tekrar belirtmeme gerek olmadığını düşünüyorum." dedi. Son cümlesini kapalı bir tehdit şeklinde aktarmıştı. Yani dosyaları başka bir yerde görürsem bittiniz, demeye getiriyordu.
Komutan sonunda bana dönüp bir kafa hareketi yaptı. Emrimi alıp çantamdan bütün dosyaları çıkarttım. Yaklaşık kırk dosyayı kucaklayıp sandalyemden kalkarak komutanın önüne koydum ve sandalyeme geri oturdum. Konuşma sırası bendeydi.
"İlk ay İkinci Ana Jet Üssü Komutanlığı için biraz zor başladı ama daha sonra askerler itiraz etmeyi bırakıp durumun ciddiyetinin farkına varınca direnmekten vaz geçtiler. Genel olarak ciddi problemi olan kimseye rastlamadım ilk iki seans sürecinde. Sadece birkaç askeri daha sağlam gözlemleyeceğim ve dosyalarda da ayrıntılı bir şekilde kaleme döküp sizlere de ileteceğim. Ama iki seansta bunu anlamak zor olduğu için şimdilik müsaade ederseniz kendime saklamak istiyorum isimleri." Hepsi kısaca başlarını sallamakla yetindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Rengi: Mavi
RomantikBu kitap "aşk" ile ilgilidir, askerliğe dair ayrıntılı anlatımlar içermemektedir. *** Şu an dünyada yazılmış̧ kaç̧ roman vardır? Milyonlarca. Peki yazılmamış̧ kaç̧ roman vardır? Her bir insanın hayatı sayfalara dökülmemiş̧ birer roman sayılamaz mıyd...