"Bir saatte beynim çok fazla bilgiyle doldu." diye yakınarak kendini koltukta geri attı Vesile. Naile'de peşinden, "Şimdi bir saniye, baştan alıyorum." diyerek ellerini havaya kaldırdı. Ben geldikten sonra Vesile'yi çatlatacak derecede konuşmayıp Naile'yi de beklememizi söylemiştim. Aynı şeyleri iki kez anlatamazdım valla. Zaten Naile de bir saat içinde gelmişti.
"Feryal denen kadın sana bilerek çarpıyor, sonra Burak denen herif gelip seni alenen uyarıyor, üçüncü bir Yüzbaşı kadın adına özür diliyor, akşam Burak denen herif seni eve bırakıyor ve kendi adına özür diliyor, bu da yetmezmiş gibi bu adamın iki sokak arkamızda oturduğunu öğreniyorsun..." Parmaklarıyla bir hesap yapmaya çalışır gibi düşünüp bir anda ellerini salladı. "Yok abi beynim yandı benim." dediğinde güldüm. Çok zor da değildi aslında anlattıklarım ama...
"Dur dur, Naciye teyzenin afet oğlunu unuttun." diye ekledi Vesile. Naile ellerini birbirine çarpıp, "Doğru. Onu nasıl unuturum." dedi. "Bir de tabi bana gelen iş teklifi var." diye de ekledi. Vesile, "Bir günde neler yaşadın sen be?" diyerek Naile'yi tamamladı. "Siz anlatınca bunu ben de düşündüm bak." dedim bir an durup. Cidden ne saçma bir gün geçirmiştim ya.
"Ama durun!" diye bağırıp ellerimi kaldırdım. Vesile baş parmağıyla damağını ittirip, "Ne bağırıyorsun salak?" dedi. Onu kale almadan Naile'ye odaklanıp, "Geliyorsun değil mi yarın benimle?" dedim. Düşünceli bir şekilde başını sallayıp, "Öyle gözüküyor." dedi. "O ne demek be?" diye yükseldim bir an. Ne yapayım, çok heyecanlıydım bu iş konusunda. Naile'yi böyle düşünceli görmek sinirimi bozuyordu. "Ya Merve güzelim iyi diyorsun hoş diyorsun da ben gelir bir de heves edersem ve abim asla izin vermezse ne olacak? Çok üzülürüm oğlum. O yüzden yükselmemeye çalışıyorum şu an." dediğinde alt dudağımı büktüm. Hiç bu yönden düşünmemiştim. Patron abin de olsa demek ki bir şekilde kısıtlanıyordun.
"Ama geleceğim yani. O işi alabilmek için elimden gelen her şeyi de yapacağım. Fırsat ayağıma gelmiş tepilir mi!" diye ekledi. Bağdaş kurduğum koltukta dizlerimin üzerine kalkıp gol atmış futbolcu gibi kollarımı havaya kaldırdım. "İşte bu be! Aslansın sen aslan!" deyip yanaklarını sıktım. Gülerek ellerimi savuşturup, "Aman aslanlık sana kalsın." dedi. Galatasaraylı olduğum için döndürdüğü lafımı omuz silkerek karşıladım.
"Oh valla ya. Vesile yine dış kapının dış mandalı." diye söylenerek tekrar doğruldu Vesile. Naile dudaklarını büküp saçlarını karıştırdı. "Cerrah arıyorlardı da seni önermedim mi sanki yavrum?" dedim. Kollarını göğsünde birleştirip, "Bana ne ya siz şimdi bensiz çok eğlenirsiniz kesin." dedi somurtarak. "İş oldu da eğlenmemiz kaldı sanki Piremses." dedi Naile. "Hem askeriyede ne eğlencesi Allah aşkına. Merve'nin anlattığı yerden bahsediyorsak zaten bırak eğlenceyi, her gün adım adım birlikte deliririz herhalde." İş teklifinden beri böyle düşünmemiştim. Ben hep Naile gelirse deli gibi eğleniriz kafasındaydım ama şimdi düşününce cidden adamı orada delirtebilirlerdi.
"Benim derdim tek başıma delirmemek." diye araya girdim. "Aman be. Ne yaparsanız yapın ama eve gelip de böyle eğlenceli şeyler anlatmayın sakın bana. Beni biliyorsunuz biraz kıskancım." deyince Naile'yle büyük bir kahkaha patlattık. 'Biraz' demek bayağı hafif kalırdı. Vesile tüm arkadaşlarımıza kök söktürmüş bir insandı. Bizi kendimizden bile kıskanma potansiyeline sahipti. Gözlerini devirip iki yanındaki ikimizin kafasına da vurdu. Biz tabi ki gülmeyi kesmemiştik. Ne münasebet.
Vesile, "Ya onu bunu bırakın da ben şu Naciye teyzenin oğlunu acayip merak ettim." dediğinde parmaklarımı birleştirip 'mis' işareti yaptım. Lafa, "Ulan Merve, eğer bizi goygoya alıyorsan..." diye başlayan Naile'yi, "Ne goygoyu kuzum, herif cidden çok iyiydi. Yani Naciye teyze bir fotoğrafını gösterseydi dibiniz düşerdi kesin en baştan." diyerek susturdum. "Ulan belki de kadın gösterecekti, hiç ciddiye almadık ki biz." dedi Vesile. Cidden, düşününce doğru söylüyordu. Canımız komşumuz konuyu ne zaman oğluna getirse bir şekilde kaçmıştık. Çok yazık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Rengi: Mavi
RomansaBu kitap "aşk" ile ilgilidir, askerliğe dair ayrıntılı anlatımlar içermemektedir. *** Şu an dünyada yazılmış̧ kaç̧ roman vardır? Milyonlarca. Peki yazılmamış̧ kaç̧ roman vardır? Her bir insanın hayatı sayfalara dökülmemiş̧ birer roman sayılamaz mıyd...