Düzenlemeden atıyorum bir hatam varsa affola...
İyi okumalar canım okurlar
***
Gözlerimi bir an olsun Burak'tan çekmeden onu gözlerimle taciz etmeye devam ediyordum. Beni sinirlendiriyordu. Sabah erkenden kalkıp önce yüzüklerimizi daralttırmış daha sonra bütün belgeleri toplayarak teslim etmiş en erken sürede evlenmek adına müracaatta bulunmuştuk. Yarın öğlen saatinde boşluk olduğunu söyleyip tarihimizi vermişlerdi. Bundan sonrası çok hızlı gelişmişti. Ben daha muhtemelen yarın evleneceğimiz gerçeğiyle yüzleşemeden Burak kolumdan tutmuş bizimkilerden ayrılarak beni bir yere sürüklüyordu ve asla nereye sürüklediğini bilmiyordum. Çoktan karşıya geçmiştik fakat ağzından tek bir kelime çıkartamamıştım nereye gittiğimize dair.
"Sevgilim biraz daha gözlerini dikip bana bakmaya devam edersen şaka yapmıyorum kaza yapacağız." Kısa bir an gözlerini bana çevirip alaylı bir tonda, "Çok göz alıcıyım biliyorum ama enerjini nikahtan sonraya sakla." dedikten sonra göz kırptığında omzuna vurup pes ederek önüme döndüm ve kollarımı göğsümün altında bağladım.
Ters bir şekilde, "O kadar da göz alıcı değilsin nereden geliyor bu özgüven?" derken aslında konuyu ima ettiği olaydan çekmeye çalışıyordum. Alay ettiğinin farkındaydım ama evlenecek olmamız bu konuda beni daha çok geriyordu.
Dramatik bir şekilde, "Kalbimi kırıyorsun." dediğinde kirpiklerimi kırpıştırarak ona bakıp, "Nereye gittiğimizi söylersen kalbini onarabilirim." cevabını verdim. Tok bir kahkaha atıp işaret parmağını bana salladı. "Çok uyanıksın." Sırıtarak ona bakmaya devam etsem de cümlesini devam ettirmeyince oflayıp cama döndüm. Bir kere daha gülüp, "Nasıl anlamazsın cidden nereye gittiğimizi?" diye hayretle sorduğunda başımı ona çevirmeden, "Oradan bakınca müneccim gibi mi duruyorum." dedim. "Hayır ama biraz balık hafızalı gibi duruyorsun." Gözlerimi büyüterek ona baktığımda bir kere daha gülünce üst üste iki kere omzuna vurup, "Gülünce daha da sinir oluyorum sana." dediğimde daha çok güldü. Gerçekten evleneceğim adamı özene bezene seçmiştim anlaşılan.
Bir kere daha somurtarak önüme döndüğümde ticari uçuşlara kapatılan Atatürk Havalimanına girdiğimizi görünce anlam veremeyerek bir süre tabelaya baktım. Buraya en son TeknoFest gösterisi için gelmiştik kızlar ve Melih'le birlikte. Ardından aklıma düşen minik kâğıt parçasıyla gözlerim kocaman açılarak ön cama doğru kaydım. Gözlerimi devasa girişten çekmeden, "Şaka yapıyorsun?" dediğimde canım sevgilim şaşırtmayarak bir kere daha güldü. "Sonunda." dediğinde ona döndüm. "O günün bugün olduğunu nasıl unutabilirim!" Cümlem bir soru cümlesinden ziyade sitem cümlesiydi. TeknoFest hazırlıkları başlamıştı. Burak'ın bana yakın bir arkadaşının Türk Yıldızlarında olduğunu, son doğum günü hediyemin de hazırlıklarda onlarla buluşma olduğunu söylediği an tarihi aklıma kazımıştım fakat bütün koşuşturmalar yüzünden aklımdan tamamen çıkmıştı.
Başımı üzerime eğip, "Buraya beni kot kazakla getirdiğine inanamıyorum!" diyerek tekrar hayretle ona baktığımda arabayı park ederken kaşlarını kaldırıp, "Şişme montunu es geçmeni istemem." dediğinde bugün milyon defa yaptığım şeyi yapıp omzuna vurarak, "Bir de alay ediyorsun!" diye yükseldim. Gülerek kemerini açıp bana yaklaştı ve dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. "Her halinle harikasın bir tanem." Ellerimle yanaklarını sıkıştırıp sıkarak, "Yemezler." dedim. Gülerek ellerimden kurtulup arabanın kapısını açarken, "Hem kimseyi etkilemeye gelmedik sonuçta." diyerek indiğinde peşinden indim. Gözlerini kısmış yanıma doğru geliyordu. "Değil mi hayatım?" Umursamaz bir tavırla omuz silkip, "Ona birazdan karar vereceğim." dedim ve montumun fermuarını çekerken ilerlemeye başladım. Arkamdan, "Merve!" diye seslense de gülerek onu es geçip koşmaya başladım. Havalimanının en başında olduğumuzun farkındaydım ve pilotlara ulaşmak istiyorsam daha hızlı olmalıyım diye düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Rengi: Mavi
RomantizmBu kitap "aşk" ile ilgilidir, askerliğe dair ayrıntılı anlatımlar içermemektedir. *** Şu an dünyada yazılmış̧ kaç̧ roman vardır? Milyonlarca. Peki yazılmamış̧ kaç̧ roman vardır? Her bir insanın hayatı sayfalara dökülmemiş̧ birer roman sayılamaz mıyd...