Selam kalbimin içleri...
İlk bölüm, ilk kurgum umarım beğenirsiniz çok fazla heyecanlıyım satır başı yorumlarınızı bekliyorum.
Başlama tarihi alayım. keyifli okumalar dilerim...
Kaç kadın vardır vatanı için, milleti için, bayrağı için savaşan? Kaç kadın vardır eli silah tutan? Dağlarda gezen? Dağlarda yaşayan? Yeri geldiği zaman üç gün aç kalan? Çok az vardır ben de bunlardan biriyim.
Ben kim miyim? Ben onurlu, şerefli, namuslu Türk Askeri Yüzbaşı Asena Türkoğluyum. Çok küçük yaşta annesiz ve babasız kalan bir küçük kız çocuğu. Bu benim hikayem bu benim vatanım için neler yapabileceğimin hikayesi. Bu hikaye benim rengarenk acılarımın hikayesi.
Şimdi ne mi yapıyorum? Kurt timiyle birlikte bahçe de çimlerin üzerine oturmuş Engin'in ısrarcı tavırlarını dinliyoruz.
"Ya Engin bir git Allah aşkına ya."
"Ya ağabey ne olacak yapsak ya? Alt tarafı bir maç." Hepimiz bıkkın şekilde nefesimizi verirken Engin oldukça ısrarcı davranıyordu.
"Lan bak sinirleniyorum nerede yapacağız lan maçı? Karargah lan burası." Engin Sergene omzunu silkip geri yerine oturunca içime derin bir nefes çektim. Çektiğim nefes boğazımda takılı kalırken içimde ki sıkıntıyı yok saymaya çalışıyordum. Omzuma değen elle düşüncelerime ara verip sağ tarafıma döndüm. Mustafa kaşlarını çatmış eli omzumda bana bakarken tek kaşımı sorgular şekilde kaldırdım.
"Komutanım iyi misiniz?" Başımı hafif olumsuz anlamda salladım.
"Değilim." Dedim elimi göğsüme koyup devam ettim. "İçim de bir sıkıntı var böyle daralıyor içim nefes falan alamıyor gibi hissediyorum." Engin'in gülen sesiyle bakışlarım Engine döndü.
"Enişte operasyonda o yüzdendir komutanım. Bir gül cemalini görün Sinan Yüzbaşımın içiniz ferahlar." Başımı olumlu anlamda sallayıp mırıldandım.
"Ben biraz birikmiş dosyalarıma baksam iyi olur sonra konuşuruz." Herkes başını sallarken ben çoktan ayağa kalkmıştım yavaş adımlarla odama doğru yürürken önüme çıkan askerlerin selamlarını da almayı da unutmuyordum. Odama girer girmez masamın üzerinde ki birikmiş olan dosyalarımın başına geçtim.
4 saat sonra
Ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açıp etrafta ki gürültülü sesi çözmeye çalıştım. Yavaşça yerimden doğrulup aynalı dolabımın önüne geçtim. Saçımı düzeltip hızlıca odadan çıktım. Herkes fısıldaşıp kendi arasında konuşurken bir yandan da bana bakıyorlardı. Kaşlarımı çatıp yanımdan geçen bir askerin kolunu tuttum.
"Asker!"
"Emre Sayman Yozgat emret komutanım." Derin nefes alıp verdim.
"Rahat asker. Ne oluyor dışarı da bu ne kargaşa?" Karşımda ki asker üzgünce başını yere eğdiğin de sessizce mırıldandı.
"Şehidimiz var komutanım." Şehidimiz var, şehidimiz var şehidimiz var... Bu cümle kulaklarım da uğuldarken göğsümde ki ağrı biraz daha kendini belli etti. Bir ocak daha söndü, bir annenin yüreği daha yandı, bir baba daha içten içe öldü. bir kadın daha dul kaldı, bir çocuk daha yetim kaldı.
"Kim?" Dedim. Sesim zar zor çıkmıştı ağlamamak için kasıyordum kendimi çünkü biliyordum bir tek kartal timi çıkmıştı operasyona. Asker gözlerini benden kaçırırken Albayın odasından koşarak çıkarken gördüm. Hızlıca bende arkasından koştum. Birinin kolumu tutmasıyla dururken sinirle arkamı döndüm. Engin üzgün gözlerle bana bakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/246933812-288-k796328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Timi
ActionAnnesini ve babasını küçücük yaşta şehit veren bir kızdı o. Yanında bir tek biricik ağabeysi vardı. Şimdi o küçücük kız büyüdü kocaman bir bordo bereli bir yüzbaşı oldu. o kim mi? o Asena Türkoğlu tüm zorluklara göğüs geren kahraman türk askeri.