31. Bölüm Kamp

9.4K 587 39
                                    

Selaammmm kalbimin içleri. Bölüm pek içime sinmedi ama umarım bölümü beğenirsiniz şimdiden iyi okumalar.




"Komutanım." Dedi Akat nefes nefese. Kaşlarımı çatıp oturduğum koltuktan ayağa kalktım.

"Hah geldi yine felâket tellalı bende diyordum nerede kaldı." Fatih'in cümlesi biter bitmez Ateş Fatih'in ensesine vurunca tekrar Akat'a baktım. Birşey olmuştu hemde hiç iyi şeyler değil di bu olanlar sıkıntıyla nefes alıp başımı olumlu anlamda salladım Akat onayı aldıktan sonra hızlıca konuştu.

"Siviller." Diyip yutkundu hepsi bir anda ciddileşmiş Akat'a bakıyordu.

"Komutanım sivilleri kaçırmışlar Albay sizi çağırıyor." Başımı hızlıca olumlu anlamda sallayıp konuştum.

"Gidelim." Hepimiz dinlenme odasından çıkıp koşarak harekât odasına girdik. Albay bizi oturarak bekliyor du hepimiz hazır olda bekleyince Albay konuştu.

"Rahat çocuklar çabuk oturun." Durumun ciddiyet'inden dolayı hızlıca yerime geçtim. Albay ellerini masada birleştirip sıkıntılı yüz ifadesine büründü.

"Kod adı Kenya." Diyip duvara yansıttığı adama baktım adam esmer ve her kızın ilgisini çekebilecek kadar yakışıklıydı. Ama bu şerefsiz olduğunu gerçeğini değiştirmiyor du. "Kadın kaçakçılığı yapıyor, uyuşturucu satıyor, silah kaçakçılığı yapıyor ve bunların hepsini bir şirketin altından yapıyor güya yardım kampı kurmuş fakat bu kampta yardım hariç herşey yapılıyor. Sizden istediğim bu kampı bulup yok etmeniz." Kuzey arkasına yaslanıp konuştu.

"Kolaya benziyor." Albay arkasına yaslanıp konuştu.

"Unutma Üsteğmenim zeka her zaman önemlidir. Ve zekası olan bir insan asla düşmanını hafife almaz ki bu adam hafife alınacak bir adam değil." Kuzey biraz bozulsa da hemen kendini topladı ama Fatih'in iğneleyici bakışlarından kurtulamadı.

"Tek bir kamp mı?" Albay başını olumsuz anlamda salladı.

"Asıl sıkıntı da bu ya zaten kamplar toplam beş tane ve farklı farklı yerlerde göreviniz uzun ve meşakkatli olacak kendinizi herşeye karşı hazırlıklı kılın. Sırayla kampları patlata, patlata en büyük kampa asıl, sivillerin olduğu kampı sivilleri aldıktan sonra biri bile kalmadan yıkın orayı."

"Tek bir tim mi olacak?" Turan'ın sorusuna kaşlarım çatık şekilde baktım Albaya.

"Evet tek siz diğer üç tim de başka görev de olacak yani karargâh timsiz kalıyor."

"Bu karargâh için sıkıntılı bir durum ama."

"Öyle ama görev her şeyden önce gelir." Başımı olumlu anlamda sallayıp konuştum.

"O zaman biz hazırlanalım."

"Allah yar ve yardımcınız olsun kurtlarım."

"Sağ ol."

"Sizlerde sağ olun." Hepimiz baş selamı verip odadan çıkıp kendi odama ilerlerken time bağırdım.

"On beş dakikanız var."

Emredersiniz komutanım." Hızlı adımlarla odama ilerleyip siyah kamuflajımı giydim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapıp siyah postallarımı sıkı sıkı bağladım. Oda dan çıkıp teçhizat odasına girdim. İçeri baktığım da tim de buradaydı. Hızlıca silahımı,kasaturamı üzerime yerleştirdim yeleğimi de üzerime geçirip telsizi ve gerekli tüm diğer eşyaları daha koyduktan sonra kulağıma kulaklığı takıp tüfeğimi elime aldım. Time baktığım da yüzlerine siyah boya sürüyorlar dı bende yanlarına gidip yanaklarıma iki parmak kadar sürüp geri çekildim. Tüfeğim'in son kontrollerini yaptıktan sonra time döndüm hepsi çantalarını sırtlarına geçiriyordu. Bende kendi çantamı sırtıma takıp time baş işareti verdikten sonra hızlıca odadan çıktık. Helikopter alanına gelince tek sıra halinde albayı bekledik.

Gölge Timi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin